SENDİKA
Kamu-Sen Anayasa Mahkemesi'nin İptal Kararını Değerlendirdi
Kamuda eşit işe eşit ücret getirdiği iddia edilen 666 sayılı KHKnın bazı maddeleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Hatırlanacağı üzere 2 Kasım 2011 tarihinde yayımlanan Kararname bazı kamu görevlilerimizin ek ödeme oranlarını artırırken, birçok adaletsizliği de beraberinde getirmişti.
İktidarın, herkesten kaçırarak, kimseye danışmadan ve Ben yaptım; oldu. mantığı içerisinde hareket ederek çıkardığı KHK, kamu görevlilerimizin kazanılmış hak niteliğindeki ödemelerini kaldırırken, memurların büyük çoğunluğunu da görmezden gelmekte, ücret adaleti parolasıyla gerçekleştirilen düzenleme gerçekte adaletsizliklerin kaynağı haline gelmekteydi.
Ücret adaleti, çok yönlü bir unsur olmasına rağmen ilgili kanun hükmünde kararname ile farklı kurumlarda emsali bulunan unvanlarda çalışan kamu görevlilerinin maaşları ek ödeme yoluyla eşitlenmiş, kamu görevlilerinin büyük çoğunluğunu oluşturan öğretmen, din görevlisi, hekim dışı sağlık personeli, polis, subay, ast subay, profesör, doçent, yardımcı doçent, araştırma görevlisi, Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları gibi birçok kamu görevlisi görmezden gelinerek bu personele hiçbir artış yapılmamıştı. Ayrıca 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki II sayılı cetvele tabi olarak çalışan personelin de ek ödeme oranları aynı kalmıştı.
Bu yolla, kamuda istihdam edilen personelin yaklaşık %60ına hiçbir artış yapılmayarak bir mağduriyet doğurulduğu gibi öğretmen, öğretim görevlisi, profesör, din görevlileri, sağlık görevlileri gibi son derece önemli ve kutsal görevler ifa eden kamu çalışanları, en düşük maaş alan kesim haline getirilmiş, kamuda en yüksek maaş alan kesim ile en düşük maaş alan kesim arasındaki makas açılmış ve ücret adaleti bütün yönleriyle yara almıştı.
Türkiye Kamu-Sen olarak bugüne kadarki mücadelemizde yatay ve dikey anlamda ücret adaletinin sağlanmasını, kamu görevlilerimizin maaşlarıyla ilgili faaliyetlerimizin temeline aldık. Yatay ücret adaletinin, unvan ve nitelik itibarı ile birbirine yakın olan kamu görevlileri arasındaki maaş farkının kapatılması; dikey ücret adaletinin ise hiyerarşik sıralamada herkesin makul ölçülerde bir ücret alması ve en çok ücret alanla en düşük ücret alan arasındaki farkın kabul edilebilir seviyeye getirilmesi ile sağlanacağını belirttik.
Yaptığımız bütün eylemlerde ve Başbakan ve bakanlara ilettiğimiz önerilerimizde Kurumların teşkilat kanunlarında ve diğer farklı mevzuatlarda öngörülen ikramiye, maktu fazla çalışma ücreti gibi ödemeler, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca 15.01.2012 tarihi itibarıyla sona erdirilmektedir. Bu açıdan bakıldığında bazı unvanların ek ödeme oranlarında yüksek artışlar yapılmış gibi görülürken, aslında kesilen fazla mesai, ikramiye, tazminat gibi ödemeler nedeniyle hak kaybı yaşanacak, ücret artışı ya hiç olmayacak ya da sınırlı kalacaktır. Bir tarafta ücretlerinde hiç artış yapılmayan hatta ücretleri azaltılan kamu görevlileri bulunurken, diğer tarafta ücretleri yüksek oranlarda artacak kamu görevlilerinin varlığı, çalışma barışının bozulmasına yol açabilecek bir olumsuzluk oluşturmuştur. diyerek, yaşanan aksaklıkları dile getirdik.
Ancak yetkililerin karar ve uygulama aşamasında danışma mekanizmasını yok sayan, demokrasinin en temel dinamiklerini tahrip eden çok bilmiş tavırları, 666 sayılı KHKnın kapalı kapılar ardında hazırlanıp, apar topar yayımlanmasına ve ortaya çıkan adaletsizliklerin bir türlü giderilememesine neden oldu.
Şimdi ise Anayasa Mahkemesi, özellikle Türkiye Kamu-Sen olarak uygulama içerisinde itiraz ettiğimiz önemli noktaların birçoğunu iptal etmiş bulunuyor. Buna göre, daha önce kurumsal ek ödeme almaktayken söz konusu KHK ile kesilen kurumsal ek ödemelere ve durdurulan fazla mesai ödemelerine ilişkin maddeler, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. İptal kararının 9 ay sonra yürürlüğe girecek olması, yetkililer açısından bir fırsattır.
Bu fırsat mutlak surette değerlendirilmeli ve sesimize kulak verilmelidir. Aksaklıkların giderilmesi için;
666 Sayılı KHK ile düşük oranda artış getirilen Yardımcı hizmetler sınıfı personeli, memur, şef ve şube müdürlerinin ek ödeme oranları artırılmalıdır.
666 sayılı KHK ile ek ödeme oranlarında hiç artış yapılmayan başta öğretmen, din görevlisi, hekim dışı sağlık personeli, polis, subay, ast subay, profesör, doçent, yardımcı doçent, araştırma görevlisi, KİT, Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları gibi kamu görevlilerinin ek ödeme oranları artırılmalıdır.
Uzmanlar arasında oluşturulan ek ödeme farklılıkları giderilmelidir.
399 sayılı KHKya göre II sayılı cetvel hükümlerine göre çalışmakta olana personele yapılan ek ödemelerdeki eşitsizlik, öncelikle aynı unvanlı personelden başlayacak şekilde giderilmeli, bu kapsamdaki personel için %42 olarak belirlenen ek ödeme alt sınırı %67ye yükseltilmeli, diğer ünvanların ek ödeme oranları da kademeli olarak artırılmalıdır.
Durdurulan fazla mesailer yeniden ödenmeye başlanmalıdır.
Üretimi teşvik primi, döner sermaye ve yangın tazminatı gibi ödemlerle ek ödemenin ilişkilendirilmesi ve mahsuplaşma yapılması uygulamasından vazgeçilmelidir.
Türkiye Kamu-Sen olarak yetkilileri, bundan önce yapılan hataları tekrarlamamaya ve yaşanan aksaklıkları düzeltmek için konunun muhatapları olan sendikalardan görüş almaya davet ediyoruz.
İSMAİL KONCUK
TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL BAŞKANI