SENDİKA
Müsteşara Gazete İlanlı istifa Çağrısı
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER
Toç Bir Sen, 30 Ekim 2014 tarihinde Erzurum’da 6. Doğu Anadolu Tarım Fuarı sonrasında Targel çalışanlarına “Sokaklarda dolaştığınız günleri unutmayınız. Sizi biz işe aldık. Yardımcı Doçent maaşı alıyorsunuz, halinize şükredin” diyen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları’na açık mektupla “ya özür dile ya istifa et” çağrısı yaptı.
Ulusal gazetelerde tam sayfa yer alan açık mektupta Mirmahmutoğulları’nın sözlerinin “Yeni Türkiye” vizyonuna yakışmadığı belirtilerek “Bu sözleri 77 milyon aziz milletimizin ve ülkemizi ziyaret eden yıllık ortalama 30 milyon turistin gıda güvenliği ve güvencesini sağlayan en önemli bakanlığın en üst bürokratının, hiçbir yöneticiye, devlet ve millet adamına hiçbir biçimde uygun bulmuyoruz” denildi.
İşte Toç Bir Sen’in Vedat Mirmahmutoğulları’na yazdığı Ulusal basında yeralan açık mektubun tam metni.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı
Vedat Mirmahmutoğulları’na
AÇIK MEKTUP
Sayın Müsteşar;
30/10/2014 tarihinde Erzurum'da 6’ncı Doğu Anadolu Tarım Fuarı açılışı sonrasında basına kapalı olarak yapılan bir toplantıda, bir meslektaşımızın Tar-Gel kökenli mühendis ve veteriner hekim unvanlı meslektaşlarımızın yaşamış oldukları onlarca sorunlarının çözümü adına dile getirdiği fevkalade samimi, fevkalade iyi niyetli, fevkalade idari nezakete uygun bir tarzda ve üslupta şahsınıza yönelttiği sorusu üzerine; "Sokaklarda dolaştığınız günleri unutmayınız! Sizi, biz işe aldık! Yardımcı doçent maaşı alıyorsunuz! Halinize şükredin!" şeklinde cevap verdiğinizi derin bir üzüntü ve şaşkınlıkla aynı gün öğrenmiş bulunmaktayız. Öncelikle, 77 milyon aziz milletimizin ve ülkemizi ziyaret eden yıllık ortalama 30 milyon turistin gıda güvenliği ve güvencesini sağlayan en önemli bakanlığın en üst bürokratının, hiçbir yöneticiye, devlet ve millet adamına hiçbir biçimde uygun bulmadığımız böylesine talihsiz sözler sarf edeceğine asla ihtimal veremedik. Bu şaşkınlıkla birlikte sözleriniz onbin civarındaki meslektaşımızı ve onların her türlü haklarının genel yetkili sendika sorumluluğu ile Kurum İdari Kurulu, Toplu Sözleşme, Kamu Personeli Danışma Kurulu, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu gibi bütün yasal süreçlerdeki tek, kararlı ve yılmaz savunucusu olan TOÇ BİR-SEN’i ve 38 bini aşkın üyemizi bu dil yarası derinden üzmüş, kırmış ve yaralamıştır.
Bugünün dünyasında klasik yönetim biliminin katı hiyerarşiye ve vesayete dayalı Henri Fayol’cu yönetim anlayışı terk edilerek yerini çağdaş yönetim bilimi sonrası yeni bir felsefe olarak yönetişim kavramına bırakmıştır. Gelişmiş bütün ülkelerde benimsenen bu anlayış, bütün çalışanların ortak sorumlulukla yönetime katılmasının, karşılıklı güven ve saygıya dayalı yakın iş ilişkilerinin kurulmasının yanında etkili ve sürekli bir iletişimin hakim kılınmasını öngörür. Diğer taraftan kendilerine değer verildiğine inanan çalışanların yöneticilerine daha çok güven duyduğu, iş verimlerinin de arttığı ortak kabul haline gelmiştir. Bu açıdan Tar-Gel kapsamında istihdam edilen 4-A statüsündeki onbin civarındaki meslektaşınız ve mesai arkadaşınıza yönelik kırıcı, yaralayıcı, tahkir edici ifadeleriniz, yönetişim ilkesini esas alması gereken konumunuza ve emeği saygın görmeyi medenilik kabul eden uygarlık anlayışımıza yakışmamıştır. Sözleriniz bir bütün olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda kabul edilemez ve mazur görülemez bir yönetim anlayışının hakim olduğu yönündeki kaygılarımızı artırmıştır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, sadece insanların değil; hayatın devamlılığını sağlayan bütün canlıların etkilendiği, yararlandığı ve ikamesi bulunmayan gıda güvenliği ve gıda güvencesi gibi fevkalade stratejik bir kamu hizmeti üstünlüğüne sahiptir. Bu açıdan hizmet sunanı, hizmet alanı ve diğer bileşenleriyle birlikte yönetim süreçlerinin ve ilkelerinin eksiksiz bir şekilde hayata geçirilmesi gereken bakanlıkların ilk sırasında yer almalıdır.
