SENDİKA
İsmail Koncuk'tan Önemli Açıklamalar
KONCUK: BİZLER ATA YURDUMUZA, TOPRAKLARIMIZA VE MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ
Sözlerine, Doğu Türkistan, Türkmeneli, Azerbaycan ve Gazze’de yaşanan dramları kınayarak başlayan Genel Başkanımız İsmail Koncuk, “ata yurdumuz olan tüm topraklara, soydaşlarımıza ve Müslüman kardeşlerimize sahip çıkacağız” dedi. Koncuk, “Gazze de geri çekilme kararı sevindiricidir.1500 civarında insan hayatını kaybetti, Doğu Türkistan’da, Ramazan ayından beri üç bin beş yüz Uygur Türkü katledildi ve hala devam ediyor. Onlarda müslümandır ve bizim kardeşimizdir.
Anadolu insanının kökü o topraklardan gelmektedir, oralar bizim ata topraklarımızdır. Biz zulüm altındaki Türklerinde unutulmamasını istiyoruz. Yaşanan acılar dile dahi gelmiyor. Türkiye bu konuda çok şey yapabilir ama ses çıkmıyor, çeşitli yaptırımlar uygulanabilir. Kuzey Irak’ta Türkmeneli’nde binlerce Türkmen kardeşimiz yerlerinden oldu, bunları görelim, her lokma da hatırlayalım, yardım elini uzatalım, bunlar bizim kardeşlerimizdir. TBMM’de Türkmen denince çıkan kavgayı gördünüz, eleştiri gayet normaldir ve tahammül etmek gerekir. Varsa eksiğiniz tamamlayın yaptıklarınızı da anlatın ikna edin bizleri ama ne yazık ki elle tutulan bir şey göremiyoruz.
Ermeni çeteleri saldırıları sonucunda Azerbaycan’da 16 şehidimiz var. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ davası haklı bir davadır. Hocalı’da yüzlerce insan katledildi ve dünya bunu görmezden geldi. Şimdi aynı acıyı yaşatmaya devam ediyorlar. Öldürülenler bizim kardeşlerimizdir, çeşitli hesaplar planlar olabilir ama şu bilinmelidir ki, biz bu davada Azerbaycan Türkünün yanındayız, Karabağ bizim ata toprağımızdır asla vazgeçmeyiz. Peygamberimiz “Müslüman Müslümanın kardeşidir” diyor, Türk milleti, İslam’ın bayraktarlığını yapmıştır. Takva önemli ise Türk milleti bunu ispat etmiştir. Biz bu kardeşlerimizin hepsine sahip çıkacağız.” dedi.
KONCUK: YETKİLİ KONFEDERASYON MEMUR VE EMEKLİLERDEN ÖZÜR DİLEMELİDİR
Toplu sözleşme masasında memurun nasıl pazarlandığının her gün bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden genel başkan İsmail Koncuk, “Bu konfederasyon tüm emekli ve memurlara özür borçludur” dedi. Koncuk, “Toplu sözleşmeyi imzalayan konfederasyonun Genel Başkanı bir açıklama yaptı. Dün Ağustos ayı enflasyon rakamları açıklandı ama bunlar Mayıs ayı rakamları üzerinden açıklama yapıyorlar. Şu an enflasyon yüzde 6,18’, alınan zam ise ortalama yüzde 5,2’dir. Kamu çalışanları ve emekliler enflasyon karşısında ezilmektedir. Toplu sözleşme de enflasyon farkı düşünememeniz ve 123 TL.ye imza atmanız ciddi bir mağduriyet yaratmıştır bunu hala savunmayın, biraz ahlaklı olun ve özür dileyin.
Bu konfederasyon tüm emekli ve memurlara özür borçludur. Medeni insanlar nasıl özür diliyorsa kurumlarda çıkar ve hatasını kabul ederek özür diler. Biz Toplu sözleşme öncesi 30 Mart’ta yerel seçimler, 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı ve 2015 yılında da Genel seçimler var, bir seçim ekonomisi uygulanacağı kesin ve hedeflenen enflasyon rakamları tutturulamaz dedik. Bakınız, Merkez Bankası iki üç defa hedefi revize etti. Şu anda fark 1,16 civarında. Hükümet masada dedi ki yüzde 3+3 zam veriyoruz, hepimiz bu teklifi reddettik. Tabii bu reddin arkasından yapılacak olan zammın daha fazla olması gerekirken bu yetkili konfederasyon 123 TL. ye imza attı. Kabaca bir hesap yaparsak, 31 Aralık itibariyle kamu çalışanları yüzde 13’ü aşkın zam alacaktı. Aksini iddia eden varsa buyursun çıksın. Memurlara sesleniyorum, her şeyin karşılığı olmalı. Sizi satanlardan hesap sorun, ekonomik ve sosyal anlamda sizi zarara sokanlardan hesap sorun. Hiçbir sendikanın o masada hata yapma lüksü yoktur. Hata varsa bunun bedeli ödenmelidir.
