SENDİKA
Nöbet Eyleminin Dezavantajları
Sendikal mücadele sürecinde bazen eylemler, lehte süreklilik göstermeyebilir. Kimi eylem ve girişimler aleyhte de sonuçlanabilir. Neticede eylemin ne getireceğini hiç kimse bilemez! Aynı eylem; farklı zamanlarda, farklı platformlarda uygulansa da sonuç itibarıyla tartıldığında aynı etki ve sonucun beklenmesi saflık olur. İşte nöbet eylemini de objektif bakışla masaya yatırmalı, artıları, eksileri neler bir bir ortaya çıkarmalıyız! Sadece sınav sorularının değil eylem tarzlarının da güvenilir ve geçerliliğini test etmek mecburiyetindeyiz! Hepimiz düşünebilen beyne ve analiz edebilecek zekâya sahibiz. Eylem çeşitliliğini arttırmak adına aklın ve realitenin sınırlarını zorlamak macera olur!
Sendikacılık günümüz toplumlarında bilimsel yapıldığı ölçüde başarılı olacaktır. Dolayısıyla alaylı değil mektepli olmak durumundayız. Olumlu/olumsuz, artı/eksi, avantaj/dezavantaj, fayda/zarar, başarı/başarısızlık, efor/kazanım; gibi ölçütler dikkate alınarak eylemler şekillenmeli ki çağdaş insana hitap eden bir görünüm kazansın. Nasıl ki aktivistler, eylemi durduk yere yapmıyorsa yaşamımıza birtakım değerler sunmak amacı güdülüyorsa eylemlerin de aynı ölçüde ve ciddiyette çağdaş insana, çağdaş topluma, çağdaş anlayışa göre güncellenmesi gerekir. Eylem tarzlarımız, bizi içine çeken reel ve kapitalist dünyanın dilinden anlamıyorsa bu durum, boşa kürek çekmek olur.
Fikri, vicdanı ve irfanı hür nesiller yetiştiren Cumhuriyet' imiz bizlere eylemlerimizin muhasebesini yapmak fırsatını sunuyor. Ben de bu yazımda sendikam Türk Eğitim-Sen' in 6 ek-ders alınıncaya kadar süresiz olarak uzatılan nöbet tutmama eyleminin dezavantajlarını yazarak kamuoyunu aydınlatmak istiyorum: -İlk önce en büyük sorun çay, teneffüslerde öğretmenler odası ağzına kadar dolu oluyor, çay yetişmiyor. Hizmetliler, çay demlemekten feryat figan ediyorlar. -İğne atsan yere düşmeyen öğretmenler odalarında bayan ve yaşlı öğretmenlere yer vermek için adeta nezaket savaşları yaşanıyor. -Tüm öğretmenlerin aynı anda öğretmenler odasında bulunmasıyla oluşan cep telefonu manyetik alanı sonucu bazı öğretmenlerde nörolojik rahatsızlıklar baş gösteriyor. -Nöbette yaşanan olumsuz durumlarda idareciler, topu nöbetçi öğretmene atarak işin içinden sıyrılıveriyorlardı. Şimdi ise böyle şansları yok, ihale kendilerine kalacak!
-İdareciler önceden koltukta oturuyorlardı, şimdiyse diken üstünde! -Öğretmenler odasının dolu olmasından dolayı çok gürültü oluyor, teneffüslerde adeta kafamız şişiyor. Bu ses ve kalabalıkta dinlenmek mümkün değil! Öğretmenler okul içerisinde alternatif sessiz mekân arayışına giriyorlar. -İl ve İlçe Millî Eğitim Müdürlükleri nöbet eylemini kırmak için okullara birtakım yazılar yazarak kâğıt israfında bulunuyor.
Biz sendikacılar okul ziyaretlerimizde öğretmenler odasında boş sandalye bulunmamasından dolayı öğretmen arkadaşlarımıza genelde ayakta hitap etmek zorunda kalıyoruz. -ILO Türkiye masası şefi, 87 ve 151 Nolu Sözleşme' yi nöbet eylemini bertaraf etmeye yeltenen idarecilerin 22 yıldır neden okumadıklarını merak ediyor. -İdarecileri nöbetten gelecek ek-dersi hesap etmekte zorlanacaklarının kaygısı şimdiden sarmış vaziyette! -Öğretmenevlerini birer birer kapatarak öğretmenlerin oturup konuşmasını engelleyen bakanlık, nöbet eylemiyle hep bir arada olan öğretmenlerin ne konuştuğunu şiddetle merak ediyor; haddinden fazla kaygılanıyor. Eee azizim, öğrencilerin başında kim duracak; dersen zaten bu çocukları 24 saat nöbetçi öğretmen bekliyor değil!
Yücel ÖNDER Türk Eğitim-Sen Esenler İlçe Başkanı