Siyasi iktidar, Gezi Parkı eylemleriyle başlayan ve 17 Aralık operasyonuyla devam eden toplumsal muhalefetin intikamını eğitim emekçilerinden, öğrencilerden almaya devam etmektedir. Saplandığı yolsuzluk batağında debelenen AKP’nin başlattığı cadı avı sonucu okullarımızda, üniversitelerimizde eğitim ve bilim emekçilerine, öğrencilere dönük baskı, soruşturma ve cezalara her geçen gün bir yenisi eklenmektedir.

Son olarak üyelerimiz Barış Lezgi Koyuncu ve Öner Gürel hakkında, sendikamızın aldığı karar gereği, iş güvencemiz ve Gezi Parkı direnişine destek için Türkiye genelinde gerçekleştirdiğimiz eyleme katıldıkları gerekçesiyle soruşturma açılmıştır. Soruşturma sonucunda Barış öğretmenimiz Karaman Merkez Anadolu Öğretmen Lisesi’nden, Morcalı köyü İlkokulu’na, Öner öğretmenimiz ise Anadolu Öğretmen Lisesi’nden Sudurağı kasabası Karamanbey Ortaokulu’na sürgün edilmişlerdir. Bu haksız,  hukuki temeli olmayan, yer değiştirmenin nesnel ölçütlerine dayanmayan uygulama, öğrencilerin ve tüm eğitim çalışanlarının adalet duygusunu sarsmıştır.

Üyelerimize verilen sürgün cezaları, bu ülkede hırsızların, zalimlerin değil; zulme ortak olmayanların, demokrasi talep edenlerin ve ifade özgürlüğü gibi en temel hakkını kullananların cezalandırılmak istendiğini göstermektedir. Yandaş sendikaların kendi düşünceleri doğrultusundaki eylemlerine güç ve destek veren siyasi iktidarın, hukuksuzluklara, adaletsizliklere, hak gasplarına karşı çıkanlara yönelik uyguladığı şiddet, kendi gibi düşünmeyene yaşam hakkı tanımaz bir duruma geldiğinin açık göstergesidir.

Sendikalar, demokratik kitle örgütleri, yasaların kendilerine tanıdığı temel haklar gereği ülkemizi, mesleğimizi ilgilendiren konularda düşüncelerini açıklar, karşı olduğu konularda da demokratik tepkilerini gösterirler. Sendikal eylemlere katılmaları gerekçe gösterilerek, sürgün edilen arkadaşlarımızın aslında ne amaçla cezalandırıldıkları herkes tarafından bilinmektedir.

Ancak unutulmamalıdır ki, gün demokrasi, hukuk ve özgürlük mücadelesi yürütenlerin günüdür. Bugün baskıyla, tehditle, yalanla iktidarda kalmaya çalışanların ayakları altındaki zemin her geçen gün biraz daha kaymaktadır. Demokrasi taleplerine tahammülsüzlüğün, başlatılan cadı avının nedeni de budur.

Eğitim-İş olarak Barış ve Öner öğretmenlerimizin yalnız olmadığının ve haklarında verilmiş olan sürgün cezalarının iptali yönünde tüm adımları atacağımızın bilinmesini istiyoruz. Atatürk ilke ve devrimlerini, ulusal değerleri, demokratik, laik, bilimsel ve parasız eğitimi savunan Eğitim-İş, eğitim emekçilerinin soruşturma ve cezalarla baskı altına alınmasına izin vermeyecektir.

                                             

EĞİTİM İŞ SENDİKASI

MERKEZ YÖNETİM KURULU