GAZETEKAMU ÖZEL HABER

Ankara’da bir şube toplantısında konuşan Türk Eğitimsen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un ağzından çıkanları görünce kendi kendime bu genel başkanın ağzından çıkanı kulağı duyuyor mu acaba dedim. Eğitimcilerin zihin okumasını yapıp sendikal tercihlerini tasnif etmeye kalkan Koncuk, “Şube müdürü ya da okul yöneticisi olmak için babasını satacak insanlar var” şeklinde açıklama yapmış.

Bu cümle son derece sakıncalı bir cümledir. Eğitimcilerin aklı ve zekâsı ile alay etmek, onları etik ilkeleri olmayan, karakterleri zayıf, örgütlü yapılara verdikleri desteği ve üyeliklerini makam mevki için anında değiştirecek karakter zayıflığında insanlar olduğunu söylemek, topluma çocuklarınız bunlara emanet işte dercesine eğitimcileri aşağılayan cümleyi kurmak ne garabet bir durumdur. Bu cümleyi kuran sendika başkanının eğitimciler ile ilgili can sıkan cümleler kuran ve eğitimcileri hafife alan çıkışlar yapan siyasilere karşı çıkma ve söz söyleme hakkı olabilir mi? Yarın birisi çıkıp; “Sayın sendika başkanı, benim tespitlerime kükrüyorsun ama sen bir şube toplantısında ‘Şube müdürü ya da okul yöneticisi olmak için babasını satacak insanlar var’ demiştin. Bende her şeyini feda edecek, omurgasız kişiler demeye çalıştığın eğitimciler hakkında konuşuyorum. Tamda senin dediklerini diyorum işte” demez mi?

Eski Bakan Ömer Dinçer’in eğitimcilere haksızlık olarak değerlendirilen, hatırlatmak bile istemediğim cümlelerine kükreyen Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un sözleri tek kelimeyle skandaldır. Makam ve mevki için babasını satacak eğitimciler, öğretmenler öyle mi? Sizin öğretmen dediğiniz insanlar işte bunlar ey halkım gör demeye getiriyor. Bir eğitimci olarak bu cümleyi çok özensiz ve son derece seviyesiz bulduğumu ifade etmeliyim.

Bu ülkede emekçi kesimin örgütlü gücünü 28 Şubat’ta darbecilere peşkeş çeken, onlarla arka odalarda sarmaş dolaş olan, emek ve ekmek kavgası ile motive olmuş insanları pazarlayan kimliksiz ve kişiliksiz sendikacılar var. Cumhurbaşkanlığı seçimine girilen süreçte çoğu şimdi darbeye yeltenmekten Silivri’de yatanlara sendika merkezlerini açan ve Ulusal Birlik Hareketi Platformu adı altında darbecilerle sarmaş dolaş olan sendika başkanları ve sendikacılar var. Çalışanlar adına hareket etmesi, temiz kalması gerekirken kirlenen, milletin yüzüne bakamayacak kadar kirli planların içerisinde cirit atan sendikacılar ve Genel Başkanlar var. “Siz bakmayın bunların martaval okuduğuna, kimin darbecilerle sarmaş dolaş olduğunu anlamak için google’ye “Hilmi Özkök 2004 darbesini nasıl önledi?”yazıp tarayın bakalım adı geçen paşanın başını çektiği 41 kuruluşa hangi sendika genel merkezini açtı” dense bu Sayın Koncuk’un hoşuna gider mi?

Eğitimciler, öğretmenler içinde “Koltuk için babasını satacak adam” olduğunu düşünmüyorum. Şayet bir iki tane çıkarsa onların neden bunu yaptın sorusuna verecekleri cevap, kirli hesapların içerisinde cirit atıp, darbecilere evini açan ve memleketi satmaya yeltenen ama deşifre olunca kıçının üstüne oturan, milletin yüzüne bakamayan beşli çete ve yaşananlardan ders alamayan sivil çeteye özenenlerin yanında benim yaptığım hafif kalır derse ne cevap verilecek?

Neyse cevabı da muhatapları versin.

Yazık yazık… Gerçekten çok yazık. Şu Genel Başkan’ın ağzından çıkan sözün sevimsizliğine bakar mısınız? Allah bilir bu cümleyi salonda alkışlayanlar da olmuştur. Ondan sonra eğitimcilerin itibarı yok. İtibarsızlaştırılıyoruz edebiyatları.

İtibarsızlaştırmak için bundan daha ağır cümle olur mu?

Sayın Koncuk, yaptığınız çok büyük bir hata. Özür dilemek erdemli insanların işidir. Erdemli olmak hatayı kabullenmeyi ve özdür dilemeyi gerektirir. Şener Eruygur’un bildirisini sitenizden kaldırırken özür bile dilemediniz. Zaten bu millete özür borcunuz var. Onu yapmadınız bari. Zararın neresinde dönülürse kardır deyin ve çıkıp öğretmenlerden özür dileyin.

Mustafa Kar

Eğitimci

Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.