SENDİKA
Hak-İş'ten 'Taşeron İşçi Gerçeği' raporu
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Aslında biz taşeron sistemi altında modern kölelik sistemini Türkiye'de devam ettiriyoruz. Bugünkü uygulama, işçilerin bizim önümüze koyduğu veriler, ortaya çıkan rakamlar, ücretlere baktığınız zaman Türkiye maalesef taşeron konusunda, modern köleliği sürdürmeye çalışan bir ülke konumunda. Bunun sürdürülebilmesi imkanı yok" dedi.
Arslan, Hak-İş tarafından hazırlanan "Taşeron İşçisi Gerçeği" araştırmasının sonuçlarını, düzenlendiği basın toplantısı ile açıkladı.
Raporun, 4 ay içinde 27 il, 9 işkolu ve 85 iş yerindeki 5 bin 250 taşeron işçisi ile görüşerek hazırlandığını anlatan Arslan, Türkiye'de son yıllarda kamuda çalışan sendikalı işçilerin azalması ve bu açığın da taşeron işçilerle kapatılmaya çalışılması nedeniyle bu raporu hazırladıklarını dile getirdi.
Raporun hazırlanması için gerçekleştirilen araştırmanın Türkiye'deki en kapsamlı çalışma olduğuna ve birebir görüşmelerle yapıldığına dikkati çeken Arslan, taşeron işçilerin, koşullarını kendi bakış açılarıyla bizzat kendilerinin dile anlattığı bir çalışmaya imza attıklarını söyledi.
Bu konunun derin bir sorun olduğunu vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
"Eğer biz bu sorunu, taşeron işçiliği sorununu çözemezsek Türkiye'nin toplumsal, ciddi bir krizle karşı karşıya olduğunu görmemiz gerekiyor. O nedenle sorun sadece ekonomik sorun değil, sorun sosyal, siyasi, kültürel, topyekun bir Türkiye sorunu olarak karşımızda. Çok derin izler bırakan, yaralar açan ve sorunlar üreten bir durumla karşı karşıyayız. Bu sorunun çözümü konusunda Türkiye'nin acele etmesi gerekiyor. Türkiye'de bu sorunu bir an evvel gerçekten çağdaş, demokratik ülkelerde hangi kriterler ve esaslar çerçevesinde sürdürülüyorsa bu çerçeveye bunu oturtmak zorundayız. 'Taşeron İşçi Gerçeği' araştırmamız, aslında yapılacak olan bu çalışmalara ciddi bir destek oluşturacaktır."
Taşeron işçilerin yüzde 34,9'unun 32-38 yaşları arasında ve ağırlıklı olarak genç jenerasyonun taşeron işçi olduklarına dikkati çeken Arslan, bu kişilerin önemli bir bölümünün ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde eğitime sahip olduklarını aktardı.
-"Taşeron işçilerin yüzde 50'sinin ücreti bin liranın altında"
Bunların büyük bir bölümünün belediyeler ve bağlı şirketleri ile sağlık sektöründe çalıştıklarını ifade eden Arslan, taşeron işçilerin yüzde 50'sinin ücretlerinin bin liranın altında olduğunu vurgulayarak, "Bu gerçekten bu araştırmanın en temel, can yakıcı sonuçlarından bir tanesini oluşturmaktadır" diye konuştu.
Taşeron işçilerin yüzde 51,2'sinin Türkiye'de taşeronlaşma konusunda ısrar edilmesinin ana nedenini ucuz işçilik yaratmak, yüzde 22,6'sının ise yandaşlara para aktarmak olarak gördüğünü dile getiren Arslan, bu işçilerin yüzde 65,6'sının sendika üyesi olmadığını, yüzde 34,4'ünün de sendika üyesi olduğunu söyledi.
Sendikalardan beklentinin çok yüksek olmasına karşın, taşeron işçilerin, sendikaya üye olması konusunda endişelerinin bulunduğunu belirten Arslan, sendikalara üye olmayı düşünmeyen yüzde 22,2 oranında bir taşeron işçisinin söz konusu olduğunu, burada sendikalara önemli bir görev düştüğünü dile getirdi.
Taşeron işçilerin yüzde 81,7'sinin, sendikal haklarını kullandıkları zaman işten çıkartılacakları kanaatinin bulunduğunu aktaran Arslan, bu işçilerin yüzde 85,7'sinin sendikalaşma durumunda şartlarının iyileşeceği doğrultusunda bir düşünceye sahip olduklarını belirtti.
