SENDİKA
EBS:"Ek Ödeme Mağduriyeti Acilen Çözülmelidir"
2012-2013 eğitim-öğretim yılı birinci dönemini geride bıraktık. Eğitim sistemi üzerinde uzun vadede önemli etkileri olacak değişikliklerin yaşandığı zaman dilimi olarak anılacak bu dönemde 4+4+4 yeni eğitim sistemi hayata geçirilmiş, okula başlama yaşı aşağı çekilmiş, lise zorunlu eğitim kapsamına alınmış, din eğitimini de içerecek şekilde seçmeli dersler havuzu genişletilmiş, haftalık ders saatlerinde artış yapılmış, yüksek öğretimin yeniden yapılandırılması konusu ve YÖK Yasası tartışmaya açılmış, üniversitedeki öğrencilere uygulanan zorunlu katkı payı, harçlar kaldırılmış, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlardaki öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliğinde yetersiz ama önemli değişiklikler yapılmıştır. Eğitim sisteminin tek tipçilikten arındırılması adına önemli adımların atıldığı 2012-2013 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde eğitim çalışanlarını mağdur eden sorunlara ise köklü çözümler geliştirilmemiş ve sorunların önümüzdeki döneme devretmesine neden olunmuştur.
Ek Ödeme Mağduriyeti Acilen Çözülmelidir
Eşit işe eşit ücret kapsamında 666 sayılı KHK ile farklı kurumlarda aynı unvanda çalışan kamu personelinin ücretlerinde ek ödeme oranları üzerinden eşitleme yapılırken, öğretmen ve öğretim elemanlarının ücretlerinde iyileştirme yapılmamış, öğretmen ve öğretim elemanları KHK mağduru haline getirilmiştir. 2012 yılı toplu sözleşme sürecinin mutabakatsızlıkla sonuçlanması ve devamında bir günlük iş bırakmamıza neden olan ek ödeme sorunu hala çözülmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin, 666 sayılı KHKnın iptali istemiyle açılan davada, bazı maddelere yönelik iptal kararı vermesi bir fırsat olarak görülmeli ve iptal kararı sonrası yapılacak yeni düzenlemede öğretmen ve öğretim elemanlarının ek ödeme mağduriyeti de giderilmelidir.
Atılması Gereken Adımlar Ötelenip, Sorunlar Biriktirilmemelidir
Milli Eğitim Bakanlığı, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda yapılan değişiklik ve 4+4+4 yeni eğitim sistemine ilişkin yasal değişiklikler içeren düzenlemeler sonrası yönetmelikleri güncelleyememiştir. Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği gibi yönetmelikler ivedilikle değiştirilmesi gerekirken, değişiklikler ötelenmiş, uygulamada oluşan çelişkiler nedeniyle yaşanan sorunlar daha da birikmiştir. Başta şube müdürlüğü atamaları olmak üzere eğitim kurumu yöneticilikleri atanma süreci belirsizliğini korumaktadır. Genel idare hizmetleri sınıfı çalışanlarından yardımcı hizmetli, memur, şef gibi personelin görev tanımları, atanma ve yer değişiklikleri hususları yönetmelik çıkarılamadığı için hala muallakta durmaktadır. Bakanlık, Ekim 2012 Kurum İdari Kurulu Çalışma Raporu gereği, başta yetkili sendika olmak üzere eğitimin paydaşlarının da görüşlerine başvurarak değişiklikleri bir an önce yapmalı ve devam eden belirsizliği ortadan kaldırmalıdır.
Norm Fazlası Öğretmenlerin Resen Atama Süreci Durdurulmalıdır
Okulların normlarının sağlıklı güncellenmemiş olmasına rağmen, norm fazlası öğretmen olarak görülen öğretmenlerin resen atanması yeni mağduriyetlere neden olmaya devam etmektedir. Norm fazlası öğretmenler, norm güncellemesi yapılmadığı için okullarında kendi alanlarında ihtiyaç olmasına ve fiilen derse girmelerine rağmen norm fazlası gösterilmeye ve resen atanmaya çalışılmaktadır. Bu uygulama bir an önce durdurulmalı, normlar güncellendikten sonra norm fazlası öğretmen atamaları gündeme alınmalıdır.
Şubatta Özür Grubu Atamaları ve İlk Atama Yapılmalıdır
Özür durumundan yer değişikliği talepleri karşılanmayan öğretmenler eşinden ve çocuklarından ayrı yaşamaya devam etmektedir. Aile içi sorunlara da neden olan bu durum aile bütünlüğünü tehdit etmeye devam etmektedir.Eş durumu, öğrenim durumu ve sağlık durumu özrüne bağlı yer değişiklikleri Şubat ayında yapılmalıdır.
4+4+4 yeni eğitim sistemi ile birlikte öğretmen ihtiyacında artış olmuştur. Mevcut öğretmen sayısı yeterli gelmediği için eksiklik ücretli öğretmen uygulaması ile giderilmeye çalışılmaktadır. 2012-2013 eğitim-öğretim yılı birinci döneminde ücretli çalışmaya razı olan öğretmen adaylarından bazıları ikinci dönemin başlamasını takip eden günlerde 2013 yılı içerisinde yapılması planlanan KPSSye hazırlık için ayrılmayı seçecek, kalanlar ise hazırlıkla birlikte görevi de sürdürmeye devam edeceğinden kendisini yeterince sınıfa veremeyecektir. Eğitim en önemli iş, öğretmen ise eğitimin en önemli unsurudur. Nitelikli eğitim için öğretmenden tasarruf yapılamaz. Bakanlık bu durumu gözden kaçırmamalı, Şubatta 30 bin, Ağustosta 70 olmak üzere 100 bin yeni öğretmen ataması için gerekeni yapmalıdır.
Bütçe Problemleri Artarak Devam Eden Okullara Kaynak Ayrılmalıdır
Bütün kamu kurumlarında giderler tahsis edilen yıllık bütçe ile karşılanırken, okullara bütçe verilmemekte ve adeta başınızın çaresine bakın denilmektedir. Yardımcı hizmetli başta olmak üzere personel ihtiyacı had safhada olan okullar; temizlik, günü birlik tamir ve bakım, rutin giderler gibi konularda Okul Aile Birlikleri kanalıyla velilerin katkısını talep etmektedir. Okullara herhangi bir bütçe göndermeyen devlet, bütçe tahsis ederek yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekirken, okulun sorunlarını omuzlayan okul yöneticilerini alandan kopuk talimatlarla yıpratmayı bu dönem de sürdürmüştür. Okullarda yaşanan olumsuzlukların önüne geçilebilmesi ve eğitim yöneticilerinin sorunlardan ziyade eğitime yoğunlaşabilmesi için, okullara ihtiyaçları oranında kaynak ayrılmalıdır.
Alan Değişikliği İptal Talepleri Karşılanmalıdır
Milli Eğitim Bakanlığı sınıf öğretmenliği kadrosunda çalışanların mezuniyet alanlarına geçiş süreci olan alan değişikliğini sağlıklı bir şekilde yürütmediği için sorunlar devam etmektedir. Alan değişikliği sürecinde Bakanlığa sunduğumuz önerilerin bir kısmının dikkate alınmamış olması daha sonraki süreçte bazı problemlerin yaşanmasına neden olmuştur. Özellikle öğretmenlerin alan değişikliği sürecinde kararını değiştirmelerinden kaynaklı iptal taleplerinin dikkate alınmaması, alan değişikliğinin kısa bir döneme sıkıştırılması gibi durumlardan kaynaklı sorunlar hala devam etmektedir. Bakanlık alan değişikliği iptal taleplerini eşin mi yoksa işin mi şeklinde değerlendirmiş ve il dışından alan değiştirerek gelenlerin taleplerini eski görev yerine dönmek şartıyla dikkate alacağını duyurmuştur. Bakanlık, öğretmene de, öğrenciye de zulüm yapmayacak çözümler sunmalı ve isteğe bağlı alan değişikliği iptal taleplerini karşılamalıdır.
Kamu Çalışanlarına Kılık-Kıyafet Dayatması Bitmelidir
Öğrencilere tek tip kıyafet dayatmasından vazgeçilmiş fakat kamu çalışanlarına kılık ve kıyafet dayatması devam etmektedir. 1982 yılından kalma darbe döneminin iklimini yansıtan kılık ve kıyafet yönetmeliği bir an önce çöpe atılmalıdır. Çalışanların saçı, bıyığı, ayakkabı topuk boyu, giyilen pantolonunun kumaşı, kazağının yakası ve başın açık olup olmaması gibi birçok gereksiz ve gülünç dayatma içeren yönetmelik darbecilerle birlikte tarihteki kirli yerini almalıdır.