SENDİKA
Medrese Mektep İkilemi Yasal Hale Geliyor
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Meclis Genel Kurulunda görüşülüyor. Tasarının yasalaşması halinde kaçak Kuran kursları başta olmak üzere kanuna aykırı eğitim kurumu açan, işleten ve öğretmen olarak çalışanlara verilen 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası kaldırılacak. Bu okulların kapatılmasına karar verilmesi uygulamasına da son verilecek.
2004'te yürürlüğe giren yeni TCK'da, kaçak Kuran kursu açanlara verilen hapis cezasının alt sınırını düşüren AKP, 2005 tarihinde 6 aydan 3 yıla kadar olan hapis cezasını 3 aydan 1 yıla indirmiş üstelik hapis cezasının paraya çevrilmesinin de yolunu açmıştı. Şimdi ise kanuna aykırı eğitim kurumu açmayı ve işletmeyi suç olmaktan çıkaran bu girişimiyle AKP, Tevhid-i Tedrisatı, bilimsel, laik ve ulusal eğitim sistemini ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Tasarıda, TCKnın Kanuna Aykırı Eğitim Kurumu başlıklı 263. maddesinin kaldırılması öngörülüyor. TCKnın 263. maddesi, Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açanlara, bunları çalıştıranlara ve bu kurumlarda kanuna aykırı olarak açıldığını bildiği halde öğretmenlik yapanlara, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir. Yukarıdaki fıkrada gösterilen yerlerin kapatılmasına da karar verilir hükmünü içeriyor.
TCK'nın bu maddesinin yürürlükten kaldırılması, kaçak Kuran kurslarının yanı sıra tarikatlara ait tekke, zaviye ve türbe gibi yerlerin fiili olarak serbest bırakılması anlamına geliyor. Artık Cumhuriyet Savcıları tarikatların kaçak olarak işlettiği medreselere ve kurslara dava açamayacak. Böylece tarikatlar, medrese eğitimi yapan okulları hiçbir yaptırımla karşılaşmadan açabilecekler.
Denetlenmeyen bu okullarda ve kurslarda çocuklarımız sağlıksız koşularda derin psikolojik sorunlar yaşayabilecekleri gibi can güvenlikleri de tehdit altında olacaktır.
Konya Taşkentte ruhsatsız olarak işletilen 2 katlı kız Kuran kursundaki patlama sonucu yaşanan facia henüz belleklerimizden silinmemiştir. Çöken binada, 1 öğretmen ile yaşları 10- 16 arasında değişen 17 öğrenci ölmüş, 29 kişi yaralanmıştı. Yapılacak değişikliğin, benzer facialara davetiye çıkaracağı açıktır.
Öte yandan, kız çocuklarını okula göndermeleri konusunda çok güçlükle ikna edilen kesimin, ortada yasal sorun da kalmayınca bu kursları tercih etmesi kaçınılmaz olacaktır. 4+4+4 eğitim sistemi ile kız çocuklarını okullarından koparıp evlere hapseden zihniyet, bu düzenlemeyle kızların eğitim sistemi içindeki yerini daha da daraltacaktır.
Ayrıca terör örgütleri, bu düzenlemeden yararlanarak her türlü propagandalarını yapabilecekleri okulları açabilecektir. Bu okullarda kin ve düşmanlıkla zihinleri zehirlenen çocuklarımızın duygusal ve zihinsel gelişmelerinde büyük tahribatlar yaratılacaktır.
AKP iktidarının, 4+4+4 yasası ile zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarıyormuş görünerek zorunlu temel eğitimi kademelendirerek sulandırma girişimi, ulusal ve laik eğitimin içini boşaltma çabaları, bu değişiklik ile hız kazanmıştır. Anayasa'nın 2,3,42 ve 174. maddelerine aykırı olan söz konusu değişikliği, daha önce Başbakanın yaptığı gibi "din eğitimi özgürlüğü" gerekçesiyle savunmak da mümkün değildir.
4+4+4 dayatmasından sonra laik eğitime vurulacak en büyük darbe olan bu düzenlemeyle her türlü yasadışı okulun kapısı aralanmaktadır. Sonucunun ne olacağını bile bile sözkonusu yasal düzenleme yapılırsa, AKP bu sorumluluğun altından kalkamayacaktır.
Eğitim-İş olarak, öğretim birliğine son vererek, medrese-mektep ikilemini günümüze taşımak isteyen bu anlayışa karşı, Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, eşitlikçi ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz; bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU