Öğretmenlerin il içi yer değiştirmelerinde ilginç atamalara şahit oluyoruz. Kapanan okullara onlarca öğretmen atandı. Daha bir ay öncesine kadar bu okullardaki öğretmenleri başka okullara aktarmak için uğraş verildi, şimdi ise onların yerine yeni öğretmenler atandı.

Bu hata nereden kaynaklanıyor diye süreci incelediğimizde, karşımıza her zaman şikâyet ettiğimiz bürokrasi çıkıyor. Okul dönüşümlerinin çok hassas bir konu olduğunu, çok itina ile karar verilmesi gerektiğini ve zamanlamanın çok önemli olduğunu hep yazdık durduk. Bütün uyarılarımıza rağmen sanki görülmez bir el bu işleri karıştırıyor. Bir süreç, bütün teknik altyapıya rağmen nasıl yönetilemez diye bir örnek aransa bu olay tam da buna örnektir.

                Yapılacak işlemin özü şudur: Ya kapanan okulların isimleri, öğretmenler tayin isterken öğretmenlere açılmaz ve o okulu kimse tercih edemez ya da kapanacak okulun bütün öğretmen normu sıfırlanır ve o okula hiçbir öğretmen tayin isteyemez. Normu kim düzenliyor? Okullar. Kim onaylıyor? İlçe ve İl Milli Eğitimler ve son olarak da bakanlık. Tayin isterken kullandığımız sistemin başında kim var? Bakanlığın ilgili birimleri. Bütün bu süreçlere rağmen ortaya suçsuz günahsız öğretmenlerin mağduriyeti çıkıyor.

                İstanbul’da ortaya çıkan bu durumla ilgili bir diğer husus ise yeni eğitim sistemine geçiş işlemlerinin çok hassas olduğu bir dönemde, bakanlık tarafından belirlenen norm güncelleme takvimi dışında, sonradan değiştirilen okullarla ilgili yapılan bütün girişimlere ve yazışmalara rağmen bu okulların normu bakanlığın ilgili birimleri tarafından neden güncellenmez? Bu takvim anayasa hükmünde midir? İstanbul’daki yetkililerin ve öğretmenlerin zor durumda kalmaları birilerini mutlu mu ediyor yoksa. Bu işin bir sorumlusu vardır mutlaka.

                Bütün yetkiyi elinde tutan, sistemin işleticisi bakanlık birimleri, İstanbul il içi atamalarını bir kez daha iptal ederek, ya kapanan okulların normunu sıfırlamalı ya da bu okulları öğretmenlerin tercihlerinden çıkararak yeniden atama yapmalıdır. Aksi takdirde bu okullara atanan öğretmenler, atanabileceği diğer tercihlerini de kullanamamış olacak ve mağdur olarak mahkeme kapılarına yöneleceklerdir.

Bütün bu olup bitenlere ve yapılanlara bakılınca artık birileri bu işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alsın da seyredelim diyor fikrine inanmaya başladım açıkçası. Bu kadar olmaz…

Talat YAVUZ

Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı