SENDİKA
Eğitim Bir Sen'den Fuat Avni'ye
Kimilerine göre twitter fenomeni, kimilerine göre kendini küresel baronların idam kararlarının infaz memuru olarak görmenin hoyratlığı içinde fedakâr vicdanlara salyalarını akıtmanınağız tiryakisi hedonisti...
Ruhu bedenine mezar olanların ruh mezarlığındaki bekçisi... İpek eldivenlerinin altında gizlemeye çalıştığı pençeleriyle akbabalara yaranmak için güvercinlere saldırmaktan geri durmayan, ''tehlikeye düşen vücut için, şuur bir safradır'' felsefesiyle şuursuzca saldıran küresel güçlerin paralel lejyonerlerinin aktif taşeronu...
Yaptığı eylemlerin öznesi olduğunu zannederken uluslararası hangi denklemlerin nesnesi olduğunun farkında olmayan kaybedilmiş dâvânın kuduz havârisi...
Kara bahtlı maderinini kurtarmasöylemiyle seçim öncesi siyasi kürtaj yaptırıyor görünmenin aymazlığına düşmekten çekinmeden günlük kullanım değerini kiraya veren müptezel hizmetkârı...
Yasayı anasından ayırıp, özlük haklarını sinir uçlarından sıyırmak suretiyle bağımsız mahkemeleri mülküne geçirmeye çalışırken suç üstü yakalandığında mağduriyet kavramına enformatik manipülasyon borsasında tavan yaptırmaya çalışmaktan geri durmayan naftalinli beyinlerin Don Kişot'u...
Teşhisin zevkinden tedaviye geçemeyenlerin acziyetinden yararlanıp, eline tutuşturulmuş listelerde, öznesinde Eğitim-Bir-Sen, MEMURSEN yükleminde mağdurlar, kazanımlar bölümünde küresel efendilerinin âli menfaatleri olan iftiranâmelerinin yurtsuz soytarısı...
Yurtsuz olmak tam da böyle bir şey işte...
Alınırsın... Satılırsın... Tıpkı bir mal gibi, elden ele dolaşırsın...
Başarısız darbe girişimlerinin duayeni...
Sam Amca'nın twitter alemindeki barkodlu beslemesi...
Barkodun çözüldü...
Sürekli belirli kavram ve sloganları tekrarlayarak ortak bir dil oluşturup, homojen anarşist bir kitle meydana getirme çabasına girişen şer güçlerin, hak arama görünümündeki siyasi menfaat merkezli ihtiraslarını önce siyasi nefrete ardından da kitlesel onura dönüştürmeye çabalamalarından medet uman istikrar düşmanı itibar suikastçisi...
Bu eylemleriyle ihtiras siyasetlerinin zeminine meşruluk kazandırmak suretiyle ihtiraslarından nefret kitleleri oluşturma yoluna gitmeyi planlıyor.
Kitle yeterince ısıtıldıktan sonra tribünleri kendinden geçirip cezbeye getirecek final slogan devreye sokulacak ''Ya bu seçimi alacağız, ya da yasımızı tutacaksınız.'' türü bir slogan devreye sokulup kitlesel ajitasyon zirve yaptırılarak kaos yaratılmak suretiyle düşüncesinin zaferini bireysel, kitlesel şiddetten bekleyenler sürece hakim olup anarşi sokaklarda kol gezmeye başladığında; tıpkı gezi olaylarında olduğu gibi anarşizmi finanse eden zorbaların çiçekleri, sefaletin sırtından bıçakladığı mazlumların cenaze çelenklerini süslemeye başlayacak...
Plan bu...
Jorge Luis Borges ''Alçaklığın Evrensel Tarihini'' yazdığında sizin yaptıklarınızdan haberdar değildi. Sizin yaptıklarınıza şahit olsa eminim ki kitabını yakar ve yeniden yazardı. Çünkü; tarih alçaklığın bu kadarına şahit olmamıştı.
Ama şunu bil ki; ''Suçluyu affeden hâkim, kendini mahkum etmiş olur.'' düsturunca bu millet sana ve senin gibi barkodlu beslemelere hak ettiği cevabı meşru zeminlerde ve iğfal etmeye teşebbüs ettiğiniz hukuk çerçevesinde verecektir.
Denilecek ki, ne kızıyorsun onun vazifesi bu...
Ne diyordu üstad Abdurrahim Karakoç ''vazife'' şiirinde;
Çiftliğin usulü böyle;
Ağa yatar, itler havlar.
Erkânı bu, yolu böyle;
Çoban tutar itler havlar.
Celal DEMİRCİ
Eğitim-Bir-Sen
İstanbul 5 Nolu Şube Başkanı