SENDİKA
EğitimBirSen MEB tasarısına itiraz etti
Milli Eğitim Bakanlığının Görevleri, Personeli ve Teşkilat Yapısına İlişkin Olarak Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Öngören Kanun Tasarısı, Meclis Milli Eğitim Komisyonu’nda bazı maddelerde yapılan kısmi değişikliklerle birlikte kabul edildi.
21 ve 22 Şubat’taki görüşmelere, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı ve hukuk müşaviri Av. Harun Kale katıldı.
Aday Öğretmenlikten Öğretmenliğe Geçiş
Kanun tasarısı hakkında komisyonda gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde, aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişte tasarının ilk halinde öngörülen “aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişte uygulanacak sınava katılmak için, adaylık sürecinde disiplin cezası almamak” şartı kaldırılırken, yazılı veya sözlü tek bir sınav yerine yazılı ve sözlü olmak üzere iki aşamalı bir sınav şartı getirildi. Bu durum, söz konusu düzenlemeye ilişkin komisyon görüşmeleri öncesinde dile getirdiğimiz endişelerin bir kısmının komisyon üyelerince dikkate alındığını göstermekte ise de, maddenin, yönelttiğimiz eleştiriler doğrultusunda kaldırılması ya da esaslı bir değişikliğe tabi tutulması noktasındaki görüşlerimizi komisyona ilettik.
Aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişte sınav uygulaması, öğretmenliğin kamu personeli sisteminin geneli dışında bir yerde konuşlanması sonucunu doğuracaktır. Aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişte uygulanacak sınava katılmak için, performans değerlendirmesinde başarılı olmak şeklinde bir şartın varlığı, aday öğretmenlerin yoğun bir idari baskı altına alınması sonucu yanında pamuk ipliğine bağlı bir iş güvencesi algısını da beraberinde getirebilir. Sınava girmeye hak kazanamayanlar ile sınavda iki defa başarısız olanların memuriyetle ilişiğinin kesilmesi işlemi, 652 sayılı KHK’nın 40. maddesi kapsamında denetçi ve uzman yardımcısı olarak ataması yapılanların belirtilen süre içerisinde uzman ve denetçi unvanlı kadrolara atanamaması durumunda durumlarına uygun memur kadrolarına atanmasına ilişkin hüküm karşısında oldukça ağır bir idari yaptırım ve eşitsizliğe sebep olan bir uygulama olacaktır.
Kariyer Basamakları
Kariyer basamaklarında yargı kararından hareketle bazı hak kaybına uğrayan öğretmenlerin geri ödeme yapmalarının önüne geçilmesi doğru bir yaklaşımdır fakat tasarıda, kariyer basamaklarına ilişkin bir düzenlemenin yapılmamış olması da önemli bir eksiklik olarak durmaktadır. Öğretmenler arasında kariyer basamakları uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi ve bu kapsamda Anayasa Mahkemesi’nin kararları doğrultusunda düzenleme yapılması beklentisi varken, aksi yönde bir durum oluşturmak ve 1739 sayılı Kanun’un 43. maddesinin kariyer basamaklarına ilişkin iki fıkrası yürürlükten kaldırmak, lisansüstü ve doktora eğitimlerini tamamlamış olmakla uzman öğretmen ve başöğretmen olma beklentisi taşıyan öğretmenlerimizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Bakanlığın öğretmen politikalarında bir taraftan yüksek lisans ve doktoralı öğretmenlik vurgusu yer alırken, diğer taraftan kariyer basamakları uygulamasından vazgeçilmek istenmesi çelişki teşkil etmektedir.
Eğitim Denetmenleri
Komisyon görüşmeleri neticesinde, Bakanlığın “eğitim denetmenliği” unvanı altında birleştirilen rehberlik ve denetim sistemi kapsamında eğitim denetmenliği unvanı, “maarif müfettişi” olarak yeniden düzenlendi. Eğitim müfettişlerinin “müfettiş” unvanlarına yeniden kavuşmaları yerinde bir değişiklik olsa da, özlük haklarının, birleştirilen “bakanlık denetçileri” seviyesine çıkarılması gerektiği yönündeki girişimimizin Meclis Genel Kurulu’nda gündeme alınması için çabalarımız devam edecektir.
Okul ve Kurum Yöneticileri
Okul ve kurum müdürlerinin, il milli eğitim müdürünün teklifi üzerine, müdür başyardımcısı ve yardımcıların ise okul veya kurum müdürünün inhası ve il milli eğitim müdürünün teklifi ile vali tarafından dört yıllığına görevlendirilmesini öngören kısmın kanun tasarısından çıkarılmasına ilişkin yaptığımız değerlendirmeyi komisyonda da dile getirdik.
Kanun tasarısının gerekçesinde bu düzenlemenin amacı net bir şekilde ifade edilmediği için, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Komisyon görüşmelerinde, düzenlemenin, mevcut eğitim kurumu yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilip yerlerine başkalarının görevlendirileceği şeklinde bir uygulamaya gidilmeyeceğini, mevcut yöneticilerin büyük çoğunluğunun görevlerine devam edeceğini ifade etti. Bakan Avcı, amaçlarının, gerçekte 657 sayılı Kanun’un 88. maddesi kapsamında ikincil görev niteliğinde olan eğitim kurumu yöneticiliklerinin Danıştay tarafından kazanılmış kadro unvanı gibi değerlendirildiği için beklenen performansı gösteremeyen yöneticilerin görevden alınarak yerlerine bir başka yöneticinin görevlendirilmesi sürecinde idari yargı mercilerince verilen kararlar nedeniyle böyle bir düzenlemeye gittiklerini söyledi.
Her ne kadar rotasyon uygulaması olsa da, tükenmişlik duygusu içerisinde olan bazı yöneticilerin görev yerleri değişse bile yöneticiliğe devam etmeleri önemli bir sorundur fakat bazı sendikaların, öğretmenlik yapacak salahiyetlerinin kalmadığı ön kabulünden hareketle yönetici olarak devam etmelerinin daha doğru olacağı anlamına gelen değerlendirmeleri de kabul edilebilir değildir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, okul yöneticiliklerinin eğitimin kalitesine etki eden en önemli unsurların başında geldiğini, “Bir okul, müdürü kadardır” yaklaşımını doğru bulduğumuzu belirtmek isteriz. Yıllardır tartışma alanı içerisinde olan okul yöneticilikleriyle ilgili düzenlemelerin yargı, MEB ve sendikalar arasında gidip gelmesinden sonra sınav+müktesebat+mülakat üçlemesiyle kısmen rayına oturmuş olmasının göz ardı edilmemesini içeren değerlendirmelerimizi Milli Eğitim Komisyonu’nda da paylaştık.
Tasarının, Çarşamba günü TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlaması beklenmektedir. Eğitim-Bir-Sen olarak, komisyon görüşmeleri öncesinde ve görüşmeler sırasında dile getirdiğimiz endişe ve önerilerimizi, Genel Kurul görüşmeleri öncesi ve sırasında da yetkililere ileteceğiz.