SENDİKA
Milli Eğitimi, Eğitimci Bürokratlar Yönetsin!
Milli Eğitimi, Eğitimci Bürokratlar Yönetsin!
13 Mart 2014, Perşembe
Geçen hafta TBMM’den geçerek köşke gönderilen ‘Milli Eğitim Temel Kanunu ile Dershanelerle ilgili düzenlemeleri’ içeren yasaların Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanmasını, eğitimde cumhuriyet dönemi boyunca yapılmış en kapsamlı personel reformu ve devrim olarak gördüklerini söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, “Başbakanımız Sayın Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanımız Sayın Avcı’nın eğitim sistemindeki böylesi büyük bir reform hareketinden sonra geçmişteki hatalardan ders alarak eğitimde vizyoner bir rönesans dönemi başlatmasını bekliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’na eğitimci bürokratların atanmasını ve tebeşir tozu yutmuş eğitimcilerin Milli Eğitim Bakanlığı’nı yönetmesini istiyoruz” diye konuştu.
BİNLERCE BÜROKRATA ÇALIŞTIRMADAN YÜKSEK MAAŞLAR ÖDENİYOR!
Yeni Milli Eğitim Temel Kanunu ile birlikte atıl durumda bekleyen ve sayıları her geçen gün artan eski bürokratların biran önce eğitim uzmanı kadrolarına atanıp yahut öğretmen yetersizliği nedeniyle dersleri boş geçen okullarda görevlendirilip eğitime kazandırılması gerektiğini söyleyen DES Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, “Geçmiş hükümetler döneminden beri atıl vaziyette bekleyen, birikimlerinden istifade edilmeyen ve kendilerine yüksek maaşlar ödenen yüzlerce binlerce eski bürokratlar bulunuyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Gül’ün anılan yasayı onaylamasıyla birlikte boşa çıkan yüzlerce bürokrat daha havuza alınmış olacak. Milli Eğitim Bakanlığının kurum hafızasının ve birikimli, donanımlı insan kaynağının heba olmaması için tüm bu eski bürokrat arkadaşlarımızın eğitim sisteminin tüm derece ve kademelerinde en efektif şekilde değerlendirilmesi gerekir. Aksi halde bu kadar insana boş yere maaş verilmesi bir yana dersleri boş geçen onbinlerce öğrencimize büyük bir haksızlık yapılmış olur” dedi.
MÜSTEŞAR HARİÇ HERKES HAVUZA ALINDI!
Yeni yasayla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Sayın Yusuf Tekin hariç tüm bakanlık ve taşra bürokratlarının ve ardından birçok okul yöneticisinin dahi görevlerinin sona erdiğini hatırlatan DES Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, şu öneri ve tespitlerde bulundu;
YENİ YASA EĞİTİMDE BİR FIRSAT OLARAK PLANLANABİLİR!
Yeni Milli Eğitim Temel Kanunu ile birlikte yapılan düzenlemelerin ‘tasfiye ve kadrolaşma’ gibi kolaycı ve ideolojik eleştirilere kurban edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Biz bu sürecin eğitim sisteminde ‘reform ve yeniden yapılanmaya’ doğru atılmış önemli bir adım olarak planlanmasını ve alt yasal çalışmaların içinin doğru doldurulması durumunda önemli bir fırsat ve kazanımlara vesile olacağına inanıyoruz.
80 – 90 YILLIK ESKİMİŞ YASALARDAN KURTULDUK!
1930 yılında çıkarılmış 1702 ve 1943 yılında çıkarılmış 4357 sayılı yasaların yürürlükten kaldırılması ‘maaş kesimi, derece ve kademe indirilmesi, meslekten çıkarılma’ gibi cezaların güncellenmesi iyi olmuştur. Çünkü Milli Eğitim Kanunlarının kahir ekseriyetinde kullanılan ifadeler, terim ve isimler dahi eskimiş ve karşılığı kalmamıştı. Yani günümüz ihtiyacına cevap veremiyor, karmaşa ve kao
sa neden oluyor ve sık sık genelgeler çıkarılmasına neden oluyordu.
YENİ YASANIN İÇİNİ DOĞRU DOLDURMAK DAHA ÖNEMLİ
Soruşturma ve disiplin konularında da çok sorun çıkıyordu. Bu nedenle bu yasaların tedavülden kaldırılması iyi oldu. Öğretmenlik mesleğinin özel bir kariyer mesleği olması hasebiyle Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’nın merkez ve taşra teşkilatı personelinin, öğretmen ve yöneticilerin; atanmasını, görev ve sorumlulukları, ödüllendirilmeleri, cezalandırılmaları ve gerekli tüm düzenlemeleri içeren çağdaş, demokratik ve eşitlikçi özel kanun ve yönetmelikleri biran önce çıkararak sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanmasını sağlamasını bekliyoruz.
