SENDİKA
Kaşıkla Ver Kepçeyle Al!
Haziran ayında yapılacak zam çoğu çalışan açısından yok hükümünde olduğu gibi gelirlerindeki azalma yapılacak zammın üzerinde olacak.
Çalışanlardan henüz gelir sahibine ulaşmadan toplanan hazır vergi, devletin zahmetsiz elde edilen ana gelir kaynağını oluşturmaktadır. Hükümet de söz konusu çarpıklığı düzeltmediği gibi kaynak oluşturmanın en rahat ve kolay yolu olarak bu alanı görmektedir.
Türkiye’nin ekonomik alandaki performansı ile güncellenmesi gereken ve doğrudan gelir vergisi oranlarını belirleyen kazanç dilimlerinin sembolik olarak artışı nedeniyle çalışanlar yılın ilk yarısında üst kazanç dilimine geçiyorlar. Gelirleri 2015 yılında 12000 TL’yi bulan çalışanlar doğrudan %15’lik vergi diliminden %20’lik vergi dilimine geçiyorlar.
Çalışanlar yüzde 3 zam alırken yüzde 20’lik vergi dilimine giriyor
Yani ortalama aylık 2000 TL geliri olan birisi Temmuz ayında %3 zam alması gerekirken %20’lik vergi dilimine girdiğinden zam alamadığı gibi maaşından ekstra kesinti oluşacak. Yapılan Toplu Sözleşmeler, hesap-kitap gözetilmediği, çalışanların şartları-öncelikleri, bağlı oldukları mali sistemin, örneğin vergi sisteminin, gereklilikleri fark edilmediği ve önemlisi sözleşme masasına etkin bir şekilde getirilmediği için çalışanlar açısından bırakın kazanım olmayı mali açıdan kayıp belgeleridir. Çalışanları temsilen masada rol alıp varlık gösteremeyenleri tarih kara bir leke olarak kaydetmiş, vicdanlar da insaf ve adalet terazisinde tartıp mahkum etmiştir.
Emekçinin gelirine göz diken devletin, giderlere gözü kör
Çalışanlar açısından vergi sistemindeki diğer bir adaletsizlik ise, doğrudan gelire odaklanan ancak giderleri dikkate almayan niteliğidir. Örneğin bekar bir çalışan ile dört çocuklu bir çalışan arasında hiçbir ayrım gözetmeyen, ikisini de gelirine göre vergilendiren adaletsiz yapısıdır. Verginin temelde kazançtan alınacağı doğrudur, ancak kazancın ne olduğu, nasıl tespit edileceği ile ilgili işleyen yasal prosedür ilkçağlardan kalma bir düz mantık üzerine oturmaktadır. Dört çocuğu olan ve ona göre temel gideri olan 2000 TL gelirli bir çalışan ile Bekar olup 2000 TL olandan aynı vergiyi alan sistem ancak Deli Dumrul sistemi olabilir.
Sendikaları ciddiyete, sendikacılık yapmaya çağırıyoruz
Türkiye’de yapısal olarak devam eden, adil olmayan gelir dağılımı bu vergi sistemi ile maalesef yasal ve kurumsal bir karakterde tutulmaktadır. Özgür Eğitim-Sen olarak açık bir şekilde adaletsizlik olan bu durumun giderilmesi, çalışanların gelir kaynağı olarak görülerek istismar edilmesini kabul etmiyoruz. Önümüzdeki toplu sözleşme sürecinde de konunun takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşırken, yüz binlerce çalışanın üyeliği üzerinden masaya oturan sendikaları da ciddiyete ve hangi kesimleri temsil ettiklerini fark etmeye çağırıyoruz. Nihayetinde Sendikacılık verilene rıza gösteren bir teslimiyetçilikle değil çalışanlarının şartlarını, gerçeklerini ve taleplerini bilen kararlı bir mücadele üzerinden ancak anlam kazanacaktır. Özgür Eğitim-Sen hiç bir zaman teslimiyetin koşullarını görüşmeye oturmayacaktır.Çocuklarımızın aşını ve geleceğini, alın terimizi ve emeğimizi hiç bir iktidara peşkeş çekmeyeceğiz ve çekenleri onursuzluklarıyla baş başa bırakacağız.