SENDİKA
Kamuda hukuk tanımaz, despot yönetim dönemi
BASK Genel Başkanı Bayram ZENGİN; kamuoyunda “Taşeron Yasası” olarak bilinen Tasarının Plan ve Bütçe Alt Komisyonundaki görüşmelerinde yaşanan tartışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Kamu görevlilerinin yargı kararına rağmen görevlerine dönmelerinin engellenmesi veya ötelenmesi, kamu yöneticilerini hukuk tanımaz hale getirir ve hukuk devletini ortadan kaldırır, bu kabul edilemez bir durumdur” dedi.
Açıklamasında; 12 Eylül ve 28 Şubat dönemlerinde yapılan benzer uygulamaların yarattığı hukuksuzluğun izlerinin hala silinemediğini belirten BASK Genel Başkanı Bayram ZENGİN:
“Plan ve Bütçe Alt Komisyonunda gündeme getirilen bu tartışma ve arayışı esefle karşılıyoruz.
Yapılmak istenen düzenleme ile;
Kamu görevlileri ile ilgili iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereğinin yerine getirilmesi 2 yıl ötelenmek istenmektedir.
Davayı kazananların 2 yıl bekledikten sonra eski görevleri yerine başka bir kadro veya pozisyona atanabilmesi, yargı kararlarına uymayan kamu yöneticileri hakkında cezai işlem yapılmaması istenmektedir
Böyle bir düzenleme, hukuk devletini ortadan kaldırır ve kamu yönetiminde keyfi uygulamaların önünü açar.
BU DÜZENLEME AÇIKÇA ANAYASAYA AYKIRI
Anayasanın 125 inci maddesi, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğunu hükme bağlamıştır.
Aynı maddede; idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebileceğini de hükme bağlamaktadır.
İptal ve yürütmenim durdurulmasına ilişkin yargı kararlarının 1 ay içinde yerine getirilmesi de hukuk kuralıdır.
Aksine düzenlemeler Anayasaya aykırıdır ve Anayasa değiştirilmediği sürece Anayasa Mahkemesince iptal edilir.
Yargı kararlarını uygulamayan yöneticiler hakkında cezai işlem yapılamayacağı hususu, kamuda “hukuk tanımaz ve despot bir yönetim”in yolunu açar.
Hangi kademede görev yaparsa yapsın kamu görevlisi tarafsız olmak ve tarafsızlığı yasalarla güvenceye alınmak zorundadır. Hukuk devletinde kamu idaresinin eylem ve işlemleri de yargı denetimine açık olmalıdır.
Ve her seviyedeki kamu görevlileri, idarenin hukuka aykırı eylem ve işlemlerinin sorumluluğunu da taşımak ve hesap vermeye hazır olmak zorundadır.
Bu evrensel kuralların ortadan kaldırılması kamu görevlisinin tarafsızlığını yok eder. Kamu görevini ve kamu görevlisini siyasallaştırır. Kamu yönetimini günlük siyasetin emrine verir. Kamu yönetiminde keyfilik ve hukuk dışılık başlar.
Kamu yönetiminde aslolan, Anayasa ve yasalar çerçevesinde idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygun alınması ve uygulanmasıdır.
Aksine bir arayış, yargıyı devre dışı bırakmayı ve idarenin eylem ve işlemlerini yargı denetiminden kaçırmayı hedefliyorsa, Türkiye’de demokratik hukuk devletinden bahsetmek mümkün olmaz hale gelir.
Yargı kararlarının iki yıl ötelenmesi, iki yıllık fasılalarla kamu görevlilerinin birbirleri ile hesaplaşma içine girmesi demektir. Bu durum, kamu idaresini kilitler.
Yasalara, Anayasaya ve İnsan Hakları Avrupa sözleşmesine açıkça aykırı olan bu anlayışa Komisyonun ve TBMM Genel Kurulunun geçit vermeyeceğine inanıyoruz.
Aksi halde konuyu Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşımakta kararlıyız.” dedi.