SENDİKA
Kamu-Sen ayıbı, hangi kafa eseri?
Kamu-Sen'i yerdi Memur-Sen'i övdü....
12 Temmuz 2013, Cuma
Türkiye Kamu Sen’in kuruluşunun 21’nci yılını kutlamanın mutluluğu ve gururu içinde bir açıklama yapan tepedeki zat, aynen şöyle diyordu:
-“21 yıl önce filizlenen mücadelemiz, emekle, alın teriyle, çileyle serpilip boy vermiş ve bugün başı yükseklerde, gözü aydınlık gelecekte olan ve tüm Türk-İslam coğrafyasını kuşatan ulu bir dava haline gelmiştir.”
Göğüs kabartan bu hamaset nutuklarından kısa bir süre sonra, sendikaların üye sayısı ilgili 2013 yılına ait rakamları resmi gazetede yayınlandı.
2004 yılında 137.937 olan üye sayısını 707.652’ye çıkaran Memur-Sen hemen hemen ‘bütün hizmet kollarında’ yetkili hale gelirken, üye sayısı 444.935’te çakılıp kalan Türkiye Kamu-Sen elindeki yetkileri tamamen kaybetti.
1 Ağustos tarihinde başlayacak 2014-2015 dönemi toplu sözleşme görüşmelerinde Memur-Sen 10, KESK ise 1 hizmet kolunda yetkili olarak masasına oturacak.
Türkiye Kamu-Sen ise, yüzbinlerce üyesini yakından ilgilendiren pazarlıkları, artık ‘kenardan’ izlemekle yetinecek.
‘Aydınlık gelecek’ ile kastedilen nane herhalde bu olsa gerek.
***
Peki, ne oldu da Türkiye’nin en hareketli ve en hızlı gelişen sendikası olan Türkiye Kamu Sen bu noktaya geldi?
Bir zamanlar, ‘milliyetçi’ kimliği ile meydanlarda boy gösteren, iktidarların işbirlikçi politikalarına karşı ‘ciddi bir direnç’ ortaya koyan, başvurduğu ‘birbirinden ilginç’ eylem yöntemleri ile milletin ‘gaflet uykusundan’ uyanmasına önayak olan kurum, nasıl oldu da birdenbire ‘kabuğuna’ çekilip, artık ‘varlığı’ ile ‘yokluğu’ belli olmayan içler acısı bir duruma düştü?
Türkiye Kamu-Sen genel merkezine asılmış olan bir fotoğraf, bu sorunun cevabını gayet açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Yukarıda adeta ‘padişah’ gibi dikilmiş 11 sendika ağası, aşağıda ise ‘maraba’ muamelesine tabi tutulan sendika mensupları.
‘Temsil ettikleri’ kesimlere yabancılaşanlar, ancak bir ‘dalgakıran’ vazifesi görürler.
Siz hiç Türkiye Kamu Sen’in 2003 yılından sonra hafızalarda yer edebilecek ‘etkili’ bir eylem ortaya koyduğunu duydunuz mu?
Kamu çalışanlarının meseleleri ilgili ‘tutarlı’ bir plan veya proje geliştirdiğine şahit oldunuz mu?
***
Türkiye Kamu Sen yöneticileri, sanki iktidar partisi ile anlaşmışlar gibi birer ‘sendikacı’ değil de ‘bürokrat’ izlemini veren bir tutum ortaya koydular.
İktidar tarafından ‘baskı altına’ alınan, ‘disiplin’ ile cezalandırılan, ‘pasif’ görevlere atanan, ‘sürgüne’ gönderilen kamu çalışanlarına ciddi anlamda sahip çıkmadılar.
Kendileri sustular, ‘ayrıcalıklarını’ koruyabilmek için kuruldukları ‘saltanat’ koltuklarında sırtlarını birbirlerine dayayarak yan gelip yattılar,
Seslerini çıkaran, kendi çaplarında bir şeyler yapmak isteyenleri “Rahat durun, huzurumuzu bozmayın” babında aba altından sopa gösterip pasifize ettiler.
Karşılarına dikilen herkesi, ya ‘baskı’ uygulayarak sindirdiler, ya da ‘karalama’ kampanyaları itibarsızlaştırdılar.
İktidar mensuplarını eleştirdikleri için gözaltına alınan il başkanlarını bile “Bu ağız bir sendikacıya yakışmıyor” diyerek yalnız bıraktılar.
Bu durum, kamu çalışanları arasında kendi ‘şube başkanına’, ‘delegesine’, ‘üyesine’ sahip çıkmayan bir sendika bize hiç sahip çıkmaz algısına yol açtı.
Sendika ilgi odağı olmaktan çıktı.
***
Sakın ha, kimse kalkıpda ’küçük olsun, benim olsun’ kafasının eseri olan rezaleti, “AKP’nin sendikal operasyonu” gibi ucuz mavallar ile açıklamaya kalkışmasın.
Türkiye Kamu Sen’i mensubu olan kamu çalışanlarının ‘haklarını’ arayan bir ‘sendika’ olmaktan çıkararak, ‘birilerine’ parti kongresi kazandırabilmek için ‘siyasi araç’ haline dönüştüren kurşun askerler, şimdi rahat uyuyorlar mıdır?
Yüzleri ‘AK’ mıdır
İsrafil K.KUMBASAR / Yeni Çağ