SENDİKA
İsmail Koncuk Torba Yasa'yı değerlendirdi
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk Kanal B'de "Güncel" programında Torba yasayı ve kadro kapsamına alınmayan 4/C'lilerin durumunu değerlendirdi.
28 Haziran 2013, Cuma
TORBA YASADA MEMURU İLGİLENDİREN BİR ÇOK KONU ÇIKARTILDI.
Daha önce torba yasadaki 657 sayılı yasayı çok konuştuk. Konuştuğumuzdan bugüne çok şey değişti. Kamu çalışanlarını yakından ilgilendiren çok şey torbadan çıkarıldı. Torbada olmayan birçok şey sonradan ilave edildi. Kamu çalışanları doğrudan ilgilendiren yasada 96 bin 500 4/B’li kamu çalışanının kadroya alınması söz konusu. Bunun dışında devlet memurlarını ilgilendiren maddeler yasadan çıkartıldı.
Mesela uzmanlıkla ilgili bir takım değişiklikler yapılacaktı ki bizim de bu değişliklere ilişkin çekincelerimiz vardı, düzeltilmesini istedik. Onlar düzeltilmedi. Tepkiler üzerine bilhassa komisyonlarda, muhalefet partilerinin bizim verdiğimiz bilgiler doğrultusunda tabi gösterdiği tepkilerle uzmanlık konusunda maalesef bizim istediğimiz olmadı ama hükümetin de yapmak istedikleri torbadan çıkarıldı. Mesela Özel sektörde çalışanların genel müdür, müsteşar olmalarının önünü açan bir madde vardı. Yanlışlığını hep söylediğimiz bu madde torbadan çıkartıldı. En fazla bizi ilgilendiren konu, 4/B’lilerin tamamı olmasa da bile 96 bin 500 çalışanın kadroya geçirilecek olması. Sanırım genel kurul aşamasında 3500 kurumsal çalışan olarak ifade ettiğimiz TRT, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda çalışan 4/B’lilerin de kadroya alınmasıyla ilgili konular var. Bunlar Bütçe ve Plan komisyonunda görüşülmedi. Genel kurul aşamasında verilecek teklifler sonucunda kanuna eklenecektir. Bizim burada eksiklik olarak gördüğümüz konular çok. Mesela 2005 yılından sonra göreve başlayan kamu çalışanlarına bir derece verilmesi de torba yasada yok. Halbuki bizim sayın Çalışma ve sosyal Güvenlik bakanıyla yaptığımız mutabakatta vardı. Ancak bunların hiç biri torba yasada maalesef yok.
23 BİN 4/C’Lİ TORBAYASADA YOK
En önemlisi de dün bizim eylem düzenlediğimiz 4/C’lilerin kadroya alınmaması konusudur. Maalesef 23 bin 4/C’li torba yasada yok. Bunu anlamakta zorlandığımız defalarca söyledik. Bununla ilgili defalarca eylem yaptık. Masada Çalışma Bakanıyla bu konuyu müzakere ettik. Sayın bakan vermiş olduğu sözleri yani 4/C’lileri ve bütün sözleşmelileri kadroya alınması ile ilgili olanları yerine getiremedi. Bu yönüyle çalışma bakanını kınıyoruz. Türkiye’de çalışma hayatının başı Çalışma bakanıdır. Eğer kendi inandığınız bir uygulamanın hükümet tarafından desteklenmesini yapamıyorsanız, sayın bakana “burada sizde bir eksik vardır” diye söyleriz.
23 bin kişinin neden kadroya alınmadığı da önemlidir. 4/B’li sözleşmelilerin kadroya alınmalarının maliyeye külfeti söz konusu değil. Ama 4/C’lilerin kadrolu yapılması halinde ya da işçi yapılması halinde, her bir 4/C ‘li için 500 lira maaşlarına ek ödenmesi gerekiyor. Burada Maliya bakanlığı masraftan kaçınmıştır. Kendilerine hem de Başbakan’a buradan da seslenmek istiyorum; Türkiye şu anda doğru söylüyorlarsa dünyanın 17. Büyük ekonomisine sahip. Kişi başına düşen gelir 10 bin doları bulduğunu söylüyorlar. Eğer Türkiye ekonomisi bu kadar güçlü ise sayısı 23 bin olan her bir 4/C’li çalışanlara ayda 500 lira fazla vermekle batacaksa ben de o zaman batsın dedim. Eğer böyle ekonomimiz çökecekse demek pamuk ipliğine bağlı bizim ekonomimiz.
