SENDİKA
'Kadın Cinayetleri Kader Değildir'
Özdemir yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kadına yönelik şiddet ve cinayetler ülkemizde toplumsal bir yara olmaktan çıkıp kangren halini almıştır. Bu hal, çözülmek yerine her geçen büyüyerek devam etmektedir. Toplum kadın cinayetlerine karşı duyarsız hale gelmektedir. İşte bu noktada 2014 yılı başlarında işlenen cinayetleri sizlerle paylaşmak, hafızaları canlı tutmak istiyorum. Mersin’de bir kadının bıçaklanması, Adana’da bir haftada 4 kadının, Şanlıurfa’da 3 kadının, Aydın’da Keziban Aydoğdu’nun öldürülmesi ve Siirt’te 14 yaşındaki Kader’in ölümü daha niceleri...
Kadına Yönelik Şiddet Doğal ve Kaçınılmaz Bir Durum Değildir
Kadına yönelik şiddet doğal ve kaçınılmaz bir durum değildir. Bu şiddet ve cinayet sadece kadın ve erkeği değil toplumun bütününü etkileyen sosyal bir problemdir. Şiddetin önlenmesi için toplumun her kademesine, bireysel, kurumsal tüm taraflara önemli sorumluluklar düşmektedir. Söz konusu sorun son derece acil ve hayatidir. Kelimenin tam anlamıyla bir hayat memat meselesidir. Tedbir alınmadan geçirilecek bir dakika, bir saat ya da bir gün, belki yine bir kadının hayatına malolacaktır. Her duyduğumuzda yüreklerimizi sızlatan, içimizi ürperten bu üzücü durumlar son bulmalıdır. Şiddet öğrenilebilen bir davranıştır, bu nedenle bu sorunun çözümünde medyanın da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekir. Şiddeti izleyenler, dinleyenler, okuyanlar bu durumdan bire bir etkilenmeseler de şiddet görüntüleri, davranış biçimleri olarak zamanla belleklere yerleşmekte ve gündelik yaşamdaki gerilim anlarında kolaylıkla eyleme dönüşebilmektedir. Medya kadına yönelik şiddet haberlerini verirken tamamen sansasyon ve istismardan uzak bir biçimde magazinleştirmeden, merkezde insan hayatının yer aldığı bilinciyle insan hakkı ihlali görmeli ve öyle de yansıtmalıdır.
Kadın Cinayetleri Kara Bir Lekedir
Adalet bakanlığının verilerine göre Türkiye ‘de kadın cinayetlerinin sayısı yedi yılda %1400 artış göstermiştir. Hacettepe Üniversitesi’nin yaptığı “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması” verilerine göre ülke genelinde evli kadınların %39’u fiziksel şiddete, %15’i cinsel şiddete, %42’si fiziksel veya cinsel şiddete, %44’ü duygusal şiddete maruz kalmaktadır. Aynı araştırmaya göre kadınların eşleri ya da yakın ilişkide oldukları erkeklerden gördükleri fiziksel ya da cinsel şiddet ailelerinden, akrabalarından ya da tanımadıkları kişilerden gördükleri şiddetten daha yaygındır. Yani kadınlar en yakınındaki erkekler tarafından şiddet görmektedirler. Bu üzücü tablo, ülkemizin özellikle son yıllarda yükseliş grafiğinde olan görünümüyle büyük bir zıtlık içermektedir. Ekonomik alandaki başarılarımızı sosyo-kültürel alana da taşımak, toplumsal sorunların çözümü için planlı bir şekilde çalışmak, kanayan bir yara olarak kadın cinayetlerini önlemek için gerekli tüm tedbirleri almak vazgeçilmez bir görevdir. Mezhep, meşrep, sağ sol, siyasi parti farkı gözetmeksizin bu hazin tabloyu ortadan kaldırmak için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak her birimiz sorumluluk üstlenmeli, hep birlikte çalışmalıyız. Unutmayalım, kadın cinayetleri kara bir lekedir ve bu leke, sen ben ayrımı gözetmeksizin hepimizi karalamaktadır.
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kadınlar Komisyonu olarak bizler, ‘Bir insanın ölümü bütün insanlığın ölümüdür’ anlayışıyla bu cinayetlerin sona erdirilmesi için gerekli tüm tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz.”