HESAP VERİLEBİLİRLİK SAĞLANABİLİR
Aday öğretmenlerin adaylık süresinin sonunda yazılı ve/veya sözlü sınava alınacak olması kaliteli eğitim adına önemsenmelidir. Okul ve kurum yöneticilerinin dört yıllığına valiler tarafından görevlendirilecek olması, çalışma arkadaşlarını kendisinin seçecek olması profesyonel ve hesap verebilen bir yönetim anlayışına geçiş anlamında değerlendirilmelidir.
OKUL MERKEZLİ EĞİTİM GÜÇLENİR
Dershanelerin maddi manevi kayba uğramaması için gerekli önlemlerin alınmasıyla birlikte devlet okullarının cazibe merkezi haline getirilmesi, sınav hazırlık kurslarının devlet okullarında ücretsiz hale getirilmesi devlet okullarındaki öğretmenlerin gelişmesi, saygınlığı ve ek ücret alması perspektifinde değerlendirilmelidir. Bu manada yapılan denetim birimlerinin tek merkezde toplanması daha disiplinli ve amaca yönelik bir denetim mekanizmasının işlemesini de sağlayabilir.
FIRSAT OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ
Ülke menfaatleri doğrultusunda ve öğrenci merkezli bakıldığında ve kanun maddelerinin içinin doğru ve isabetli bir şekilde doldurulması halinde bu yasa eğitim sistemimiz açısından tarihi bir fırsat haline gelebilir. Görevde yükselme, müdürlük ve yarışma sınavlarının nitelikli, çalışkan ve kendini geliştiren öğretmenlerimize eşitlikçi ve demokratik fırsatlar sunmasını da hayati bir unsur olarak görüyorum. Görevde yükselme ve terfilerde demokratik ve eşitlikçi kriterler getirilmesi çok önemlidir.
EŞİTLİK, ADALET VE ŞEFFAFLIK İSTİYORUZ!
Özel okul ve etüt merkezlerine teşvik verilmesi, halk eğitim merkezlerinin dershanelerin görevini yapacak olması ve tüm öğrencilere ücretsiz destek eğitimi verecek olmasını önemsiyoruz. Fakat bir o kadar önemli olan hususta tüm öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının atama, görevde yükselme ve terfilerde eşit, adil, demokratik ve şeffaf ölçütlerle, yönetmeliklerle muhatap olması yani hiç kimsenin hakkının yeninmemesidir.
BİNLERCE BÜROKRATA ÇALIŞTIRMADAN YÜKSEK MAAŞLAR ÖDENİYOR!
Yeni Milli Eğitim Temel Kanunu ile birlikte atıl durumda bekleyen ve sayıları her geçen gün artan eski bürokratların biran önce eğitim uzmanı kadrolarına atanıp yahut öğretmen yetersizliği nedeniyle dersleri boş geçen okullarda görevlendirilip eğitime kazandırılması gerektiğini söyleyen DES Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, “Geçmiş hükümetler döneminden beri atıl vaziyette bekleyen, birikimlerinden istifade edilmeyen ve kendilerine yüksek maaşlar ödenen yüzlerce binlerce eski bürokratlar bulunuyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Gül’ün anılan yasayı onaylamasıyla birlikte boşa çıkan yüzlerce bürokrat daha havuza alınmış olacak. Milli Eğitim Bakanlığının kurum hafızasının ve birikimli, donanımlı insan kaynağının heba olmaması için tüm bu eski bürokrat arkadaşlarımızın eğitim sisteminin tüm derece ve kademelerinde en efektif şekilde değerlendirilmesi gerekir. Aksi halde bu kadar insana boş yere maaş verilmesi bir yana dersleri boş geçen onbinlerce öğrencimize büyük bir haksızlık yapılmış olur” dedi.
MÜSTEŞAR HARİÇ HERKES HAVUZA ALINDI!
Yeni yasayla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Sayın Yusuf Tekin hariç tüm bakanlık ve taşra bürokratlarının ve ardından birçok okul yöneticisinin dahi görevlerinin sona erdiğini hatırlatan DES Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, şu öneri ve tespitlerde bulundu;
YENİ YASA EĞİTİMDE BİR FIRSAT OLARAK PLANLANABİLİR!
Yeni Milli Eğitim Temel Kanunu ile birlikte yapılan düzenlemelerin ‘tasfiye ve kadrolaşma’ gibi kolaycı ve ideolojik eleştirilere kurban edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Biz bu sürecin eğitim sisteminde ‘reform ve yeniden yapılanmaya’ doğru atılmış önemli bir adım olarak planlanmasını ve alt yasal çalışmaların içinin doğru doldurulması durumunda önemli bir fırsat ve kazanımlara vesile olacağına inanıyoruz.
80 – 90 YILLIK ESKİMİŞ YASALARDAN KURTULDUK!
1930 yılında çıkarılmış 1702 ve 1943 yılında çıkarılmış 4357 sayılı yasaların yürürlükten kaldırılması ‘maaş kesimi, derece ve kademe indirilmesi, meslekten çıkarılma’ gibi cezaların güncellenmesi iyi olmuştur. Çünkü Milli Eğitim Kanunlarının kahir ekseriyetinde kullanılan ifadeler, terim ve isimler dahi eskimiş ve karşılığı kalmamıştı. Yani günümüz ihtiyacına cevap veremiyor, karmaşa ve kao
sa neden oluyor ve sık sık genelgeler çıkarılmasına neden oluyordu.
YENİ YASANIN İÇİNİ DOĞRU DOLDURMAK DAHA ÖNEMLİ
Soruşturma ve disiplin konularında da çok sorun çıkıyordu. Bu nedenle bu yasaların tedavülden kaldırılması iyi oldu. Öğretmenlik mesleğinin özel bir kariyer mesleği olması hasebiyle Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’nın merkez ve taşra teşkilatı personelinin, öğretmen ve yöneticilerin; atanmasını, görev ve sorumlulukları, ödüllendirilmeleri, cezalandırılmaları ve gerekli tüm düzenlemeleri içeren çağdaş, demokratik ve eşitlikçi özel kanun ve yönetmelikleri biran önce çıkararak sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanmasını sağlamasını bekliyoruz.
HESAP VERİLEBİLİRLİK SAĞLANABİLİR
Aday öğretmenlerin adaylık süresinin sonunda yazılı ve/veya sözlü sınava alınacak olması kaliteli eğitim adına önemsenmelidir. Okul ve kurum yöneticilerinin dört yıllığına valiler tarafından görevlendirilecek olması, çalışma arkadaşlarını kendisinin seçecek olması profesyonel ve hesap verebilen bir yönetim anlayışına geçiş anlamında değerlendirilmelidir.
OKUL MERKEZLİ EĞİTİM GÜÇLENİR
Dershanelerin maddi manevi kayba uğramaması için gerekli önlemlerin alınmasıyla birlikte devlet okullarının cazibe merkezi haline getirilmesi, sınav hazırlık kurslarının devlet okullarında ücretsiz hale getirilmesi devlet okullarındaki öğretmenlerin gelişmesi, saygınlığı ve ek ücret alması perspektifinde değerlendirilmelidir. Bu manada yapılan denetim birimlerinin tek merkezde toplanması daha disiplinli ve amaca yönelik bir denetim mekanizmasının işlemesini de sağlayabilir.
FIRSAT OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ
Ülke menfaatleri doğrultusunda ve öğrenci merkezli bakıldığında ve kanun maddelerinin içinin doğru ve isabetli bir şekilde doldurulması halinde bu yasa eğitim sistemimiz açısından tarihi bir fırsat haline gelebilir. Görevde yükselme, müdürlük ve yarışma sınavlarının nitelikli, çalışkan ve kendini geliştiren öğretmenlerimize eşitlikçi ve demokratik fırsatlar sunmasını da hayati bir unsur olarak görüyorum. Görevde yükselme ve terfilerde demokratik ve eşitlikçi kriterler getirilmesi çok önemlidir.
EŞİTLİK, ADALET VE ŞEFFAFLIK İSTİYORUZ!
Özel okul ve etüt merkezlerine teşvik verilmesi, halk eğitim merkezlerinin dershanelerin görevini yapacak olması ve tüm öğrencilere ücretsiz destek eğitimi verecek olmasını önemsiyoruz. Fakat bir o kadar önemli olan hususta tüm öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının atama, görevde yükselme ve terfilerde eşit, adil, demokratik ve şeffaf ölçütlerle, yönetmeliklerle muhatap olması yani hiç kimsenin hakkının yeninmemesidir.