SENDİKA
Kesk'ten çirkin benzetme
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu(KESK), güya Mısır’da darbecilerin günlerdir yaptıkları katliamları protesto bildirisi yayınladı.
Ancak, katliamı protesto adı altındaki bildiride büyük bir skandala da imza attı.
Kesk Yürütme Kurulu imzasıyla, sendikanın resmi web sayfasında yayınlanan açıklamada darbe ve katliam yapan general Sisi ve seçimle bir yıl önce işbaşına gelen cumhurbaşkanı Mursi’yi de firavun ilan etti.
3 Temmuz’da Tahrir’de darbe çağrısı yapan siyasileri özgürlükçü halk hareketi olarak tanımlayan Kesk, güya Sisi bu halk hareketini istimrar etmiş gibi gösteriyor. Mısır’daki gelişmeleri bilmeyen biri bu bildiriyi okuyunca, 45 gündür meydanları dolduran milyonların Mursi karşıtı olduğunu zanneder. Çünkü cümleler zihinleri çarpıtacak şekilde kurulmuş.
Kesk, bildirisinde “Başta işçi sınıfı olmak üzere köylülerin, öğrencilerin, yoksul halkların, kısacası ezilen Mısır halkının mücadelesiyle ve ordunun desteğiyle Mübarek rejiminin devrilmesi sonrasında iktidara gelen Mursi'nin kısa zamanda bir zalime dönüşmesi Mısır'da yeni bir krizi de tetikledi.” Diyerek bir yandan Sisi’nin darbe gerekçesini haklı görürken bir yandan da Sisi’nin katliamları kınanıyor gibi yapılıyor.
Kesk, Mursi’ye de firavun dedi!
Keskin bildirisinde tek ara başlık: “NE FİRAVUN SİSİ, NE FİRAVUN MURSİ!”
Kendisini “sol” olarak tanımlayan Kesk’in seçimle gelen cumhurbaşkanının hangi icraatıyla firavunlaştığını, darbe yapıp katliamlara girişen Sisi ile nasıl bir benzerliğinin olduğunu sormak gerekir.
1997’deki 28 Şubat darbesini zemin hazırlamak için çıkarılan olaylarda aktif rol almasıyla dikkat çeken KESK, son yıllarda birtakım olaylara karışmak ve üyeleri birtakım silahlı gruplara mensup olmakla suçlanıyor. KESK ayrıca Gezi olaylarında çok aktif rol almakla da biliniyor.
İşte Kesk’in o bildirisi:
Mısır'da Emperyalistlerin Desteği Ve Kışkırtmasıyla Darbecilerin Gerçekleştirdiği Katliam Derhal Durdurulmalıdır!
aşta işçi sınıfı olmak üzere köylülerin, öğrencilerin, yoksul halkların, kısacası ezilen Mısır halkının mücadelesiyle ve ordunun desteğiyle Mübarek rejiminin devrilmesi sonrasında iktidara gelen Mursi'nin kısa zamanda bir zalime dönüşmesi Mısır'da yeni bir krizi de tetikledi. Nasıl ki Hüsnü Mübarek rejimine karşı Mısır halkının kendi geleceğini kurmasından korkan emperyalistler gelişen Halk Hareketini Mursi'yi destekleyerek pasifize etmek istedilerse, şimdi de Mursi karşısında gelişen tepkiyi General Sisi Cuntası ile amacından saptırmak istiyorlar.
NE FİRAVUN SİSİ, NE FİRAVUN MURSİ !
Tüm darbeciler gibi, General Sisi önderliğindeki askeri cunta da kendi halkını katlediyor. Direniş meydanları katliam meydanlarına çevrildi. Resmi ve para militer güçler eliyle son bir haftada binlerce Mısırlı katledildi. Mısır halkının kaderi bir kez daha darbe yoluyla, emperyalizmin eliyle çizilmek istenmektedir.
Ne Mursi gibilerden "yeni bir Musa", ne de cuntacılardan "kurtarıcı" çıkar! Aksine her ikisi de emperyalizmin kullandığı siyam ikizleridir.
Mısır'da gerçekleştirilen katliamları ve tüm insanlık dışı uygulamaları kınıyor, derhal durdurulmasını istiyoruz. Katliamcılar bağımsız yargı organlarına hesap vermelidir.
Tüm demokratik kurum ve güçleri bu zalim çarka karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz.
Emperyalistler, emperyal düş kuranlar ve sahte demokratlar Mısır halkının kanı üzerinden hesap yapmaktan vazgeçmelidirler.
Mısır halkının özgürlüğü, ancak kendi iradesiyle karar verebileceği bir gelecekte mümkündür.