İkisi bürokraside daha fazla yer edinmek isteyen kadrolara sahip üç partiden oluşan Türkiye Cumhuriyeti 57. Hükümetinin en hayırlı icraatı 03.05.2002 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğin yürürlüğe konması olmuştur. Birbirinden farklı dünya görüşlerine sahip üç partiden oluşan koalisyon hükümetinin kamu personeli atamalarında ve görevde yükselmelerde aralarında yaşanan anlaşmazlıkları giderebilmek için mecbur kalınan bu formül zaman içerisinde hesap edilmeyen sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Söz konusu Yönetmeliğin 5. Maddesinde kısaca KPSS olarak adlandırılan Kamu Personeli Seçme Sınavı, her ne kadar malum bölgede sınavın sağlıklı uygulanmamasından kaynaklanan istisnalar olsa da, ülke genelinden talipliler içerisinden daha yetenekli,  daha zeki ve daha bilgili olanları seçme imkânı sunan bir uygulama olmuştur.

Torpil, referans, siyasi tanıdık olmaksızın atanabilme ihtimali; mevcut iktidarın, seçim vaadi olan “eşit işe eşit ücret” sözünü tam olarak olmasa da yerine getirmesi neticesinde kamu personelinin ücretlerinde özel sektöre nispeten fazlaca artış olması; ayrıca özel sektöre göre çalışanına daha saygılı olan kamu, devlet memurluğuna olan ilgiyi ve talebi artırmıştır.

Merkezi sınavla işe yerleşmek kamu çalışanlarını, genellikle kendisinden daha az zeki olan, siyasi yönü ağır basan idarecilere itaatten imtina ettirdi. Başka bir yazının konusu olabilecek, çoğu zaman KPSS ile aynı titizlikte uygulanmayan görevde yükselme sınavlarındaki illegal uygulamalar ise bunun tuzu biberi oldu. Aynı zamanda daha etkili konuma gelmeye başlayan Kamu Görevlileri Sendikalarında aktif roller üstlenen yeni nesil memurlar kamu idarecileri tarafından istenmeyen adam ilan edildiler. Eski nesil memurlardan oluşan üst düzey bürokrasi bu konudaki rahatsızlıklarını siyasi iradeye farklı aksettirmiş olabilir. Bir diğer faktör ise on yılı aşkın zamandır tek başına iktidar olan siyasi parti, KPSS’yi kazanamayan teşkilat mensuplarına, hile-i şeriyye ile önce sözleşmeli, sonra kanun çıkarıp kadroya alarak veya istisnai kadrolara yerleştirip hüllelemek yollarıyla istihdam etmek formülleri yeterli gelemediğinden olsa gerek, KPSS kaldırılmak istenmektedir.

Siyasi iradenin daha önce yapmış olduğu uygulamalarda görüldüğü üzere, yapmak istediği yasal düzenlemeyi, ilk önce fikri ortaya atıp kamuoyunda tartıştırıp, çeşitli algı yönetimi teknikleri ile kamuoyu istenilen tarafa yönlendirilip ortam hazır hale geldikten sonra yasama faaliyeti yapmayı tercih etmektedir. Bu yüzden Kamu Personeli Seçme Sınavının kaldırılması tartışmalarında bizimde tarafımızı belli etmemiz vecibe haline gelmiştir.

Fikri hür, siyasetten bağımsız hareket edebilecek genç kamu çalışanlarının ülkemizi daha iyi yerlere getireceğine olan inancımız merkezi yerleştirme ile kamu görevlisi ataması yapılması ve  yönetici olabilmesinin sonuna kadar arkasında duracağız.