SENDİKA
Firavun’un Karşısında, Musa’nın Yanındayız
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, “Mısır’da halkın iradesinin tecelli etmesine tahammül edemeyen entrikacılar ve emperyalist güçler, dikta rejimden miras kalan askeri ve yargı bürokrasisinin müdahalesiyle etekleri tutuşanlar, İsrail’e selam çakmış ve ‘Telaşlanmanıza gerek yok, Firavun ölmedi’ demiştir” dedi.
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Tuzla Temsilciliği’nin organize ettiği eylemde, Mısır’daki 529 kişi hakkındaki verilen idam kararı protesto edildi.
Tuzla Hatboyu Caddesi’nde MOPAŞ önünden, ellerinde döviz ve pankartlar taşıyan eylemciler sloganlar eşliğinde yürüyerek Tuzla sahilindeki miting alanına geldiler. Program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Mısır’da İhvan liderlerinden Muhammed El Biltaci’nin, ordunun darbe karşıtı göstericilere ateş açması sonucu hayatını kaybedenler arasında bulunan 17 yaşındaki kızı Esma’ya yazdığı duygu dolu mektubu sinevizyon eşliğinde sunuldu.
Daha sonra bir konuşma yapan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, sözlerine “İnsanlık İdam Ediliyor! Uyan Dünya!” diye başlayarak, şunları söyledi: “İsrail, ABD, AB ve Körfez diktatörlerinin de yer aldığı uluslararası konsorsiyumun Siyonist işgalci İsrail’in güvenliğinin sağlanması, Mısır’dan Filistin’e açılan özgürlük tünellerinin ve refah kapılarının kapatılması, Arap sokağını saran özgürlük taleplerine had bildirilmesi, Suriye diktatörünün ve Baas rejiminin desteklenmesi için kurgulanan ve uygulanan tiyatro devam ediyor. Zalimler 529 masum ve mazluma verilen idam kararıyla herkese gözdağı veriyorlar.”
İdam Kararları Uluslararası Bir Proje
Mısır’ı yangın yerine çeviren, çocuk, kadın, yaşlı demeden insanı ve insanlığı hedef alan vahşet uygulamalarını rutinleştiren Sisi darbesinin, sadece Mısır’ı ve Mısırlıları değil, bütün İslam coğrafyasını ve Müslüman toplumları cezalandırmanın yeni miladı olduğunu belirten Yalçın, “Bize, ‘Size ne Mısır’dan, size ne Filistin’den, size ne Gazze’den, size ne Arakan’dan, Orta Afrika’dan, Doğu Türkistan’dan, uslu çocuklar olun ve sesinizi çıkarmayın’ diyorlar. Mısır’da gerçekleşen darbeyle İslami hassasiyeti yüksek siyasi iktidarların ve aktörlerin yok edilmesi, örgütlü İslami yapıların zayıflatılması, itibarsızlaştırılması ve bu sayede söz dinleyen kukla yönetimlerin önünün açılması uluslararası kapsamlı bir projedir” şeklinde konuştu.
Firavun’un Karşısında Olmak Yetmez, Musa’nın da Yanında Olmak Lazım
Zulme sessiz kalmanın, zulme ortak olmak ve dilsiz şeytanlığı kabul etmek olduğunu vurgulayan Ali Yalçın, “Bugün burada, yapılanlara ve yaşananlara suç ortağı olmamak, darbenin açık ya da örtülü destekçileri ABD, AB, BM’ye seslenmek, insanlık ayıbının suç ortaklarına haykırmak; darbeyi bertaraf etmeye yönelik girişimlerde bulunmayan İslam İşbirliği Teşkilatı’na ‘Sen ne işe yararsın’ diye sormak için toplandık. Yaşanan kepazeliklere sesimizi yükseltmek, ‘Firavun’un karşısında olmak yetmez, Musa’nın da yanında olmak lazım’ diyerek İhvan-ı Müslimin’in şahsında Mısır halkının yanında olduğumuzu haykırmak için toplandık” ifadelerini kullandı.
Meşru yollarla mücadele etme yetenek ve ahlakından mahrum olan Sisi ve avanesinin, gayrimeşru yöntemlerle İhvanı Müslimin’i yok etme çabalarına sesiz kalarak çanak tutmamak, ‘Ne kadar zindana atsanız da bizde bitmez Yusuflar’ demek için toplandıklarını dile getiren Yalçın, şöyle devam etti: “Mısır’ın İstiklal Mahkemeleri, yapılan darbeye direnen onurlu insanları ‘şiddete teşvik ve karakollara saldırı’ gibi uydurma gerekçelerle darağaçlarına çekmeye, ‘Karar ön karar hükmündedir ve temyize açıktır’ diyerek alıştıra alıştıra toplu cinayete doğru yol almaktadır. Darbe mahkemelerinin ve darbeci hâkimlerinin geçmiş günahları dikkate alındığında, Mısır yargısının karar vericilerinin, cübbe giymiş Baltacılardan oluştuğunu söylemek kehanet olmayacaktır. Verilen kararlar evrensel hukuk ölçütlerine göre gayri meşrudur ve yok hükmündedir.”
