SENDİKA
Emek Mücadelesi Değil Bölme Mücadelesi Veriyorlar
Açılım sürecinin gizemi artık tamamen çözüldü. Üniter devlet yapısı AKP ve PKK eliyle parçalanıyor. Yaşananlar bağımsız yargıyı, medyayı ve üniversiteleri kısacası ülkeyi kuşatan küresel tezgahı anlamlı hale getiriyor. Emperyalizmin ülkede siyasal istikrarsızlık yaratması için 12 Eylül faşizmi koşullarında palazlandırdığı terör örgütü, nihayet Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile eşit koşullarda masaya oturtuldu. Devlet eliyle teröre siyasal meşruiyet sağlandı.
Anadolu topraklarında tarihin hiçbir döneminde görülmemiş büyüklükte bir ihanet yaşama geçirilirken, sözde çözüm sürecine katkı verecek akil insanlar listesinde Hak-İş, Türk-İş, DİSK, KESK, Memur-Sen başkanlarının bulunması emek mücadelesi tarihine kara bir leke olarak geçecektir.
Toplumsal yıkım projesini, toplumsal barış ve huzur projesi olarak halka pazarlama görevi verilen mazlum halkımızın ekmeğini yiyerek adam siluetine bürünen sözde akil adamlar hakkında söyleyecek söz bulamıyoruz. Tarih onlara yakışan en güzel sözleri ve sıfatları bulacak, yüzyıllar boyu unutulmamalarını sağlayacaktır. Ancak içlerinde yer alan sözde emek örgütü liderlerinin, emekçiler adına söz söylemek haklarının olmadığını da ifade etmek zorunludur.
Bugün ülkemizde emekçiler tarihin en karanlık günlerini yaşıyor. İş kazaları adı altında her gün cinayet işleniyor. Toplu sözleşme yapma hakkı olan sendikalı işçi sayısı 75 milyonluk nüfusa rağmen 500 bine düşerken 1 milyonun üzerinde taşeron işçi ortaçağ koşullarında çalışıyor. Kamu çalışanları yoksulluk sınırının çok altında ücret alıyor. Bütün bu gelişmelerin her biri ortak bir mücadele alanı yaratması gerekirken sözde bu emek örgütleri, Kurtuluş Savaşı yıllarında İngiliz parasıyla grev yaparak Atatürke karşı emperyalist işgalcilerin yanında yer alan dönemin işbirlikçi sendikaları gibi davranmaktadırlar.
Tarihi bir dönem yaşıyoruz. Bundan sonra her şey çok daha zor, çok daha acı verici olacak. Ancak her şeye rağmen laik, demokratik, üniter, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti hayalimizi rafa kaldırmaya kimsenin gücü yetmeyecek. Sendikamız, bu zor mücadelede üzerine düşen görevi gözünü kırpmadan yerine getirecektir.
EĞİTİM İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU