SENDİKA
Mustafa Kır EBS Yönetiminde Neden Yer Almalıdır?
Genel merkez yönetimine şimdilik iki listenin aday olduğunu görüyoruz. Genel Başkan vekili Ahmet Özer’in listesiyle Genel Başkan yardımcısı Ali Yalçın’ın listesi yarışmaya başladı.
Her iki listede önemli eksiklikler var. Genel merkez yönetimleri 7 kişiden oluşurken Ahmet Özer’in aday listesinde 4, Ali Yalçın’ın ise 3 kişi bulunuyor. Peki diğer adaylar neden belirlenmedi?
Her iki başkan adayı da listelerine alacakları diğer isimleri teşkilata soracaklarını belirtiyorlar. El hak bende onların yerinde olsam delegenin sesine kulak veririm ama burada teşkilatın tanıdığı ve genel merkez yönetiminde yer almasını istediği isimlerde yok değil. Bunların başında Mustafa Kır geliyor.
Mustafa Kır’ın sendikal duruşunu, mücadele azmini tüm teşkilat bilir. Kime sorsam ‘Bilgi, birikim ve tecrübesiyle genel merkezde yer almalıdır’ diyor. Bilmeyen duymadım diyen dostlarda google hocaya sorsun. Vakti yeterse başkanın eylemlerini görsün. Yaptığı eylemlerde şunu da gördük ki hiçbir zaman şahsıyla ilgili gelecek kaygısı gütmemiş, Hakkın rızası dışında hiçbir hesap yapmamıştır. Arkadaşlarını üyelerini sosyal ve idari açıdan istedikleri yerlere taşımış ama üç dönem başkanlık yaptıktan sonra öğretmen olarak başladığı sendika başkanlığını yeni yönetime devrederken yine öğretmen olarak bırakmıştır.
Doğrusu çekişmeli geçen bu seçim ortamında ortalığı yatıştıracak, teskin edecek ağabeylik görevini görecek birisi olarak genel merkez yönetiminde yer almalı. İtirazı olan varsa buyursun söylesin. Mustafa Kır falanın filanın değil sendikanın adamıdır. Bu yüzden genel merkez yönetiminde yer alacak 7 kişiden birisi olduğunda sendikaya ivme kazandıracak Ankara bürokrasisi ve siyasetindeki tecrübesini konuşturacak isimlerden birisi olacaktır.
Kendisiyle şube yönetiminde bir dönem çalışmış birisi olarak bu şahitliği yapma ihtiyacı hissettim. Çünkü Eğitim Bir Sen sadece Türkiye değil alem-i İslam için önemli bir teşkilattır. Bu teşkilatın ehil ellerde olduğunu görmek benim için vicdani ve imani bir borçtur. Bu yüzden vakit susmanın değil doğru bildiklerini ve inandıklarını konuşmanın vaktidir. Ben borcumu eda ettim gerisi delegeye ve genel merkeze aday olan başkanlarımıza kalmıştır.
İbrahim DEMİRKAN
Eğitimci-Yazar