SENDİKA
İ.İ.B.F. Mezunları Meydanlara İndi
Başta Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk olmak üzere, Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın Genel Başkanları, Genel Merkez Yöneticileri ve çok sayıda İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Mezunu öğrencinin katıldığı eylemde bir konuşma yapan İ.İ.B.F. Mezunları Platformu sözcüsü Umut Beyaztaş, sayıları 400 bini bulan mezunların devlet kadrolarına yerleşme şansı bulamadıklarını belirterek, İ.İ.B.F. mezunlarının yaşadığı sorunların ve sıkıntıların yetkililer tarafından dikkate alınmasını istedi.
KONCUK: TÜRKİYE KAMU-SEN BU ÜLKENİN GELECEĞİ OLAN GENÇLERİMİZE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEK
Platform sözcüsünün konuşmasının ardından kürsüye gelen Genel Başkan İsmail Koncuk, “İ.İ.B.F. Mezunları bu ülkenin evlatlarıdır, onların yaşadıkları bu zulme artık sessiz kalmayacağız” dedi. Koncuk, “Bugün burada çaresiz ve umutsuz bırakılmış memleket evlatları olan 400 bin İ.İ.B.F’li gençler adına buraya gelen kıymetli gençlerimiz, biliyoruz ki, bu açıklamanın arkasında 400 bin İ.İ.B.F’li, onların anne, babalarının ve kardeşlerinin hayali var.
Bu hayal evlatlarının, kardeşlerinin hayat içinde tutunabilmek için bir işe ve aşa kavuşması hayalidir. Bu gençler sizlerin evlatlarınız, Adana’lı Ahmet’in, Ankara’lı Mehmet beyin Fatma hanımın çocuklarıdır bunlar. Bu çocuklar Bakan çocukları değil, Akp Milletve-erinin çocukları, yeğenleri değil ama bunlar bu ülkenin saygıdeğer bir vatandaşı olmanın gereği olan yaşama hakkını istiyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı da, sayın Başbakan’da Şeyh Edebali’nin o meşhur sözünü sıklıkla kullanır, ne diyor Şeyh Edebali, “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” Şeyh Edebali şöyle demiyor, “Ülkeyi yönetenlerin Bakanların, ve-erin çocuklarını yaşat ki, devlet yaşasın” demiyor. O nedenle bu sözü siyaset meydanlarında, TV ekranlarında, garip gurebanın önünde kullanmak için önce hak edeceksiniz. Sözle gariplere sahip çıkmak olmaz.
Bu gençler bin bir güçlükle, anne ve babalarının dişinden tırnağından artırdıkları ile yemeyip, giymeyip, gezmeyip, tatil yapmayıp biriktirdikleri üç kuruş parayla kazanıp o okulları okuyup mezun oldular. Bugün diyorlar ki, “Bende bu ülkenin vatandaşı olarak bir Bakan çocuğu kadar, Erdoğan’ın oğulları, kızları kadar, Maliye Bakanının evlatları kadar, Başbakan’ın evlatları kadar bu ülkede yaşamayı hak ediyorum” diyorlar.
Artık susmayacağız, artık garip gurebanın hakkının bazı çevrelere peşkeş çekilmesine, garip halkımızın, fakir fukaranın evlatlarının intihar etmesine sessiz kalmayacağız. Maalesef Türkiye bir şımarık iktidar anlayışı ile karşı karşıya. Milyonlarca işsiz gencin feryadına kulak tıkadılar, Asgari ücretlinin, memurun, emeklinin feryadına kulak tıkadılar. Onların ve evlatlarının yaşama isteklerine kulak tıkamışlar ama iktidarlarını halka rağmen, göz yaşlarına rağmen devam ettiren bir iktidar var, buna karşı susmayacağız.
Biz Türkiye Kamu-Sen olarak bu ülkede, bu coğrafyada derdi olan herkesle, evvel emirde ülkemizin geleceğini omuzlayacak olan bu genç evlatlarımızın, 400 bin İktisat Fakültesi mezunu, KPSS’ye giren ve sayıları 5 milyonu bulan umutları tükenmiş ve yaşama isteklerini kaybeden bu evlatlarımızın anne ve babasının vereceği üç kuruş cep harçlığı ile yaşamak zorunda kalan memleket evlatlarının derdiyle dertleneceğiz. Bu gençlerin derdini duymayanların kulakları sağır olsun, gözleri kör olsun, bunların vicdanı kör, milleti duymuyorlar, feryatları duymuyorlar, hissetmiyorlar.
7 Haziran seçimleri yaklaşıyor. Bu işsiz ve çaresiz gençleri kim duyarsa onlarla beraber olacağız ve yürüyeceğiz. Milletle kim yürüyorsa bizler onunla beraber yürümeliyiz. Bu memleketin evlatları iş ve aş istediğinde imkanlar kısıtlı diyenler, bize 5 Milyar TL’yi nasıl AK SARAY’a harcadıklarını anlatsınlar, ondan sonra milletin huzuruna çıksınlar.
Pastadan, milli gelirden memurlar, işsizler, işçiler, emekliler, asgari ücretliler, çiftçiler tüm kesimler adına payımızı istiyoruz, herkes adına istiyoruz. Bu pastanın çalınmasına göz yummayacağımızı Ankara’dan Türkiye Kamu-Sen olarak bu gençlerimizle birlikte ilan ediyoruz. İnsanı Yaşat ki, devlet yaşasın” diyerek sözlerini noktaladı.
Genel Başkanımız İsmail Koncuk’un konuşmasının ardından İ.İ.B.F. mezunları yaşadıkları adaletsizliğe bir son verilmesi ve yetkililerin bir an önce gerekli adımları atmasını talep ederek diplomalarını yaktılar.