Zaman Gazetesinin dün flaşş haber olarak duyuruduğu " Eğitine Darbe Yapılacak " başlıklı haberinde hedefe konulan isim Müsteşar Yusuf TEKİN'di...

 

Zaman gazetesinin habere giriş bölümü ve haber içeriğinde vermiş olduğu resmi bir kez daha hatırlayalım . 

 

"Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) müsteşarı Yusuf Tekin başkanlığında bir ekibinhazırladığı öne sürülen kanun taslağı, özel öğretim başta olmak üzere bütün eğitim sistemine darbe vuracak kritik değişiklikler öngörüyor."

 

Habere giriş kısmı ve içerde verilen fotoya göz attığımız zaman haberin Müsteşar Yusuf TEKİN üzerinden kurgulandığı ve hedef olarak Müsteşarın gösterildiği dikkatlerden kaçmıyor.Resimde Bakan ve bürokratları sempatik gösterilirken Müsteşar Bey'i ön plana çıkartmak istenen bu resim çok şey anlatıyor.

 

Haber içeriğinde Başbakan ve Milli Eğitim Bakanından hiçbir şekilde bahsedilmeden butasarının sorumlusu Müsteşar gibi deklare ediliyor.

 

Bu kanun tasarısının Başbakan ve Bakan Bey'den habersiz bir şekilde Müsteşarlık makamı tarafından hazırlanmış olması düşünülemez. Keza bugün yapmış olduğumuzaraştırmalarda , kanun tasarısının Bakan Bey'e sunulduğu akşam bu taslağın dışarıya sızdığı iddiaları ve yine kanun tasarısının Başbakan'a sunulacağı bilgilerine ulaştık.

 

YUSUF TEKİN NEDEN HEDEFTE ? 

 

MEB Müsteşarı Yusuf TEKİN göreve başladığı günden bu tarafa ; Bakanla , Müsteşarı karşı karşıya getirme noktasında çok inceden bir toplum mühendisliği yapılıyor.

 

Yine bunun yanında derin eller tarafından yurt dışına kurulan internet sitesi üzerinden Müsteşar ve danışmanları hakkında yaklaşık 1 aydır bel altı vuruşlarla haberler yaptırılıyor.

 

Milli Eğitim Bakanlığında Müsteşarlık makamına bizzat Sayın Başbakan'ın isteğiylegetirilen Yusuf TEKİN'e yapılan yapılan bu operasyon , daha önce Hakan FİDAN'a yapılan operasyona benziyor. Müsteşar üzerinden Başbakan hedefe konuluyor ve hesap soruluyor. 

 

Eğitimde sıkı yönetim ve yine Eğitime darbe yapmak sizce Başbakan ve Bakan'a rağmen Müsteşar tarafından yapılabilir mi ?

 

Müsteşar Bey'i hedef tahtasına koyarak medya üzerinden Hükümete ve Başbakan'a göz dağı vermek bu sorunu asla çözmez. Aksine sorunun kangren halini almasını sağlar ve yaraları derinleştirir.

 

Hükümet ve Cemaat arasında yaşanan dershane krizinde aklı selim duygularla hareket edilmeli ve medya üzerinden restleşmeden kaçınılmalıdır.

 

Hizmet hareketi dershaneler konusunda medya araçlarını kullanarak hükümete ve Başbakan'a rest çekerek bu sorunu asla çözemez.

 

Bu sorunun çözümü için hizmet içerisinde bulunan akil insanların Başbakan ve yine hükümet içerisinde bulunan Bakanlarla istişare ederek ortak akıl üzerinde uzlaşı yolunu seçmek tek amaç olmalıdır.

 

Sonuç olarak ; Hükümet - Cemaat restleşmesinden ve kavgasından karlı çıkacak tek kesin münafık şer odaklarıdır. Başbakan'ın bizzat emriyle Müsteşarlık makamına getirilen Yusuf TEKİN üzerinden yürütülen karalama kampanyası kesinlikle kabul edilemez. Başbakan'ın emriyle bu makama getirilen kişiyi hedefe koymak Başbakan'ı hedefe koymaktır.