SENDİKA
Eğitim Sen ve Türk Eğitim Sen Ortak Açıklama yaptı
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk "(MEB Yasa Tasarısı) Siyasi iktidar, sözde dershaneleri kapatma gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı'nı tamamen yeniden kurgulamak istiyor"
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Yasa Tasarısı'na ilişkin "Siyasi iktidar, sözde dershaneleri kapatma gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı'nı tamamen yeniden kurgulamak istiyor" dedi.
Türk Eğitim-Sen'in, MEB Yasa Tasarısı'nın geri çekilmesi için yarın Eğitim-Sen ile Türkiye genelinde yapacağı ortak iş bırakma eylemine ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Koncuk, MEB'in baştan dizayn edilmek istendiğini savundu.
Koncuk, yasanın getireceği değişikliklere değinerek, "Siyasi iktidar, sözde dershaneleri kapatma gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı'nı tamamen yeniden kurgulamak istiyor" ifadesini kullandı.
Okul yöneticileri açısından Bakanlıkta bulunan 100 bin kadronun 70 bininin okul müdürleri, müdür yardımcıları ve müdür baş yardımcılarıyla dolu olduğunu, tasarının kanunlaşması halinde bu 70 bin kişinin görevinin sona ereceğini anlatan Koncuk, şunları kaydetti:
"Bu açık bir tasfiyedir. Okul yöneticilerinin tüm unvanlarını elinden zorla alan bir tasfiyedir. İnsan hakları, hukuk, ileri demokrasiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir tasfiyedir. Sözde paralel yapıyı ortadan kaldırmak amacıyla pire uğruna yorgan yakmaktadır iktidar. Maalesef insanların geleceğini, kazanılmış haklarını hiçe sayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Sendikalarımızın üyesi olsun olmasın, biz meseleye ilke bazında bakıyoruz. Her 4 yılda bir okul yöneticilerinin değişecek olması kabul edilemez. Hatta 4 yılda bir değil, vali yöneticiyi atayıp da beğenmezse 1 gün sonra değiştirme hakkına sahip."
İsmail Koncuk, yasa tasarısının geri çekilmesi için yarın Eğitim-Sen ile iş bırakma eylemi yapacaklarını kaydetti.
"Demokratik hakkımızı kullanacağız"
Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız da söz konusu yasa tasarısında "dershaneler", "Milli Eğitim merkez ve taşra teşkilatının yöneticileri" ve "öğretmenliğin stajyerlikle ilgili temel düzenlemeleri" olmak üzere 3 bölümün öne çıktığını söyledi.
Yıldız, dershaneler yerine getirilecek "özel okul" sisteminin, eğitim sistemini daha fazla paralı hale getireceğini savundu.
Keyfi atamalar yapıldığını öne süren Yıldız, merkez ve taşra teşkilatındaki okul yöneticilerinin görev süresinin 4 yılla sınırlandırılmasının istenmesine yönelik eleştirilerde bulundu.
Yıldız, oluşturulmaya çalışılan bu düzene her zaman karşı çıktıklarını dile getirerek, "Alanlara çıkıp demokratik hakkımızı kullanacağız. Yarın tüm Türkiye'de gerçekleştireceğimiz bu tutuma, bütün eğitim emekçilerinin katılımını bekliyoruz" dedi. Yıldız, tepki nedeniyle yasa tasarısının geri çekilmesini beklediklerini sözlerine ekledi.
Ortak açıklama metni ise şöyle:
Eğitimde Tarihin En Büyük Tasfiye Yasasına ve
Siyasi İktidarın Dayatmalarına İtiraz Ediyoruz!
Hükümet tarafından TBMM`ye sunulan "Milli Eğitim Temel Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" dershanelerin kapatılması ve özel okula dönüştürülmesi bahanesi ile meclis gündemine getirilmiştir.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında ortaya çıkan kirli ilişkiler sonrasında büyük bir panik yaşayan siyasi iktidar, peş peşe gündeme getirdiği ve geniş halk kesimleri tarafından tepki ile karşılanan yasal değişikliklerin ardından, eğitim sisteminde büyük bir alt üst oluş yaşanmasına neden olacak olan "Milli Eğitim Temel Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" ile eğitimde yaşanan sorunları daha da derinleştirecektir.
Eğitim sisteminin acil çözüm bekleyen onlarca sorunu olmasına rağmen, hükümetin yangından mal kaçırır gibi, üstelik bir torba yasa ile eğitim sisteminde yeni bir alt üst oluşa neden olacak düzenlemeler yapmak istemesi dikkat çekicidir.
Şu anda TBMM gündeminde olan tasarı ile; dershanelerin dönüştürülmesi bahanesiyle kamu kaynaklarını özel okullara aktarılmak istenmekte, devlete ait arazi ve okul binalarının özel sektöre ve çeşitli amaçlarla kurulmuş vakıflara devredilmesi ya da kiralanmasının hesapları yapılmakta, 4 yıl ve üzeri görev yapmış olan bütün eğitim yöneticilerinin tek bir yasa ile görevden alınması ve siyasi iktidarın bir dediğini iki etmeyen valiler tarafından atanmasının adımları atılmak istenmektedir.
Tasarı ile ayrıca aday öğretmenlere yeni bir sınav getirilmesi, sadece aday öğretmenleri ilgilendiren bir sorun değildir. Bu uygulamanın arkasında eğitimde esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma uygulamalarının artması ve iş güvencemizin adım adım kaldırılması vardır. Yıllardır okulları ve diğer eğitim kurumlarını birer ticarethane haline getiren ve eğitimin parasal yükünü büyük ölçüde halkın sırtına yıkan siyasi iktidar, eğitim yöneticilerinin valiler tarafından atanmasının ardından eğitimde performansa dayalı ve sözleşmeli istihdamı temel alan, iş güvencemizi ve elimizde kalan son hakları geri almayı hedefleyen uygulamaları hayata geçirmenin hazırlığı içindedir.
Hükümetin eğitim sistemini telafisi çok zor olan yeni bir kaosun içine itmek istemesi karşısında sessiz ve tepkisiz kalmamız beklenemez. TBMM`ye sunulan kanun taslağına karşı mücadeleyi ortaklaştırmak için Eğitim Sen ve Türk Eğitim Sen olarak, 26 Şubat Çarşamba günü tüm ülke çapında bir günlük ortak grev kararı alınmıştır.
Hükümetin eğitim sistemini hem içerik, hem de yönetim anlayışı olarak kendi siyasal hedefleri ve ideolojik çizgisine paralel bir şekilde biçimlendirmesine sessiz ve tepkisiz kalmamız mümkün değildir. Bu nedenle sendikalı ya da sendikasız ayrımı yapmadan, yıllardır Milli Eğitim Bakanlığı`nın yanlış ve taraflı uygulamaları nedeniyle mağdur olmuş, bugününden ve geleceğinden endişe eden bütün eğitim ve bilim emekçilerini, 26 Şubat Çarşamba günü yapacağımız greve katılmaya ve siyasi iktidarın her türden dayatmacı ve bizleri yok sayan uygulamalarına karşı sesimizi yükseltmeye çağırıyoruz.
EĞİTİM SEN GENEL BAŞKANI TÜRK EĞİTİM SEN GENEL BAŞKANI
Ünsal YILDIZ İsmail KONCUK