529 insanın idamına dair kararın darbecilerin talimatını makyajlama işlevi gördüğünü ifade eden Yalçın, şunları söyledi: “İdam kararları, insanlığın hukuk birikimini, hukuk normlarını ayaklar altına almaktadır. Darbeye karşı direnci kırmaya yönelik siyasi ve sinsi bir karardır. Evrensel hukuk ölçütlerine, insanlık kriterlerine, İslami hükümlere her yönüyle aykırı olan bu karar uygulanır ve 529 idam kararı infaz edilirse, insanlık tarihi büyük bir kara lekeye daha sahip olacak, peşinden şu an zemini hazırlanan 670 kişi daha idam sehpasına yollanacaktır. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ‘Mısır ordusu demokrasiyi inşa ediyor’ diyerek darbeyi meşrulaştırmaya, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu, ‘Yargılamayı bekleyen İhvan üyelerinin akıbeti hakkında endişe duyuyoruz’ açıklamasıyla tansiyonu düşürmeye ve dostlar alışverişte görsün kabilinden işi geçiştirmeye çalışmaktadır. Yüzyılın en büyük toplu idamlarından biri olacak olan bu hukukilik süsü verilmeye çalışılan, ahlaktan, vicdandan yoksun, insani ve İslami yönü bulunmayan cinayete hayır diyoruz. Millet olarak tarih boyunca zulüm ve haksızlıklar karşısında susmadık, susmayacağız. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Birliği, Arap Birliği ve diğer uluslararası organizasyonları ve insan hakları örgütlerini; idam kararına karşı tepki vermeye ve bu kararların uygulanmaması için gerekli somut adımları atmaya, siyasi ve ekonomik baskıyı harekete geçirmeye davet ediyoruz.”
Zulm İle Abad Olanın Sonu Berbad Olur
Her insanın ihtiyacı gibi Mısır’ın ihtiyacının da daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk, daha fazla özgürlük, daha fazla insan hakları ve daha fazla huzur olduğunu kaydeden Ali Yalçın, “Mısır meydanlarına idam sehpaları kurulmamalı, sandık konulmalıdır. Askeri vesayeti seçenler unutmasınlar ki, ‘Zulm ile abad olanın sonu berbad olur.’ Türkiye’de 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, e-Muhtıra ve 17 Aralık Küresel Operasyonu tutmadı. Dün, ‘Bin yıl sürecek’ tehdidi savuranlar; bugün, hukuk karşısında ‘bin pişman’ tavırlar içinde; dünkü tehditlerini bugün tevil peşindedirler. Biz bu zihniyeti tanıyoruz. Biz bu zihniyeti ‘sanığın idamına, delillerin bilahare toplanmasına’ kararları ile bilinen İstiklal Mahkemeleri’nden tanıyoruz. Biz bu zihniyeti, on yılda bir yapılan darbelerden tanıyoruz. Biz bu zihniyeti, 28 Şubat’ın yürütülen tanklarından biliyoruz. Yazdığı bir kitap yüzünden asılan İskilipli Atıf Hoca’dan, yaşı tutmadığı için yaşları büyütülerek asılan çocuklardan, kendi başbakanlarını gözlerini kırpmadan darağaçlarına yollayanlardan tanıyoruz. Mısır’da Sisi darbesiyle tutunmaya çalışanlar da er ya da geç yıkılacaklardır. 21. yüzyılın utanç vesikası olan, başta Suriye, Irak, Doğu Türkistan, Filistin ve Arakan olmak üzere, yeryüzündeki tüm vahşetlerin, işkencelerin, katliamların, idamların son bulması için de uluslararası kamuoyunu sorunlu değil, sorumlu davranmaya ve göreve davet ediyoruz. Zalimler tarafından ezilen ve susturulmak istenen bütün masum ve mazlum insanların yanında olduğumuzu bir kez daha bu vesileyle haykırıyoruz. Darbeleri, muhtıraları, operasyonları ve bütün antidemokratik oluşumları kınıyor, insan iradesine yönelmiş her türlü antidemokratik müdahaleleri reddediyoruz. ‘İhvan’a selam, direnişe devam’ diyoruz” şeklinde konuştu.