Kamuda çalışan taşeron işçilerinin yüzde 78,8'inin, kıdem tazminatı alamadıklarını ifade ettiğini aktaran Arslan, özel sektörde ise bu oranın yüzde 95 civarında olduğunu kaydetti.
-"Taşeron işçilik verimliliği ve kaliteyi artırmıyor"
Taşeron işçiliğin, düşünüldüğü gibi çalışma hayatında verimliliği ve kaliteyi artırmadığının, işçilerin yüzde 52,6'sı tarafından dile getirildiğini aktaran Arslan, bu düşüncede olanların sayısının çok daha fazla olduğunu düşündüklerini ifade etti.
Taşeron işçilerin yüzde 71,2'sinin iş sağlığı ve güvenliği konusunda yeterli önlemlerin alınmadığı düşüncesine sahip olduklarını aktaran Arslan, "Bu Soma gerçeğinde de görülmüştür ki özel sektör hangi sektörde ve işkolunda olursa olsun temel yaklaşımı daha çok kazanmak ve üretmek olduğu için iş sağlığı, güvenliği, işçilerin ücretleri, ekonomik ve sosyal durumları onlar için araçsal bir sorun olmaktan öteye geçmemektedir. Bu da taşeron uygulamasının doğal bir sonucu olarak karşımızda durmaktadır" dedi.
Taşeron işçilerin bir bölümünün asgari ücretin dahi altında çalıştıklarını ifade eden Arslan, öte yandan Türkiye'de 1 milyon 200 bin civarında taşeron işçi bulunduğunu tahmin ettiklerini ancak bu rakamın daha da fazla olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.
-"Modern kölelik sistemini Türkiye'de devam ettiriyoruz"
Arslan, bugünkü taşeron uygulamalarının, kamuya daha fazla maliyet getirdiğini belirterek, Türkiye'deki taşeron uygulamalarının verimliliği ve kaliteyi artırdığı iddialarının da doğruyu yansıtmadığını söyledi.
Mahmut Arslan, şöyle devam etti:
"Aslında biz taşeron sistemi altında modern kölelik sistemini Türkiye'de devam ettiriyoruz. Bugünkü uygulama, işçilerin bizim önümüze koyduğu veriler, ortaya çıkan rakamlar, ücretlere baktığınız zaman Türkiye maalesef taşeron konusunda, modern köleliği sürdürmeye çalışan bir ülke konumunda. Bunun sürdürülebilmesi imkanı yok. Soma hadisesi aslında bunun ne kadar can yakıcı bir süreç olduğunu önümüze koymuştur. Umarım Hükümet, devlet, parlamento bu konuda, bundan sonra bunların yaşanmaması için köklü ve bu sorunu ortadan kaldıracak düzenlemelere imza atarlar. Aksi halde çok büyük bir sorumlulukla herkes karşı karşıyadır."
Bu konuda sendikalara da önemli sorumluluklar düştüğünü belirten Arslan, "Soma'da yaşanan iş cinayetlerinin bizi de sorumluluk altında bıraktığını ifade ediyorum. Orada Hak-İş olmalıydı. Hak-İş orada da örgütlenmeliydi. Orada iş güvenliği tedbirlerini sendikamız olarak almalıydık ve iş güvenliği şartlarına uymayan işverenin iş yerlerine işçileri göndermemeliydik. Bu ölümleri önleyebilmeliydik" dedi.
Arslan, "Orada bir sendikanın olması gerçekten utanç verici. Yetkili bir sendikanın orada bulunmasına rağmen bütün iş sağlığı ve güvenliği kurallarının hepsinin gözardı edilmesi ve insanların ölüme gönderilmesine sebebiyet verenlerin başında yetkili sendikanın orada olması gerçekten utanç verici. Bunun sorgulanması gerekiyor. Başta o sendikanın bağlı olduğu konfederasyon olmak üzere bütün sendika birimlerinde bu sorgulanmalı ve bunun cevabı verilmelidir. Hiç kimse oradaki şubeyi sadece sorumluluk kapsamına alarak bu sorumluluktan kurtulamaz" ifadesini kullandı.
Taşeron işçilikle ilgili yasal düzenlemeye ilişkin tasarı konusunda kendilerinden bir görüş alınmadığını ve bilgi verilmediğini dile getiren Arslan, bunun bir eksiklik olduğunu, böyle bir tavrı Hak-İş olarak kabul etmediklerini söyledi. Arslan, Hak-İş'in taleplerini karşılamaktan uzak bir tasarı ile karşı karşıya olduklarını kaydetti.