Bu hatanın da elbette çözümü var. Ortalama artış yüzde 5,2 ama biz buna yüzde 6 diyelim. 31 Aralık itibariyle kamu çalışanları ve emeklilerimize enflasyon farkı ödenir diyelim, bu torba yasada düzenlenebilir. Buna kim hayır diyebilir. Bunun dışında yapılacak olan tüm uygulamaları vicdansızlık olarak değerlendiriyorum. Başbakan’a sesleniyorum, biz memurları enflasyona ezdirmedik diyorsunuz ama şu anda eziliyor işte. Bunu sorgulamamız lazım, birileri yanlış imzalar atıyor cefasını memurlar çekiyor. Ben 550 Milletvekiline mektup yazdım. Özellikle iktidar milletvekilleri bu kusuru görmeli ve değerlendirmelidir. Kim milleti ve kamu görevlilerini düşünüyor koyun torba yasaya o zaman görelim samimiyetinizi.” dedi.
KONCUK: TAŞERONLAŞMAYA KARŞIYIZ
TBMM’de görüşmeleri devam eden Torba yasayı değerlendiren Genel Başkan Koncuk, “Taşeronlaşma daha da köklü bir hale getiriliyor” dedi. Koncuk, “ Torba yasa sıkıntılı maddelerle dolu. 100. Maddede yapılan düzenlemede girişimlerimizle tehdit sivil memurlarımız için ortadan kalktı. Sayın Başbakan’a durumu izah etmemle birlikte madde üzerinde kapsam daraltıldı. Şu an kolluk kuvvetleri, daire başkanları, il müdürleri, vali, kaymakam gibi üst düzey memurlar bu maddeden etkileniyor. Ancak, Anayasanın 10. Maddesine göre herkes eşittir. Böyle bir kanun olmaz, hukukun egemen olduğu ülkede yargı kararlarını işlevsiz hale getirmek kabul edilemez. Hukuk devletinde bütün insanlar eşit muamele hakkına sahiptir. Gelişmiş ülke olmanın, insan hakları ve hukuka saygılı olmanın temeli eşitliktir.
Torba yasada Taşeron konusunda bazı iyileştirmeler yapılıyor gibi görünse de taşeronlara kadro yok. Taşeronlaşma köklü bir hale getiriliyor. Bundan sonraki süreçte evlatlarımızı taşeron patronların sömürüsüne terk edecek bir düzenleme yapılıyor. Çocuklarımızın sömürülmesinin yolunu açan bu sisteme karşıyız.” dedi.
KONCUK: TÜRKİYE KAMU-SEN SORUNLARIN TAKİPÇİSİDİR
Genel Başkan İsmail Koncuk, İ.İ.B.F. mezunları, atanamayan öğretmenler, akademisyenlerin sıkıntıları, İl dışı atama, İş ve Meslek Danışmanlarının sorunları, KPDK kararları, KPSS sınavı gibi birçok başlığı da katıldığı canlı yayında yine gündeme taşıyarak yetkilileri bu problemlerin çözümü için bir an önce kalıcı ve sağlam adımlar atmaya davet etti. Koncuk, “ Türkiye’de, İ.İ.B.F. mezunu 400 bin genç var. Bu arkadaşlarımızın iş aş imkanı yok, kadrolar yetersiz ve isyan ediyorlar. Ülkemizde iş başvurusu açarken alan herkese açılmakta, halbuki bu fakülte mezunlarının alanı olmasına rağmen bu insanlar dışarıda kalıyor.
Ataması yapılmayan öğretmen sorununa da değinen Koncuk, “Milli eğitimde 800 bin öğretmen görev yapıyor. 350 bin ataması yapılmayan öğretmen var. Birçok branş atama imkanı bulamıyor. Tarih, biyoloji, fizik öğretmenleri, sınıf öğretmenleri perişan. Ben diyorum ki, siz birbirinize rakip olmayın. Devlet kapılarını öğretmenlik alanında da açmalı, İİBF mezunları içinde açmalı. Bakınız Türkiye’de 1 milyon 118 bin üniversite mezunu KPSS’ye girdi. 700-750 bin meslek yüksekokulu mezunu, 2-2.5 milyon lise mezunu KPSS’ye girecek. Her kurumun kendi sınavını yapacağı söyleniyor. Bu, her kurumda torpilin önünün açılması anlamına gelir. ÖSYM’nin yaptığı tek merkezli sınava rağmen suiistimallerin yaşandığını biliyoruz. 20 bakanlık, 20 ayrı KPSS yaparsa güvenliği nasıl sağlayacaksınız, torpili nasıl engelleyeceksiniz? Buna herkesin itiraz etmesi lazım. Suiistimallerin önü açılır. Dayı bulamayanlar, iş bulamazlar. KPSS’nin bu sistemde devamını savunmalıdır ve mülakata karşı çıkılmalıdır.”
