SENDİKA
Koncuk: Andımız İçin Referanduma Gidelim
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Bengütürk televizyonunda sözde demokratikleşme paketini değerlendirdi. Koncuk şunları kaydetti: “Paketten kirli şeyler çıkması bekleniyordu ve çıktı. Pakette PKK’nın kirli talepleri başörtüsünün kamusal alanda serbest hale getirilmesi ile örtülmeye çalışılıyor. Oysa başörtüsünün kamusal alanda serbest olması ile ilgili toplumda bir mutabakat vardı. Dolayısıyla bu talebin haklı olması ayrı bir hadisedir, PKK’nın kirli talepleriyle aynı paket içinde yer alması ayrı bir hadisedir. Ne yazık ki bu durum kirli bir stratejinin sonucudur. Başörtüsünün kamusal alanda serbest olması niye bu pakette yer almıştır? Bildiğiniz gibi aylardır bazı çalışanlar kamusal alanda başörtüsü ile işe gidiyor. Bu sorun, sadece kılık-kıyafet yönetmeliğinde yapılacak değişikle çözülebilirdi ama çözülmedi. Bunun için kirli paketin sunum tarihi beklendi. Başörtüsü konusunun kirli pakette yer alması bizi yaralamıştır; milli ve manevi değerlere saygı duyan herkesi yaralamıştır. Türkiye Kamu-Sen olarak başörtüsü meselesinin bu pakette yer alacağını daha önce defalarca söylemiştik.”
TERÖR ÖRGÜTÜ ‘ NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’ İFADESİNDEN RAHATSIZLIK DUYUYOR, BU RAHATSIZLIĞI HÜKÜMET TASDİK EDİYOR VE BAŞBAKAN ’76 MİLYONUN TALEPLERİNİ YERİNE GETİRDİK’ DİYOR.
Paketin milli kimliğe saldırı niteliği taşıdığını söyleyen Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu paketin milletimizin milli kimliğine saldırı olduğunu anlamayan bir beyin varsa, idrak noktasında kendisini sorguya çekmelidir. Andımız milli kimliğimizi vurgulayan bir metindir. Öğrenci Andını çocuklarımıza her gün gururla okutuyoruz. Sadece soysuzların rahatsız olacağı bu metnin kaldırılacak olması milletimizin milli kimliğine yapılmış bir saldırıdır. Bunu böyle değerlendirmeyen her kim olursa olsun idrak noktasında kendisini gözden geçirmek zorundadır. Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen olarak 02.10.2013 Çarşamba günü I. TBMM önünde Öğrenci Andını okuyacağız. 80 ilimizde de il temsilcilerimizin tespit ettiği alanlarda Öğrenci Andını gururla okuyacağız. Biz milli kimliğimize bugün sahip çıkmayacaksak, ne zaman sahip çıkacağız? Şayet milli kimliğimize yapılan saldırıları sineye çekersek, milletimizin bu coğrafyada tutunma imkanı kalmaz. Bu nedenle siyasi görüşü ne olursa olsun, hangi ideolojik gruba mensup olursa olsun, “Ne Mutlu Türküm Diyene” ifadesiyle taçlandırdığımız Andımıza tüm milletimizin sahip çıkması lazım. Başbakanın, Öğrenci Andından rahatsız olan PKK’nın talebini uygun görmesi, Öğrenci Andının kaldırılması talimatını demokratik bir talep gibi 76 milyona sunması da başka bir ayıptır. Başbakan ağzıyla bunun teyit edilmesi, Öğrenci Andının kaldırılacağının duyurulması hepimizin şapkayı alıp önüne koyması gereken bir andır. Nereye gidiyoruz? T.C. Devleti bu anlayışla nereye gidiyor? Bu sorgulamayı bütün milletin yapması lazım. Allaha şükür bugüne kadar göğsümüzü gere gere bu coğrafyada gezdik, Andımızı gururla okuduk, ‘Türküz ve Elhamdülillah Müslümanız’ dedik ama şimdi milli kimliğimize, ‘Türküm’ dememize adeta yasak getiriliyor. Terör örgütü ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ ifadesinden rahatsızlık duyuyor, bu rahatsızlığı Hükümet tasdik ediyor ve Başbakan ‘76 milyonun taleplerini yerine getirdik’ diyor.
ANDIMIZIN KALDIRILMASINI REFERANDUM KONUSU HALİNE GETİRELİM.
Buradan Başbakana sesleniyorum: Yüreğin yetiyorsa, referandum yap. Milletimize ‘Andımızın kaldırılmasını istiyor musunuz?’ diye sor. Muhalefet partilerinden de istirham ediyorum: Andımızın kaldırılmasını referandum konusu haline getirelim. Gezi parkı eyleminde ağaçların kesilmesi referandum konusu haline getiriliyorsa, Öğrenci Andının kaldırılmasını da bu millete soralım. Anlayanlar bakımından söylüyorum, Öğrenci Andının kaldırılması milletimize yapılmış bir saygısızlıktır, hakarettir. Anlamayanlara söylemiyorum. Zira algıları bozulmuş birçok insan ve kurum var.
HERKES BİLMELİDİR Kİ, BU İKTİDAR BİR DÖNEM DAHA SEÇİLİRSE, BÜTÜN OKULLARDA VE ÜNİVERSİTELERDE ANA DİLDE EĞİTİM YAPILACAKTIR.
Türk milletinin varlığı açıkça tehdit ediliyor. Bu sözde demokratikleşme paketlerinin hangi saiklerle hazırlandığını biliyoruz. Başbakan açıklamasında, iktidara geldikleri günden bugüne kadar seçim beyannamesinde, parti tüzüğünde bu taleplerin olduğunu söylüyor. Siz daha düne kadar ‘Zinhar ana dilde eğitim olmaz’ diyordunuz. Ama bugün ana dilde eğitim-öğretimin özel okullarda yapılmasının önünü açıyorsunuz. Daha düne kadar olmaz dediğiniz şey nasıl parti tüzüğünde varmış. Milleti niye aldatıyorsunuz? Açıkça ‘PKK tehdit ediyor. Dolayısıyla bu çalışmaları yapmak zorundayız’ deyin, bunları söyleyin. Herkes bilmelidir ki, bu iktidar bir dönem daha seçilirse, bütün okullarda ve üniversitelerde ana dilde eğitim yapılacaktır. Dolayısıyla milletimiz, bu coğrafyada Türk kimliğinin varlığının devamından yana mı olduğuna yoksa milli kimliğimizden utanç mı duyduğuna karar verecektir.
Bir kez daha yineliyorum: Türkiye Kamu-Sen olarak, 2 Ekim Çarşamba günü I. TBMM önünde ve tüm il merkezlerinde Andımızı okuyarak milli kimliğimize, Türk varlığına sahip çıktığımızı ifade edeceğiz. Bu paketi kınıyorum. Bu pakete ‘demokratikleşme’ diyenleri de kınıyorum. Bölücülerin kirli bir tezgahı vardır. Milletimizin her ferdinin bu kirli tezgâha dikkatle yaklaşması gerekir.”