SENDİKA
Koncuk: Yıl Sonuna Kadar 100 Bin Öğretmen Atanmalı
Öğretmen kadro açığı
Koncuk kadro açığının 73 ilde 120 bin 610 olduğunu belirterek, “417 bin evladımızın atama beklediği ülkemizde, öğretmen atamalarının yetersiz sayıda olması eğitimin geleceğini olumsuz etkileyecek bir durum” dedi.
Daha önce 47 bin olarak açıklanan öğretmen atama sayısının 37 bine düşürüldüğünü, 10 bin atamanın akıbetinin ne olacağının henüz bilinmediğini belirten Koncuk, “Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında ücretli öğretmenliğin 80 bine ulaştığı, iki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarının, açık öğretim mezunlarının bile ücretli öğretmen olabildiği, norm kadro açığının 73 ilde 120 bin 610 olduğu, 417 bin evladımızın atama beklediği ülkemizde öğretmen atamalarının bu kadar yetersiz sayıda olması eğitimin geleceğini çok olumsuz etkileyecek bir durum. Biz 2015 yılının sonuna kadar 100 bin atama yapılması konusunda ısrarcıyız. Bu keyfi bir talep değil.” ifadelerini kullandı.
Stajyer öğretmenlikte sınav kaldırılmalıdır
Öğretmen olarak atananların KPSS gibi çok zor bir sınavdan geçtiklerini ve bu insanların bilgilerinin bir yıllık stajyerlik sürecinin ardından yeniden test edilmesinin büyük bir haksızlık olduğunu ifade eden Koncuk, “Türk Eğitim-Sen olarak stajyerlik döneminde okul müdürü, danışman öğretmen ve müfettiş tarafından yapılan performans değerlendirmesinin stajyerliğin kaldırılması için yeterli olmasını istiyoruz. Performans değerlendirmesini geçenlerin yeniden yazılı ya da sözlü sınava tabi tutulması, onların önüne yeni engeller konulması anlamına gelir. Bunun öğretmenlerin yetişmesine, gelişmesine, mesleki liyakatine katkısı olacağını düşünmüyoruz.” dedi.
Yandaş okul yöneticileri
İsmail Koncuk okulların yeni eğitim-öğretim yılında da ne yazık ki yandaş, ehil olmayan, iktidarın kulu haline gelen okul yöneticileri tarafından yönetildiğini savunarak, “İktidar, bir kanunla, sözde paralel yapıyı ortadan kaldırmak uğruna, tüm şerefli insanların üzerine bir gecede çizik atmıştır. Nerede yandaş olmayan, biat etmeyen, ahlakı ilke edinen, bilgili, liyakatli yönetici varsa, onların yöneticilik görevine son verilmiş; bu insanların yerine kula kulluk yapmayı şiar edinen, yalakalıkla bir yerlere gelen, düğme iliklemeyi adet haline getirenler okul yöneticisi yapılmıştır.” ifadelerini kullandı.
YH, GİH ve TH sınıfı eğitim çalışanlarının sorunları
YH, GİH ve TH sınıfındaki çalışanların sorunlarına da değinen Koncuk açıklamasını şöyle tamamladı:
“Eğitim çalışanlarımızın ekonomik problemlerinin yanı sıra özlük hakları ile ilgili sorunları da vardır. Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapanların görev tanımları yapılmamıştır. Bu insanlar angarya işlerde çalıştırılmaktadır, çalışma saatleri esnektir. Bu arkadaşlarımızın görevleri sayılırken ‘idarenin vereceği diğer görevleri de yapar’ şeklinde ucu açık bir ifade eklenmiştir. Bu durum uygulamada birçok keyfiliğe yol açmaktadır.
Öte yandan bazı okullarda hizmetli personel yok iken, bazılarında ise hizmetli personel sayısı ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Dolayısıyla okullarda hijyen tam olarak sağlanamamaktadır, bu da özellikle kış döneminde salgın hastalıkları beraberinde getirmektedir. Bu noktada okullarımızın hizmetli personel ihtiyacı tam olarak sağlanmalıdır.
MEB’in görevde yükselme sınavlarının hem içerik olarak sadeleştirilmesi, hem de Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikteki sınav taban puanının 60’a düşürülmesi gerekmektedir. Ayrıca görevde yükselme sınavları yıllardır yapılmamaktadır. Taleplerimizden birisi de görevde yükselme sınavlarının bir an önce yapılması ve periyodik hale getirilmesidir. Her yıl eğitim-öğretim yılı başında ödenen “Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği”; brüt bir maaş tutarında ve hizmet sınıfı ayrımı yapılmadan, personelinin tamamına ödenmelidir.”