Bilindiği üzere 4668 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun kurumlarca yapılacak  yetkili sendika belirleme çalışmalarına ilişkin MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün 01/04/2013 Tarih ve 405168 sayılı yazısı Mili Eğitim Bakanlığınca tüm birimlerine gönderilmişti.  Gönderilen bu yazıda Kamu Sendikaları Kanunu’nun tespit başlıklı 30’uncu maddesinde “Tespite ilişkin toplantıya kurumun işveren vekili ile tahakkuk memuru veya mali hizmetler birimi yetkilisi ve kurumun hizmet kolunda faaliyette bulunan sendikalardan birer temsilci katılır. Toplantı her yıl 15 mayıs tarihinden sonra beş iş günü içerisinde kurumlarca belirlenerek sendikalara bildirilen yer ve günde yapılır.

“Kurumların taşra teşkilatları, yukarıdaki esaslara göre tarafların katılımı ile yapılacak toplantı neticesinde düzenlenecek tutanakları kurum merkezinde yapılacak tespitte değerlendirilmek üzere 15 mayıs tarihini takip eden iki iş  günü içerisinde kurum merkezine gönderirler. Bu tutanaklar kurum merkezinde tarafların katılımı ile tek tutanak haline getirilir.” denmektedir. Yukarıda MEB’in çok açık bir şekilde sendika mütabakatlarının  nasıl yapılacağını belirtmesine rağmen maalesef İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü senede bir defa yapılan bu işlemi yap(ama)ma becerisini göstermiştir. İstanbul Milli Eğitimde Sendikalarla İlişkilerden sorumlu Müdür Yardımcısı Kasım ARICI 23 Mayısta yapılan mütabakat toplantısına istanbul’un ve Türkiye’nin yetkili sendikası olan Eğitim Bir-Sen’i davet etmemiştir. Ayrıca bu toplantıya yine Türkiye’nin üçüncü büyük eğitim sendikası olan Eğitim-Sen’de davet edilmemiştir. Toplantıya  sadece Türk Eğitim Sen ve Eğitim-İş davet edilmiş ve körlerle sağırlar birbirlerini ağırlamıştır. Buradan  yılda bir defa yapılan ve bunu beceremeyip  eline yüzüne bulaştıran  İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Kasım ARICI’yı bu görevden istifaya, İl Milli Eğitim Müdürü Muammer YILDIZ’ı da gereğini yapmaya davet ediyoruz.

2002 yılından bu güne yapılan tüm mütabakatlarda hiçbir sorun olmazken Sendikal ilişkilerden sorumlu bir müdür yardımcısının  İstanbul’un yetkili sendikasının hiçbir yetkilisine ulaşamaması ciddi bir soru işaretidir. İletişim ve bilişim çağını yaşadığımız bu son çeyrek yüzyılda İstanbul MEM’in ulaşamadıklarını ifade ettikleri sendikaların internet sayfalarını açmaları yeterliydi. Ancak bakış şaşı olduğunda hedefte tutturulamıyor.

Yine İstanbul’un Silivri ilçesinde yapılan yetkili sendika belirleme mütabakatında Eğitim-Bir-Sen’in 309 üyeyle yetkiyi almasına ve mütabakat metninin taraflarca ve görevli şube müdürünce imzalanmasına rağmen İlçe Milli Eğitim Müdürü İkram KAYAPINAR’ın yerel basına “henüz ilçemizde yetkili sendikanın belirlenemediğini ve görüşmelerin sürdüğünü” beyan etmesi ya müdürün ilçede olup bitenden haberi yok ya da zihninde istediğini ifşa etmesinden başka bir şey değildir düşüncesini akla getirmiştir.

Türkiye’nin en büyük ili olan İstanbul MEM’de en hafif tabiriyle bu tür becerisizliklerin yaşanması bir skandaldır. İl müdürü bir an önce eğitim öğretimin  paydaşlarından olan sendikalara karşı yapılan bu tavrı  sorgulamalı ve tarafsızlığını yitirdiği aşikar olan idarecilerle ilgili gerekli işlemleri yapmalıdır.

Her şeye rağmen İstanbul’da ve tüm Türkiye’de Eğitim-Bir-Sen  yetkilisini devam ettirmiş ve perçinlemiştir. Eğitim çalışanları üzerinde yapılan  bütün kara propagandalara, Milli Eğitim sistemi ve teşkilat yapısında yapılan  reformların bütün olumsuzlukları Eğitim-Bir-Sen’e mâl  edilmesine rağmen eğitim çalışanı bunlara dikkat etmemiş ve sağduyulu davranarak Eğitim-Bir-Sen’i tekrar yetkili kılmıştır. Bu tablodan sendikal alanda mücadele edemeyip ayak oyunlarıyla sendikamızı yıpratmaya çalışan  sözde sendikacıların ve onların tetikçileri bürokratların  bir ders çıkarması yerinde olacaktır.

Eğitim-Bir-Sen

İstanbul Şube Başkanları