SENDİKA
MEB’e sözlü sınav uyarısı!
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, Milli Eğitim Bakanlığı’nı eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde sözlü sınav gibi doğrudan “torpil” anlamına gelen yöntemlerin değil, herkesin eşit olarak değerlendirileceği ve bilimsel kriterlere dayanan ölçütlerin kullanılması konusunda uyardı.
Demir yaptığı yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü Görevde Yükselme Sözlü Sınavı”na şaibe karıştırıldığı iddialarını gündeme getirdi.
“KAMU YÖNETİMİNDE BİR DEĞERLENDİRME ARACI OLAMAZ”
Mülakatlarda kamera kaydı yapılmaması, zarftan çekilen soruların doğruluğunun tutanak altına alınmaması, birçok kişiye gün içerisinde aynı soruların sorulmasının sınavın güvenilirliğine gölge düşürdüğünü ifade eden Demir, “Sözlü sınav, yapısı ve doğası gereği asla objektif değildir. Çünkü sözlü sınav, sınavı yapanların adayları tamamen kendi kişisel değer yargılarına göre ölçmeleri ve değerlendirmeleri esasına dayanmaktadır. Dini inanç ve politik görüş de sınavı yapanların kişisel değer yargılarının içinde yoğunlukla yer almaktadır. Bu nedenle sözlü sınav kamu yönetiminde bir değerlendirme aracı olarak kullanılamaz” dedi.
“YÖNETİCİLERİ BİLİMSEL KRİTERLERE DAYANAN ÖLÇÜTLER BELİRLEMELİ”
MEB’in planladığı sözlü sınavların, siyasi iktidarların devlet yapısı içinde kadrolaşmalarının sınav görüntüsü altında meşru ve güvenli aracı olarak kullanılmasının bir süreci olduğunu savunan Demir, şöyle devam etti:
“MEB’in gerçekleştirdiği sözlü sınavlarda değerlendirmenin, tamamen siyasi iktidarın siyasal-ideolojik görüşlerine uygun yapıldığı son dönemlerdeki bütün sözlü sınavlarda ispatlanmıştır.
Siyasi iktidarın, bakanlık kadrolarını kendi siyasal tutum ve anlayışları doğrultusunda yapılan atamalarla doldurmak için düzenlemeler yapması ya da daha önceden yapılan düzenlemeleri kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmek istemeleri kabul edilemez. Eğitim-İş olarak Bakanlığı bir kez daha uyarıyoruz, eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde sözlü sınav gibi doğrudan torpil anlamına gelen yöntemler değil, herkesin eşit olarak değerlendirileceği ve bilimsel kriterlere dayanan ölçütler belirlemelidir.”