SENDİKA
Çalışmayan Memur Yoktur Çalıştır(a)mayan Sistem ve Yönetici Vardır
Geçtiğimiz günlerde bazı basın yayın kuruluşlarında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşarının memurlara yönelik açıklamaları üzerine Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Enerji-Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul bir açıklama yaptı. Çalışmayan memurun olamayacağını çalıştıramayan yöneticinin olduğuna dikkat çeken Tonbul'un açıklamaları şöyle: "Kamu hizmetlerindeki verimliliğin ve kalitenin personel verimliliği ve refahıyla sağlanabileceği gerçeğinden hareketle ve kamuda verimliliğin artırılması amacıyla Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen 3. Ulusal Verimlilik Kongresi, adıyla bağdaşmayacak bir şekilde gündemde yer aldı. Kamuda verimliliğin artırılması noktasında merkez özne kabul edilmesi gereken kamu görevlilerinin temsilcileri olan konfederasyon ve sendikaların davet edilmediği kongre, karar alıcı mekanizmaların maalesef göz boyamak üzere yaptıkları bir faaliyetten öteye geçememiştir.
2011 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Milli Prodüktive Merkezinde gerçekleştirilen ve kamu personel verimliliğine yönelik özellikle Memur-Sen’in birçok görüş ve öneri dile getirdiği bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıdan yaklaşık iki yıl sonra Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinesinde gerçekleştirilen ve bakan müsteşarı Sayın Ersan Aslan’ın kamu görevlileri hakkında “Allaha şükür bugün de bir iş yapmadık” dediklerini iddia ettiği yakışıksız ifadelerinin öne çıktığı kongrede, ne kamu verimliliği ne de gelişen teknoloji, vatandaşların artan beklentileri ile bu beklentilerin hızlı ve etkili giderilmesine yönelik çalışan kamu görevlilerinin verimliliğine ilişkin bir teklif, öneri sunulmamıştır. Konunun tam aksine yönetici ve idarecinin zafiyetlerinden dolayı oluşan verimsiz ortama ilişkin hedef tahtasına kamu görevlileri oturtulmuştur.
Sayın Aslan bu talihsiz iddialarını ispata matuftur. Müsteşarın iddia ettiği gibi çalışmayan bir memur söz konusu ise bu üst düzey yöneticilerinde çalışmadığını, görevlerini layıkıyla yerine getirmediklerinin ikrarı anlamı taşımaktadır. Kamuda istihdam edilen personel sayısına bakıldığında işe alınanların çalıştırılmamak üzere istihdam edildiği gibi bir anlam da ortaya çıkmaktadır. Bu yakışıksız ithamlar kendi ellerimizle yapmış olduğumuz başarıları kendi dilimizle yok saymak demektir.
Memur Sendika ve Konfederasyonlarının davet edilmediği ve bu yönüyle tamamen eksik ve aksak başlatılarak bırakın kamuda verimliliğin nasıl artırılacağını, kalite ve verimlilik için kamu personelinin görüş ve önerilerini dahi dinlemekten uzak, ortada verimlilik adına proje üretecek paydaşlarla birlikte olmaktan imtina eden bir görüş kendi çalıp kendi söyler vaziyette kalmıştır.
Aynı Kongrede konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Sayın Acar’da, memurlar için “sabah gelip akşam bir şey yapmadan çıkıyorlar, çünkü onlara neden şu işi yapmadın diye değil, neden böyle yaptın” deniyor ifadelerini kullanmıştır. Az verim alınan memur varsa verimliliği yüksek memuru da bu kapsamda alıp tehdit etmekten çekinmeyen bu tutuma karşı verimliliği daha fazla olan memur üzerinden verimsiz olduğu iddia edilen memura yüklenme yolunun tercih edilmemiş olmasını da anlamakta zorlanıyoruz. Kamu görevlileri korunarak verimlilik hedeflenmesi gerekirken kurumu memurdan korunmaya çalışılarak sistem geliştirilmek geleceğe dönük kuşkularımızı da artırmaktadır.
Memur-Sen olarak bugüne kadar her platforma da çalışma hayatına ilişkin çizgilerimizi dile getirdik. İstihdam biçimleri ile ilgili olarak başta 4/C’liler olmak üzere kamu görevlilerinin tamamının kadroya geçirilmesini ve istihdam biçimiyle memuru terbiye etmekten vazgeçilmesine vurgu yaptık çünkü çalışmayan memur yoktur, çalıştıramayan, çalıştırmayan sistem vardır. Çalıştıracak metotları ön göremeyen yönetici vardır. Aksi takdirde, memur çalıştırılmaktan rahatsız olmaz. Hem iş vermeyip, hem de ‘çalışmıyor' demek vicdani de sayılmaz."