Akademisyenlerin ücretleri ile ilgili önemli açıklamalar yapan Koncuk, “Araştırma görevlisi 2 bin 400 TL’ye çalışıyor. Adını araştırma görevlisi koymuşsunuz ama bu ücretle yaşayamaz ki araştırma yapsın. 12 yıllık profesöre 4 bin 600 TL ücret veriyoruz. AB ve ABD ile kıyasladığımızda bu rakam 30’da biri oranında. Bunlar kabul edilemez. Akademik zam konusunda haklı bir feryat var. Araştırma görevlilerinden başlamak üzere tüm akademisyenlerin durumunda iyileştirme yapılmalıdır. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek İzmir İktisat Kongresinde akademik zam konusunda talebin haklı olduğunu söyledi ama o günden bugüne bununla ilgili hiçbir ilerleme sağlanamadı” dedi.
Genel Başkan Koncuk 2. il dışı atama konusunda MEB yetkilileri ile görüşmeler yaptığını ifade ederek, “Eğer bir olumsuzluk yaşanmazsa 2. İl dışı atama büyük ihtimalle yeniden yapılacak. Zorunlu hizmet bölgelerinde, doğuda çakılı kalmış öğretmenlerimizin sorunlarının giderilmesini de istedik. Batıda birinci, ikinci bölgede birçok il bu arkadaşlarımıza açılacak. MEB’in iyi niyetli yaklaşımıyla bu sorunun en kısa zamanda düzeleceğini düşünüyorum. Konuyu takip ediyoruz. Tabi bu kararı verecek olan MEB yetkilileridir. Biz talepleri iletiyoruz. Belli bir aşamada kaydettik. 2. İl dışı olacak diye umut ediyoruz” diye konuştu.
Koncuk alan değişikliğinin de Eylül ayında yapılacağı bilgisini aldığını kaydederek, “Ama bunlar en sonunda MEB’in resmi açıklamasıyla kesinlik kazanacak. Ben bu arkadaşlarımızın adına talep ediyorum.” dedi.
Genel Başkan İsmail Koncuk, “Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda (KPDK) alınan bazı kararlar var, örneğin, 4-C’lilerin kadroya alınması. Bu arkadaşlarımızın kadroya alınmaları demek kadrolu memur ya da işçi olması demektir. Şimdi bir düzenleme yapıyorlar ama TÜİK bu düzenlemenin dışında, bu düzenlemede dahi 4-C’liler ikiye ayrılmıştır. Bu derhal düzeltilmeli ve bu ayrıştırmanın önüne geçilmelidir. Sayın bakan Faruk Çelik’e sesleniyorum, kendinizce bir düzenleme yapıyorsunuz bari bu insanları ayrıştırmayın ve TÜİK çalışanlarını da bu kapsam içine alın.
Üniversiteli işçiler konusu, 2005 yılından sonra göreve başlayan memurlara bir derece verilmesi, disiplin affı, emeklilikte 30 yıl sınırı gibi konuların bir an önce sonuca bağlanması gerekmektedir. Maliye Bakanı müsteşarı KPDK toplantısında emeklilikte 30 yıl sınırının yükseltilmesi için “doğru” diyor ama Maliye Bakanlığı bürokratları Plan ve Bütçe Komsiyonun da buna itiraz ediyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak KPDK kararlarının takipçisiyiz.” dedi.
KONCUK: YAŞANAN SIKINTILARIN CEREMESİNİ BU MİLLET ÇEKİYOR
Türkiye ekonomisinin gidişatının iyi olmadığının altını çizen Koncuk, “Sıkıntıların ceremesini Türk milleti ve gençler çekmektedir” dedi. Koncuk, “Türkiye ekonomisi iyi noktada değil, cari açık son derece yüksek, seçimler sebebiyle uygulanacak popülist politikalar bu enflasyonu daha da azdıracaktır. Yaşanan bu sıkıntıların ceremesini bu millet ve gençler çekiyor. Kimse bu ülkeyi terk etmeyi düşünmesin bu ülke bizimdir. Kimse korku ve endişeye kapılmasın ama yaşananları sorgulasınlar.
İşsizliğe ne kadar çare olundu bunu sorgulayalım, başarı yoksa bunu beceremeyenlere cezası kesilmelidir. Hiçbir siyasi iktidara bu ülke mahkum değil, haklarımızı en üst seviyede kullanalım. Cumhurbaşkanlığı seçimine katılım düşük olursa, hakkınızı kullanmıyorsanız sonrasında sızlanmaya hakkınız olmaz. Bir ülkede hukuk yara almışsa, insanlar korku içinde yaşıyorsa bunun hesabı sorulmalıdır. Demokratik haklarımızı kullanalım, bu hakları kullanmayan bir millet hak ettiği yaşam tarzını elde edemez.” dedi.