Yönetişim, bireylerin, çalışanın pasif durumdan aktif katılımcı konumuna geçerek kendisini ilgilendiren kararlarda söz sahibi olmasını öngören, karşılıklı diyaloğa dayalı ileri bir demokrasi aşamasıdır. Kısacası artık politikaların belirlenmesi ve uygulanmasında sadece devletin resmi, atanmış bürokratları ve onlara yön veren siyasetçileri değil, aynı zamanda sivil toplum temsilcileri ve birey de yer almaktadır. Sizin tek taraflı olarak alışkanlıklarınızı, önyargılarınızı hukukun üstünde tutarak, Türkiye’nin saygın üniversitelerinin Ziraat, Su Ürünleri, Gıda ve Veteriner Fakültelerinden mezun olmuş on bin civarındaki bu mesai arkadaşlarınıza hakaret etmeniz, kişiliklerini, onurlarını, haysiyetlerini çiğnemeniz, üstelik onların da bir aileleri olduğu gerçeğinden uzak hareket etmeniz bürokrasinin en üst makamında bulunan biri açısından hiçbir şekilde kabul ve izah edilebilecek bir durum değildir.
Tar-Gel personeline ilişkin kullandığınız sözler, ülke olarak yeni bir vizyona girdiğimiz “Yeni Türkiye” anlayışıyla ve ILO’nun insan onuruna yakışır saygın iş ilkesiyle de bağdaşmamaktadır. Özellikle Yeni Türkiye süreciyle ülkemiz artık, eski oligarşik düzeni, oligarşik mantaliteyi terk ederken; sizin bu tavrınız ve sözleriniz 18’inci, 19’uncu Yüzyılın geleneksel bürokrat tipini hatırlatmaktadır.
Sizin de bildiğiniz üzere! Tar-Gel Projesi bize göre Bakanlıkça ilk defa uygulamaya konulan bir proje olmayıp 1984 – 1990 yılları arasında 16 ilde uygulanan 1. TYUAP ve 1990-1997 yılları arasında uygulanan 21 ilinde eklendiği 37 ilde 2. TYUAP Projelerinin çok kötü bir kopyasıdır.
Yaşanan bunca sorunların çözümü adına TOÇ BİR-SEN’in Kurum İdari Kurullarındaki resmi talebi ve girişimleri sonucunda eski adı PERMEM yeni adı UTEM’de bir çok Tar-Gel Çalıştayı ve 19-23 Nisan 2009 Antalya Sera Otel’de yine TOÇ BİR-SEN’in ısrarlı KİK talepleri ile Personel Genel Müdürlüğümüz, TEDGEM Genel Müdürlüğümüz, İl Müdürlerimiz, İl Müdür Yardımcılarımız, Çiftçi Eğitim Şube Müdürleri, 81 ilden Tar-Gel çalışanı temsilcileri ve TOÇ BİR-SENimizin katılımıyla gerçekleştirilen geniş katılımlı, derin müzakereli Tar-Gel Çalıştayı ve sonuç bildirgelerinde açık bir şekilde ifade edilen Tar-Gel çalışanlarının 4-B sözleşmelilikten 4-A statüsüne geçirilmesi ve çalışma biçimlerinin, dahası projenin mutlaka çok boyutlu olarak başta üreticimiz, çiftçimiz, köylümüz, tarım sektörümüz ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın insan kaynağını stratejik olarak planlaması boyutları ile analitik bir biçimde değerlendirilmesi konusundaki tespitlerden onbin civarındaki meslektaşımızın kadroya alınması sağlanmış, ancak çalışma biçimleri ve projenin geneli hakkında bakanlığın hala bir adım atmamış olması düşündürücüdür.
Bilinmeli ki güneş gibi görünen ve çok ciddi mağduriyetleri olan onbin civarındaki meslektaşımızın her türlü haklarını TOÇ BİR-SEN olarak haykırmaya, sorumlu sendikacılık, rasyonel veriler, akılcı tespitler gereği, bu millete, bu ülkeye, çalışanlarımıza karşı vefalı, erdemli, ilkeli, kararlı, onurlu duruşumuzun gereği olarak devam edeceğiz.
Ayrıca, TAR-GEL personellerinin işe alım süreci de ifade ettiğiniz gibi bahşedilen, lütfedilen bir kayırmacılık değil, çalışanlarımızın milletin ve devletin kadrolarına yasalar çerçevesinde, büyük bir gayret göstererek başardıkları KPSS sınavı ile kazanmış oldukları haklardır.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve bireylerin eşitliği esasına dayanır. Bizim de MEMUR-SEN ve TOÇ BİR-SEN olarak kamu çalışanlarımızın haklarını koruyacağımızı ve daha ileriye taşımak için erdemli soylu sendikal mücadelemize kararlılıkla devam edeceğimizi bilmenizi isteriz.
Sayın Müsteşar;
Son olarak, yasalarla yetki verilmiş kişilerin devletin aklının yerine kendi aklını koyarak çalışanlarını aşağılayan, Türkiye'mizin büyük mücadelelerle, milletimizin büyük fedakarlıklarla ulaşmaya çalıştığı, ileri demokrasi ve hukuk devleti anlayışına, iklimine, bize göre fevkalade büyük zarar vermektedir.
İfadeleriniz onbin civarındaki Mühendis ve Veteriner Hekim meslektaşlarımızda, onların yasal platformlardaki her türlü haklarının tek savunucusu TOÇ BİR-SEN’de ve 38 bini aşkın üyemizde tarifi güç, derin üzüntü oluşturmuştur. Bütün bu kırgınlıkların ve üzüntülerin giderilmesi, vicdanlardaki kanamaların durdurulması, yanan yüreklere bir damla da olsa su serpilmesi adına sizi bu talihsiz sözlerinizden dolayı başta onbin civarındaki meslektaşınızdan, mesai arkadaşlarınızdan, TOÇ BİR-SEN’imizden ve 38 bini aşkın her bir üyemizden özür dileme erdemini göstermeye, aksi taktirde istifa etmeye davet ediyoruz.
Günay KAYA
TOÇ BİR –SEN GENEL BAŞKANI