4/C’lilerin kadroya alınmaması konusunu hazmetmiyoruz. Bunu insanlık ayıbı olarak görüyoruz.
657 sayılı devlet memurları kanununun 4. maddesinde memurluk 4/A, 4/B ve 4/C olarak tanımlanıyor. 4/A kadrolu memurlar yani; öğretmenler, doktorlar,… 657 sayılı devlet kanunu yazanlar ola ki kadrolu dışında bir başka istihdama ihtiyaç duyacaklarından hareketle 4/B ve 4/C’yi koymuşlar. Mesela bir üniversite proje yapıyor. Bu proje üç aylık. İşte 4/B ve 4/C’yi oraya proje kapsamında çalışacaklar için koymuşlar. Ama 4/B ve 4/C oraya konulma amacı dışında kullanılmıştır. Bizim verdiğimiz mücadeleler ve tepkilerle hükümet bu konuda geri adım atmak zorunda kalmıştır.
4/B ve 4/C’nin bu şekilde uygulama imkanı bulması tamamıyla bu hükümetin marifetidir.
TORBA YASADA 4/B LİLERİN KADROYA GEÇİRİLMESİ DIŞINDA GELİŞME YOK
Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı Faruk Çelik’in masada 4/B ve4/C’nin kaldırılmasıyla ilgili açıklaması var. Tek bir istihdam modeli üzerinde durulması konusunda açıklaması var. 4/C lilerin kadroya alınması önündeki en önemli engel Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve bürokratlarının koyduğu rezervdir. 23 bin 4/C’ linin 500 lira fazla alması ihtimaline karşı mali dengelerin bozulması gibi bir gerekçe ortaya çıkartılmıştır. 4/C’ liler er ya da geç kadroya alınacaktır. Bu sene olmasa da seneye mutlaka. Hükümet bundan kaçamayacaktır. Çünkü hükümet bu nedenle çok gerginlikler yaşayabilir.
Uluslararası sözleşmelere ve Anayasamıza uygun bir uygulama değildir. 4/C uygulaması” Düzgün iş kavramına” taban tabana aykırıdır. Türkiye Kamu-Sen in tepkisi olmasaydı 4/C kadrosu daha büyüyecekti. Devlete bağlı kitlerin her özelleştirilmesinde 4/C li kamu çalışanlarının sayısı artıyor.
Ayrıca, PKK’nın taleplerinden birisi de koruyuculuk sisteminin kaldırılmasıdır. Muhtemelen şu anda Güneydoğu’da koruyuculuk yapanlar 4/C li olacaktır. Kulağımıza böyle bilgiler geliyor. Yani sürekli kamuda yeni istihdam türleri ortaya çıkıyor. Vekil imamların kadroya alınmasını destekliyoruz. Vekil ebe, hemşire var , ücretli öğretmen var, MEB bünyesinde çalışan kadrosuz usta öğreticiler var. 20 yıldır kadro alamamış. Onlarca çeşit istihdam oluşturmuşlar. Başı bozuk bir şekilde yapılan uygulamalardır. Kamuda bir tertip nizam olmalıdır. Bu uygulamalarla kamu sistemini 10 yıldır perişan ettiniz.
Bizim baskılarımızla geçen dönem genel seçim öncesinde muhalefet partilerinin de bizim teklifimizle seçim beyannamelerine 4/B ve 4/C uygulamasını kaldıracağız demesiyle iktidar da mecburen sözleşmelilerin bir kısmını kadroya geçirdi. Şimdi önümüzdeki yerel seçimlere yönelik olarak adımlar atılıyor. Ama bizim esas konuşmamız gereken şudur ki; İktidar bu seçim dönemlerini atlatırsa 2015 yılında da yerel seçimleri atlattı ve iktidar oldu. Ne yapacak bunlar derseniz kamu çalışanları bunu iyi bilmelidir, devlet memuru sıfatı kalkacak. Esnek istihdam anlayışı gelecek; iş güvencesiz, kadrosuz, örgütüz istihdam şekli alabildiğine artacaktır.
