Mustafa, Tel Abyad ilçesine 20 kilometre mesafedeki Hamam köyünde yaşayan yaklaşık 12 bin Türkmen’in PYD baskısı nedeniyle köyü terk ettiğini hatırlattı. Söz konusu köyde kalan son bin kişinin ise PYD baskısıyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Mustafa, PYD’nin Türkmenlerden köyü boşaltmalarını istediğini aktardı.

PYD’nin bölgenin demografik yapısını değiştirmek istediğini vurgulayan Mustafa, şunları kaydetti:

“PYD’nin baskısıyla Hamam köyünde yaşayan yaklaşık bin Türkmen’den 200’ü Türkiye’ye sığındı, diğer 800’ü ise doğu tarafındaki köylere sığındı. İki günlük aradan sonra 800 Türkmen tekrar köyüne dönünce bugün PYD tekrar gelerek Türkmenleri bir okulda toplayarak köyü terk etmelerini, aksi durumda köyün havadan bombalanacağını bildirdi. Türkmenler şimdi çevre köylerde ve tarlalarda yaşıyor. PYD’nin niyeti açık, bölgenin demografik yapısını değiştirmek istiyorlar, bunu da sistematik olarak hayata geçiriyorlar. Bizler bu planı biliyoruz, bunun için de Türkmenler yaşadıkları yerleri terk etmek istemiyor. Son ana kadar yaşadığımız yerleri onlara bırakmayacağız.”
Suriye Türkmenleri Derneği Şanlıurfa Şube Başkanı Ekrem Dede de Halep’e bağlı Kobani’deki (Ayn el Arap) çatışmalar nedeniyle PYD’nin Tel Abyad ilçesi ve çevresinde olağanüstü hal uyguladığını ve Türkmenlerden köylerini boşaltmalarını istediğini belirtti.

BOP Eşbaşkanı olduğunu defalarca söyleyenlerin bugünlerde uyanmış görünmeleri karşısında "Günaydın!" demek gerekiyor.
Güney sınırlarımızda ABD destekli İsrail kuklası Kürdistan kurma faaliyetleri hızla sürerken sert çatışmalar yaşanmaktadır.

Bir terör örgütü olan IŞİD ise bir başta terör örgütü ve PKK'nın Suriye kolu olan YPG ile çatışmaktadır.

Işid'i lanetleyen Eğitim Sen, dünya tarihinin en kanlı terör örgütlerinden olan PKK'yı ve onun kolu olan ve Türkmenlere saldıran YPG'yi niçin kınamaz?

Kürt yerleşim yerlerinde katliam söz konusu olduğunda "Bir savaşta sadece insanlar ölmez insanlık da ölür. Sessizlik saf tutmaktır. Bizim safımız insanlıktır. Savaşı durduralım." gibi süslü laflar eden Eğitim Sen aynı hassasiyeti insanlık adına Türkmen katliamı yapıldığında niçin göstermez?

Bir bölücü terör örgütü PKK'nın kolu, ABD köpeği ve İsrail kuklası olan YPG ne zamandan beri Eğitim Sen'in deyişiyle "laik, demokratik, eşit ve özgür yaşam savunucuları" olmuştur?

Kürtçü faşizmin adı ne zamandır demokrasi ve insanlık olmuştur?

Eğitim Sen üyelerinden kaldıysa Türkiye'nin üniter yapısından yana bir kısmının bu sorular üzerinde düşünmesi zorunlu bir ihtiyaçtır.

Işid Çetelerinin Saldırıları ve Katliamlarına Sessiz Kalmak Zulme Ortak Olmak Demektir başlıklı basın açıklamasını http://www.egitimsen.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=23694&sube=0#.VYxQHLAw9kg bağlantısından okuyabilirsiniz.

Türkmen katliamlarına sessiz kaldığınız için sizler zulme ortak olmuyor musunuz?

Yalnızca Kürtler öldürüldüğünde mi zulüm gerçekleşmektedir?

ATASEN
Ata Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası