SENDİKA
Eğitim Bir Sen Tavrını Koydu
Eğitim Bir Sen Tavrını Koydu
10 Mart 2014, Pazartesi
Eğitim-Bir-Sen İzmir Şubesi'nin düzenlediği İşyeri Temsilcileri Toplantısı'nda konuşan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen İzmir İl Başkanı Abdurrahim Şenocak, 30 Mart seçimlerinin bugüne kadar oluşturulan spekülasyonların büyük bir bölümünü bertaraf edeceğini söyledi.
İş Yeri Temsilcileri Toplantısı'nın konuğu ise Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer oldu. Sendika olarak her türden vesayete karşı olduklarını belirten Özer, 17 Aralık operasyonuyla başlatılmak istenen yeni vesayetlere Eğitim-Bir-Sen'in asla müsaade etmeyeceğini belirtti.
Açılış konuşmasında iş yeri temsilcilerine seslenen Şenocak, "Sendika olarak her gün yeni bir faaliyet içerisindeyiz. Sizler de bu etkinliğe yoğun bir şekilde katıldığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum. Sendikacılıkta en önemli birim iş yeri temsilciliğidir. Bunun için taşıdığınız ve üstlendiğiniz rol sendika adına önemli bir görevdir. Bunu da en etkin bir biçimde sürdürüyorsunuz" diye konuştu.
Her dönem millet iradesini hiçe sayan bir oluşumun ortaya çıktığını söyleyen Şenocak, "Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak hem çalışanlarımızı hem de ülkemizi düşünen bir yapımız var. Biz ülkemizin bugüne kadar kazandıklarını kaybetmesini istemiyoruz. Türkiye şuanda demokratik standartlarını yükseltmekle mücadele veriyor. Son dönemde olup bitenleri hepimiz görüyoruz. Bunların değişik versiyonlarını geçmişte yaşamıştık. Her dönemde millet iradesini hiçe sayan ve bu iradeye ket vurmak isteyen bir oluşum çıkıyor. Bu kişiler öncelikle bizim teşkilatımızı karşılarında bulacaktır" diye kaydetti.
Şenocak, Eğitim-Bir-Sen'in "Üyesiyle Düşünen, Üyesini Düşünen" bir sendika olduğunu ve güç birliği yaparak tüm hedeflere ulaşacaklarını belirterek sözlerini sonlandırdı.
"TÜRKİYE EMİN ADIMLARLA YOLUNA DEVAM EDECEKTİR"
Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkenin siyasal bağımsızlığının olamayacağını ifade eden Şenocak, "Bugünlerde oynanan oyunlar millet iradesi üzerinden Türkiye'nin potansiyelini ve ekonomik gelişimini durdurmayı hedeflemektedir. Dolayısıyla ekonomik gücünüz yoksa siyasette belirleyici ve oyun kurucu olamazsınız. Türkiye adımlarını buna göre atıyor. Bölgesinde küresel bir güç haline gelme aşamasında. Türkiye'ye çelme atılmasına müsaade etmeyeceğiz. Bunun da en önemli göstergesi 30 Mart yerel seçimleri olacaktır" dedi.
Sendika olarak siyasete aktif katılmak istediklerini dile getiren Şenocak, "Bunun da siyasal düzenlemesini bekliyoruz. Başından beri iki ana talebimiz vardı. Toplu iş sözleşmesi ve memurların aktif olarak siyasete katılma hakkıydı. İlkini başardık. İkinci hedefimizi de elde etmek istiyoruz. Bizi doğrudan ilgilendiren bir konuda tarafsızız gibi bir şey söyleyemeyeceğiz. 30 Mart seçimlerinde de tarafız ve bunu da ortaya koyacağız. Öte yandan 30 Mart seçimleri bugüne kadar oluşturulan spekülasyonların büyük bir bölümünü bertaraf edecek. Bunun sonucunda da Türkiye emin adımlarla yoluna devam edecektir" dedi.
"DARBECİLERİN KARŞISINDA DURAN SENDİKAYIZ"
İş yeri temsilcilerine başkanlarım diye hitap eden Özer, sendikayla ilgili her mevzuda önce danışılacak ve konuşulacak kişilerin iş yeri temsilcileri olduğunu ve iş yeri temsilcilerinin de böyle bir sorumluluk çerçevesi içerisinde hareket etmeleri gerektiğini söyledi.
Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Komisyonu'nun 28 Şubat darbesi ile ilgili bir rapor açıkladığını hatırlatan Özer, "Bu raporda 28 Şubat'ın ekonomik, sosyal ve bürokratik boyutuyla ilgili bazı bilgiler paylaştı. Raporumuzun önümüzdeki günlerde kitap halinde basılarak tüm Türkiye'ye dağıtılacak. Gördük ki raporda, Meclis Araştırma Komisyonu'na dayandırılarak yapılan maddi kayıpların 381 Milyar dolar olarak ifade edildi. Bu rakam Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası'nın (GSMH) yarısı demektir. Bu ülke bir darbe döneminde 'yarım Türkiye' kaybetmiştir. Biz her defasında darbelerin karşısında olduğumuzu, darbelerin kirli olduğunu, darbecilerin kirlettiğini ve sürekli ülkeyi geriye götürdüğünü söylerken bunları kastediyoruz. Darbeler bu ülkede insanların özgürlüğünü ve ekmeğini elinden almıştır. Darbeler ekmeğimizi bölmüş ve parçalamıştır. Son 30 yılda terör sebebiyle kaybedilen miktar ise 400 Milyar dolardır. Darbe ve terör sebebiyle kaybedilen miktar bir Türkiye büyüklüğündedir. Bu yüzden darbecilerin karşısında duran bir sendika olarak darbesavar ve demokratik duruşumuzu daima öne çıkardık. Bundan sonra da her zamankinden daha fazla önem vereceğiz" diye konuştu.
"17 ARALIK VESAYET GİRİŞİMİNE MÜSADE ETMEYECEĞİZ"
Eğitim-Bir-Sen'in vesayete karşı tavrını belirten Özer, "Sendikamızın kurucusu rahmetli Mehmet Akif İnan'a niçin sendika diye sormuşlar? Hakkı, hayatı hakim kılmak için demiş. Genel Başkanımız Ahmet Gündoğdu'ya aynı soru sorulduğunda ise vesayeti deşifre etmek için demiş. Bu anlamda askeri, bürokratik, siyasi ve yurt dışından gelecek vesayeti deşifre etmek için Türkiye'nin en büyük sendikası Eğitim-Bir-Sen hazırdır ve bundan sonrada gelebilecek bütün vesayetlere karşıdır. 17 Aralık operasyonuyla başlatılmak istenen yeni vesayetlere de Eğitim-Bir-Sen asla müsaade etmeyecek ve prim vermeyecektir. Rahmetli Adnan Menderes için kaçarken 12 ton altınla yakalandı diye haber yaptılar. Bugün Türkiye'ye uygulanan senaryo ise tamamen aynıdır"
"EĞİTİM ÇALIŞANLARININ SORUNLARINI YİNE AYNI ADRES ÇÖZECEK"
Bugüne kadar eğitim çalışanlarının sorununu çözen sendikanın Eğitim-Bir-Sen olduğunu ve bu adresin değişmeyeceğini ifade eden Özer, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "2002-2006 yılları arasında yetkili sendika Eğitim-Sen ve kazanımları 0. 2006-2011 yılları arasında yetkili sendika Türk-Eğitim-Sen ve onların da kazanımları 0. 2011-2013 yılları arasında yetkili sendika Eğitim-Bir-Sen ve kazanım sayısı 18. Eğitim-Bir-Sen yetkili olduğu bu iki dönemde yıl başına 9 kazanım elde etmiş oldu. Diğer sendikalar yıl başına 9 değil 5 tane kazanım elde etmiş olsalardı 9 yılda 45 kazanım ederdi. Eğitim-Bir-Sen'in kazandığı 18 kazanımı da üstüne eklersek eğitim çalışanlarının 60'dan fazla sorununu çözmüş olurduk. Bugüne kadar eğitim çalışanlarının sorununu çözen sendika Eğitim-Bir-Sen olmuştur. Bundan sonra da sorunlarınızı çözecek olan yine aynı adrestir."