İnsanlığın Vicdanına Sesleniyoruz
Yalçın, Mısır’da yapılan darbenin, yıllardır Filistin’i işgal eden İsrail’in güvenliğini tahkim etmeye yönelik olduğunu ifade ederek, “Gayrimeşru korsan devlet İsrail’in Mescid-i Aksa’yı yok etmeye yönelik girişimleri karşısında Kudüs’te nöbet tutan onurlu Müslümanları Türkiye’den, İstanbul’dan, Tuzla’dan selamlıyor, ‘Allah hesap gününün sahibi ve en iyi hesap yapandır’ diyor ve Allah’tan bizleri hesabına memur kılmasını diliyoruz. Bizim için ‘Mısır’daki darbeci düzenin idam kararları hükümsüzdür’ diyerek İsrail için çalışanlar İsrail’le birlikte tarihin çöp sepetini boylayacaktır diye haykırıyoruz. Katil Sisi Mısır halkına hesap vermelidir. Asıl yargılanması gereken Sisi ve İsrail yardakçılarıdır. Buradan insanlığın vicdanına sesleniyoruz: Ey insanlık! Mısır’da insanlık idam ediliyor, susma. Ey insanlık! Mısır’da insanlık öldürülüyor, uyan dünya, diren insanlık, artık yeter de ve seyretme; küresel adalet için, insanlığın ölmemesi için, insanı ve insanlığı yaşatmak için özgürlük meşalenle darağaçlarını yak, idamları durdur, kukla rejimlerin ve darbecilerin iktidarına son ver diyoruz. Utanabilme yeteneğini kaybetmemiş dünya ülkelerini bu hukuk dışı kararın uygulanmasını iptal ettirme yönünde irade beyanına davet ediyoruz” diye konuştu.
Darağaçlarını Özgürlük Meşalesiyle Yakmak İçin Buradayız
“Bugün, Mısır’da darbecilerin yargı tiyatrosunda aldığı kararı protesto etmek, 529 masum kardeşimize sahip çıkmak için buradayız” diyen Ali Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “İdamları durdurmak, 529 Mısırlı mazlum adına ses vermeye davet etmek ve insanlığın vicdanına seslenmek için buradayız. Özgürlük ateşiyle yola çıkan 529 kardeşimizin boynuna ölüm düğümü atmak için kurulan darağaçlarını özgürlük meşalesiyle yakmak için buradayız. İradesine ipotek konulmasına karşı çıkan ve direnen 529 insana idam kararı verenlere fert fert haykırarak, ‘Ben de İhvanım, Ben de Mursiyim. Beni de ekle, 530 olsun ey darbeci Sisi’ demek için buradayız. Başta batılı ülkeler olmak üzere Mısır’daki darbe yönetimine destek verenler, sessiz kalanlar; idam yoluyla gerçekleştirilmek istenen katliamın azmettiricisi, ortağı ve asli faili olacaklardır. Yaptıkları ve yaptırdıkları zulümlerle kundaktaki bebeğe Rabia işareti yapmayı öğretenler, küresel işgale karşı küresel intifada ile uyanacaklardır. Yusufları zindanlarda ve sehpalarda yok edemeyeceksiniz. Bir Yusuf giderse bin Yusuf kuyudan çıkacak ve er ya da geç Firavunların saltanatını yok edecektir. Ellerimizi havaya kaldırıyor ve ‘Rabia’ diyerek, ‘Hepimiz Muhammed Mursi, Hepimiz Mavi Marmara Gazisi Muhammed Bilteci’ diyoruz. ‘Hepimiz Şehit Esma ve Hepimiz Mavi Marmara Şehidi Muhammed Furkanız’ diyoruz. Türkiye, Mısır’dır; Ankara, Kahire’dir ve Tuzla Meydanı Rabiatül Adeviyye Meydanı’dır diyoruz.”
Yavuz: İnsanı İlgilendiren Hiçbir Şeye Duyarsız Kalamayız
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Talat Yavuz ise, Mısır’daki idam kararlarına sessiz kalmalarının mümkün olmadığını belirterek, “sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte sesimizi ve sözümüzü yükseltmek için Tuzla Meydanı’nda toplandık. Tuzla’da bugün yürekler insanlık için çarpıyor. Bizler geçmişte olduğu gibi bugün de ve yarın da hakkın, haklının, mağdurun ve mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz. Eğer yeryüzünde insanlığı ilgilendiren bir şey varsa, Eğitim-Bir-Sen olarak bu bizi de ilgilendirmektedir, hiçbir haksızlığa duyarsız kalamayız” dedi.
Temsili idam sehpasının yakılmasıyla sona eren eyleme, Tuzla İHL Mezunları ve Mensupları Derneği, Anadolu Gençlik Derneği, Vizyon Gençlik, Memur-Sen’e bağlı sendikaların temsilcileri, Tuzla Taraftar Grupları, Tuzla Taraftarları, Engelli Dernekleri, çeşitli hemşehri dernekleri de temsilen katılarak destek verdiler.