Akil adamları raporunda önemli bir tespit var. Tekliflerinden bir tanesi özerk bir yapı oluşturmaktır. İdari ve siyasi anlamda özerklik oluşturmaktır. Başbakan’a resmen bu rapor sunuldu. PKK terör örgütünün de idari ve siyasi anlamda özerklik talep ettiğini biliyoruz. Eğer bu özerk sistem veya eyalet sistemi belli bölgelerde uygulanırsa , çalışma hayatının yeniden düzenlenmesi lazım. Devlet memuru kavramının tamamen kaldırılmasını gerektiren bir anlayışla karşı karşıya kalabiliriz. İş güvenceli, kadrolu çalışma hayatına El Fatiha diyebiliriz.
Üniter bir yapıya sahibiz biz. Üniter sistem tek merkezden yönetilen sistemdir. Yerel parlamentolar yoktur. Bu yapılanmamız bozulmak istenmaktadir. Bu konuda terör örgütünün açık talebi bulunmaktadır. Çalışma hayatını da baştan sona bozacak bir sistem olacaktır. Bu bütün kamu çalışanlarını ve çocuklarımızı, bütün insanlarımızı ilgilendiren bir durumdur. İşin bu boyutunu iyi görmemiz, değerlendirmemiz gerekir.
Tamamıyla devlet sistemini baştan sona değiştirecek bir değişiklik olarak görülmelidir. Bu tuzaklara hem kamu çalışanları hem de millet olarak çok dikkat etmeliyiz.
4/C’LİLERİN KADROYA ALINMASI TOPLU SÖZLEŞME MASASINA BIRAKILMAMALI, HEMEN HALLEDİLMELİDİR.
Sayın Faruk Çelik’in toplu sözleşme döneminde 4/C’lilerin sorunlarını masaya yatıracağız demesi tatmin edici değildir. Ne yapacağız; 4/C’ lilerin kadroya alınmasını mı ele alacağız? 2 sene önce Bakan Hayati Yazıcı’nın masada 4/C’lilere aile ve çocuk yardımı vereceğiz sözü yerine getirilmemiş. Verilen söz 2 sene olmuş ama hayata geçirilmemiş. Masada ne diyeceklerini çok iyi biliyoruz; 4/C lilere kadro vermeyelim, aile yardımı verelim diyecekler. İzin haklarını iyileştirelim diyecekler. Kadrodan kaçmaya çalışacaklar. Biz ayak oyunlarına gelmeyiz. 4/C’lilerin tek bir talebi var; kadroya geçmek.
4/C UYGULAMASI BİR UTANÇ VESİKASIDIR.
Özelleştirmeden gelen 4/C lilerin bu devletin başına bela olduğu anlayışı devlet adamlığıyla bağdaşmayan bir durumdur. Böyle sakat bir anlayış olmaz. Sosyal devlet anlayışında ve anayasanın 10 maddesi gereği devlet çalışanlarına farklı statüleri uygulayamaz. Aynı masada çalışanların hakları bir değil. Eşitlik ilkesine uygun davranın, çalışanlar arasında ayrımcılık noktasına gelen uygulamalardan kaçının, bizim dediğimiz bu. Çalışanlar arasında ayrımcılık yapmaktan kaçının. Bizim talebimiz budur ve insani bir taleptir.
100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMALIDIR
100 bin öğretmen ataması yapılması lazım. 4+4+4 diye sistem getirdi hükümet sormadan danışmadan. Taraflarla ortaklaştırmadığınız her şey yanlıştır. Yeni sistem nedeniyle 70- 80 bin öğretmen ihtiyacı gerekiyor. 40 bin öğretmen ataması yapılacak ağustos ayında ama yetmez. Kararlı bir adım at, 100 bin öğretmen atıyorum de. Bunun yapılması gerekir. Yıllardır eylemlerle, etkinliklerle ataması yapılmayan öğretmenlerin dertleriyle dertlendik. Ama hükümet sağlam bir öğretmen atama politikası ortaya koyamadı.
“KPSS neyin nesi” diyen Başbakan vardı seçim meydanlarında. Ama 10 yılda ataması yapılmayan 70 bin olan öğretmen sayısını 400 binlere çıkarmayı başardı. Öğretmen ihtiyacı 250 bin sadece norm kadro yönetmenliğiyle 140 bin öğretmen ataması yapman lazım. Hiç olmazsa 100 bin öğretmen ataması yapalım diyoruz.
kaynak: kamusen.org.tr