Düzenlenen teşkilat buluşmasına Eğitim-Bir-Sen İzmir Şube ve Üniversite Şube Yönetimi, ilçe başkanları, kadınlar komisyonu üyeleri ile iş yeri temsilcileri yoğun bir şekilde katılım gösterdi.
İş Yeri Temsilcileri Toplantısı'nın konuğu ise Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer oldu. Sendika olarak her türden vesayete karşı olduklarını belirten Özer, 17 Aralık operasyonuyla başlatılmak istenen yeni vesayetlere Eğitim-Bir-Sen'in asla müsaade etmeyeceğini belirtti.
Açılış konuşmasında iş yeri temsilcilerine seslenen Şenocak, "Sendika olarak her gün yeni bir faaliyet içerisindeyiz. Sizler de bu etkinliğe yoğun bir şekilde katıldığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum. Sendikacılıkta en önemli birim iş yeri temsilciliğidir. Bunun için taşıdığınız ve üstlendiğiniz rol sendika adına önemli bir görevdir. Bunu da en etkin bir biçimde sürdürüyorsunuz" diye konuştu.
Her dönem millet iradesini hiçe sayan bir oluşumun ortaya çıktığını söyleyen Şenocak, "Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak hem çalışanlarımızı hem de ülkemizi düşünen bir yapımız var. Biz ülkemizin bugüne kadar kazandıklarını kaybetmesini istemiyoruz. Türkiye şuanda demokratik standartlarını yükseltmekle mücadele veriyor. Son dönemde olup bitenleri hepimiz görüyoruz. Bunların değişik versiyonlarını geçmişte yaşamıştık. Her dönemde millet iradesini hiçe sayan ve bu iradeye ket vurmak isteyen bir oluşum çıkıyor. Bu kişiler öncelikle bizim teşkilatımızı karşılarında bulacaktır" diye kaydetti.
Şenocak, Eğitim-Bir-Sen'in "Üyesiyle Düşünen, Üyesini Düşünen" bir sendika olduğunu ve güç birliği yaparak tüm hedeflere ulaşacaklarını belirterek sözlerini sonlandırdı.
"TÜRKİYE EMİN ADIMLARLA YOLUNA DEVAM EDECEKTİR"
Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkenin siyasal bağımsızlığının olamayacağını ifade eden Şenocak, "Bugünlerde oynanan oyunlar millet iradesi üzerinden Türkiye'nin potansiyelini ve ekonomik gelişimini durdurmayı hedeflemektedir. Dolayısıyla ekonomik gücünüz yoksa siyasette belirleyici ve oyun kurucu olamazsınız. Türkiye adımlarını buna göre atıyor. Bölgesinde küresel bir güç haline gelme aşamasında. Türkiye'ye çelme atılmasına müsaade etmeyeceğiz. Bunun da en önemli göstergesi 30 Mart yerel seçimleri olacaktır" dedi.
Sendika olarak siyasete aktif katılmak istediklerini dile getiren Şenocak, "Bunun da siyasal düzenlemesini bekliyoruz. Başından beri iki ana talebimiz vardı. Toplu iş sözleşmesi ve memurların aktif olarak siyasete katılma hakkıydı. İlkini başardık. İkinci hedefimizi de elde etmek istiyoruz. Bizi doğrudan ilgilendiren bir konuda tarafsızız gibi bir şey söyleyemeyeceğiz. 30 Mart seçimlerinde de tarafız ve bunu da ortaya koyacağız. Öte yandan 30 Mart seçimleri bugüne kadar oluşturulan spekülasyonların büyük bir bölümünü bertaraf edecek. Bunun sonucunda da Türkiye emin adımlarla yoluna devam edecektir" dedi.
"DARBECİLERİN KARŞISINDA DURAN SENDİKAYIZ"
İş yeri temsilcilerine başkanlarım diye hitap eden Özer, sendikayla ilgili her mevzuda önce danışılacak ve konuşulacak kişilerin iş yeri temsilcileri olduğunu ve iş yeri temsilcilerinin de böyle bir sorumluluk çerçevesi içerisinde hareket etmeleri gerektiğini söyledi.
Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Komisyonu'nun 28 Şubat darbesi ile ilgili bir rapor açıkladığını hatırlatan Özer, "Bu raporda 28 Şubat'ın ekonomik, sosyal ve bürokratik boyutuyla ilgili bazı bilgiler paylaştı. Raporumuzun önümüzdeki günlerde kitap halinde basılarak tüm Türkiye'ye dağıtılacak. Gördük ki raporda, Meclis Araştırma Komisyonu'na dayandırılarak yapılan maddi kayıpların 381 Milyar dolar olarak ifade edildi. Bu rakam Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası'nın (GSMH) yarısı demektir. Bu ülke bir darbe döneminde 'yarım Türkiye' kaybetmiştir. Biz her defasında darbelerin karşısında olduğumuzu, darbelerin kirli olduğunu, darbecilerin kirlettiğini ve sürekli ülkeyi geriye götürdüğünü söylerken bunları kastediyoruz. Darbeler bu ülkede insanların özgürlüğünü ve ekmeğini elinden almıştır. Darbeler ekmeğimizi bölmüş ve parçalamıştır. Son 30 yılda terör sebebiyle kaybedilen miktar ise 400 Milyar dolardır. Darbe ve terör sebebiyle kaybedilen miktar bir Türkiye büyüklüğündedir. Bu yüzden darbecilerin karşısında duran bir sendika olarak darbesavar ve demokratik duruşumuzu daima öne çıkardık. Bundan sonra da her zamankinden daha fazla önem vereceğiz" diye konuştu.
"17 ARALIK VESAYET GİRİŞİMİNE MÜSADE ETMEYECEĞİZ"
Eğitim-Bir-Sen'in vesayete karşı tavrını belirten Özer, "Sendikamızın kurucusu rahmetli Mehmet Akif İnan'a niçin sendika diye sormuşlar? Hakkı, hayatı hakim kılmak için demiş. Genel Başkanımız Ahmet Gündoğdu'ya aynı soru sorulduğunda ise vesayeti deşifre etmek için demiş. Bu anlamda askeri, bürokratik, siyasi ve yurt dışından gelecek vesayeti deşifre etmek için Türkiye'nin en büyük sendikası Eğitim-Bir-Sen hazırdır ve bundan sonrada gelebilecek bütün vesayetlere karşıdır. 17 Aralık operasyonuyla başlatılmak istenen yeni vesayetlere de Eğitim-Bir-Sen asla müsaade etmeyecek ve prim vermeyecektir. Rahmetli Adnan Menderes için kaçarken 12 ton altınla yakalandı diye haber yaptılar. Bugün Türkiye'ye uygulanan senaryo ise tamamen aynıdır"
"EĞİTİM ÇALIŞANLARININ SORUNLARINI YİNE AYNI ADRES ÇÖZECEK"
Bugüne kadar eğitim çalışanlarının sorununu çözen sendikanın Eğitim-Bir-Sen olduğunu ve bu adresin değişmeyeceğini ifade eden Özer, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "2002-2006 yılları arasında yetkili sendika Eğitim-Sen ve kazanımları 0. 2006-2011 yılları arasında yetkili sendika Türk-Eğitim-Sen ve onların da kazanımları 0. 2011-2013 yılları arasında yetkili sendika Eğitim-Bir-Sen ve kazanım sayısı 18. Eğitim-Bir-Sen yetkili olduğu bu iki dönemde yıl başına 9 kazanım elde etmiş oldu. Diğer sendikalar yıl başına 9 değil 5 tane kazanım elde etmiş olsalardı 9 yılda 45 kazanım ederdi. Eğitim-Bir-Sen'in kazandığı 18 kazanımı da üstüne eklersek eğitim çalışanlarının 60'dan fazla sorununu çözmüş olurduk. Bugüne kadar eğitim çalışanlarının sorununu çözen sendika Eğitim-Bir-Sen olmuştur. Bundan sonra da sorunlarınızı çözecek olan yine aynı adrestir."
Düzenlenen teşkilat buluşmasına Eğitim-Bir-Sen İzmir Şube ve Üniversite Şube Yönetimi, ilçe başkanları, kadınlar komisyonu üyeleri ile iş yeri temsilcileri yoğun bir şekilde katılım gösterdi.