SENDİKA
FATİH Projesi Mesleki Eğitimi Uçurabilir mi?
Meslek liseleri sanayiye nitelikli ara eleman yetiştiren önemli kurumlardır. Kalifiye eleman yetiştirilebilmesi için güncel teknolojiye, donanımlı atölyelere ve en önemlisi gelişmiş ders materyallerine ihtiyaç vardır. Bunların olması çok önemli fakat öğretmen potansiyelini harekete geçiremediğinizde bunların hiçbir önemi yoktur.
Mesleki eğitim dediğimizde, eğitimde en maliyetli olan alandan söz ettiğimizi bilmemiz lazım. Teknolojinin hızla değiştiği yerde değişime paralel güncelleme her zaman aynı hızda olamayabiliyor. Teknik öğretmenler açısından bilginin güncellenmesinde de aynı durum söz konusu. Belki bundan 30 yıl öncesini konuşuyor olsaydık meslek liseleri sanayiden ileri ya da teknoloji ve bilgi açısından başa baş gidiyor, diyebilirdik. Maalesef bu gün aynı şeyi söyleyemeyiz.
İstanbul, Ankara, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Konya, Kayseri, Gaziantep, Adana gibi illerimizde bütün olanaklarıyla teknolojiyi yakalamış çok kaliteli eğitim veren mesleki eğitim kurumlarımız var. Maalesef Türkiye geneli için aynı şeyi söylemek pekte mümkün görünmüyor. İşte tam da burada imkân ve fırsat eşitliği sağlamak için akıllıca geliştirilmiş merkezi projeler devreye girmelidir.
Şüphesiz, Milli Eğitim Bakanlığı meslek liselerinin çağın gerisinde kalmaması için çeşitli çalışmalar yapmakta ve bu konuda kafa yormaktadır. MEGEP ve UMEM gibi projeler yabana atılacak çalışmalar değildir. UMEM’de (Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri Projesi) gençleri meslek sahibi yapmak için 81 ilde pilot okullar belirlendi. Bu okullara makine teçhizat alımı, müfredatın revize edilmesi, eğiticilerin eğitime alınması, MEGEP (Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi) ile öğrenci ve öğretmenlerin mesleki ders kitaplarına pdf formatında internetten rahatlıkla ulaşabilmesi sağlanıyor. Tüm bunların yanı sıra; ders notları güncellenmesi, eğitim öğretim yılı başında bu ders notlarının kitap olarak öğrencilere dağıtılması da artık çok kolay. Bütün bunlar ortada bir emeğin olduğunu ve söz konusu emeğin takdir edilmesi gerektiğini bizlere söylüyor. Fakat takdirle birlikte çok önemli takviyeye de ihtiyacı var. Teorik notları destekleyen ve uygulamanın içerisindeki öğretmenlerin birikimini yansıtan görsel materyallere de ihtiyaç vardır.
Fatih Projesi mesleki eğitim hariç diğer örgün eğitim için bu ihtiyacı giderecek içerikleri www.eba.gov.tr üzerinden sunuyor. İçerikler incelediğinizde amaçlananın çok gerisinde olduğunu düşünmeden edemiyorsunuz. Bu bile önemli bir adımdır diyoruz. Fakat EBA içeriklerinde az önce de ifade ettiğimiz gibi meslek liseleri ile ilgili neredeyse hiçbir çalışma söz konusu değildir. Mesleki Açık Öğretim açısından da bu tespit söz konusudur.
8 milyar TL bütçesi olan Fatih Projesi’nde, başarıya ulaşmak için en önemli konu olan içerik konusunda zayıf kalınmaktadır; bu husus bütün eğitimciler tarafından da paylaşılmaktadır. İçerik deyince akla TÜBİTAK, akademisyenler, ticarî firmalar, Khan Akademi gibi Amerikan firmaları gelmektedir. Temel eksiklik işte tam da buradadır.
Bakanlık kendi öz kaynaklarını yani öğretmenlerini harekete geçirmeli, hariçten gazel okuyanlara değil, uygulamanın merkezindeki öğretmene yönelmelidir. Nasıl olmalı ve ne yapılmalı konusunda herkes bir şeyler söyleyebilir ve her kafadan bir ses çıkabilir; ancak bakanlık laf üretenlere değil proje üretenlere yönelik söylem ve eylem ortaya koymalı, teşvik etmelidir.
İki hafta önce e-postama Kocaeli’de motor öğretmeni olan Bekir Küçükşahin’den sitem dolu bir “çığlık” ulaştı. Adı geçen sitem dolu mektup üzerine mesleki ve açık mesleki eğitimin aspirini olacak bir proje üzerinde uzun süredir yaptığı çalışmayı bizimle paylaşmak isteyen Küçükşahin’i aradım ve kendisini dinleyebileceğimi, birikiminden istifade etmek istediğimi aktardım. Bekir Hoca, ertesi gün tatilini yarıda kesip Ankara’ya geldi ve projesini benimle birlikte konusunda uzman iki önemli isme sundu. Söz konusu çalışmayı izledikten sonra eğitim sistemimiz için bakanlığın profesyonel dokunuşlarıyla birlikte çok işe yarayacak mühim bir çalışma olduğun kanaatine vardık.
Bakanlığın aradığı, işe yarayacak, maliyeti düşük ve uygulamaya geçirildiğinde işlevselliği açısından parmak ısırtacak, FATİH Projesi’ni anlamlı kılacak çözüm tam da bu diyenlerimiz oldu.
Dışardan yazılım ve içerik arayışına gerek yok! Aslında, Bakanlığın muhtaç olduğu kudret kendi damarlarında, Bekir Küçükşahin gibi öğretmenlerinde mevcuttur.
YEĞİTEK Eğitim Yayınları ve İçerik Yönetimi Daire Başkanlığı, Açık Öğretim Daire Başkanlığı, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Programlar ve Öğretim Materyalleri Daire Başkanlığı öncelikle Bekir Küçükşahin olmak üzere “beyni zonklayan” öğretmenleri bir an önce dinlemeli.
Unutulmamalı ki, en iddialı içerik; iddialı firmadan değil en iddialı öğretmenden geçer.
Ali YALÇIN
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı