SENDİKA
EBS'den 2 Önemli Konuda ACİL Çağrısı
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, eğitimin en önemli konularından birinin öğretmen açığı olduğunu ifade ederek, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz başta olmak üzere, öğretmen açığının bir an önce kapatılması için imkânların sunulması, yeni istihdamın, yeni kadroların ortaya konması gerekmektedir. Bunu hükûmetten acilen talep ediyoruz” dedi.
Ahmet Özer, Erzurum ve Ağrı’da düzenlenen genişletilmiş işyeri temsilcileri toplantısında yaptığı konuşmada, 2013 yılının demokratikleşme açısından önemli olayların gerçekleştiği bir yıl olduğunu belirterek, kamuda çalışanlar için özellikle başörtüsü mücadelesinde alınan sonucun çok önemli olduğunu söyledi.
“Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması, andımızın zorla okutulması uygulamasına son verilmesi, okullara mescit-ibadet yerlerinin açılmış olması ya da buna yönelik genelgelerin gönderilmiş olması eğitimdeki demokratikleşme ve insan hakları yönünden en önemli adımlar olsa gerek” diyen Özer, Eğitim-Bir-Sen’in, kamu görevlilerinin hak ve özgürlüklerinin savunulmasından ekonomik kazanımların elde edilmesine, üyelerini sınavlara hazırlamaktan sözleşmelilerin kadroya geçirilmesine kadar birçok alanda önemli işlere imza attığını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Sendikamız, başörtüsünün kamuda serbest bırakılması için 12 milyon 300 bin imza toplayarak güçlü iradesini ortaya koymuş, ülkemizi büyük bir ayıptan kurtarmaya vesile olmuştur. Merhum Erbakan’dan sonra ilk defa bizim sendika olarak masada attığımız imzayla memur maaşlarında ciddi bir iyileştirme yapılmıştır. 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin kaldırılarak 4+4+4 şeklinde kesintili eğitime geçilmesi, Kur’an ve Siyer’in okullarda okutulması, meslek liselerinin önündeki katsayı engelinin kaldırılması, öneri ve çabalarımızla olmuştur. Diğer sendikalar yetkiliyken hiçbir kazanım elde edemedi ama biz masaya her oturduğumuzda onlarca kazanım elde ettik. İkna olmayanlar varsa, mutabakat veya toplu sözleşme metinlerine baksınlar.”
Eğitimin en önemli konularından birinin, öğretmen açığı olduğunu vurgulayan Özer, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz başta olmak üzere, öğretmen açığının bir an önce kapatılması gerekiyor. 2013 yılında, geçtiğimiz yıllar içerisinde en fazla öğretmen alımı yapılmış olmasına rağmen, yaklaşık 57 bin öğretmen alındı geçen yıl, öğretmen açığının kapatılmasında henüz istenilen seviyeye ulaşamadığımızı görüyoruz. Bu yüzden, öğretmen açığının kapatılması için imkânların sunulması, yeni istihdamın, yeni kadroların ortaya konması gerekiyor. Bunu da hükûmetten acilen talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Dershanelerin kapatılması olayının gündemi çok meşgul ettiğinin altını çizen Özer, “Biz başlangıçta olayı pedagojik olarak değerlendirdik. ‘Dershaneler kapatılmamalı, kapanmalı’ şeklindeki ifademizle de dershanelere olan ihtiyacın ortadan kaldırılarak, dershanelerin kendiliğinden kapanması yoluna gidilmesinin daha doğru olacağı yönünde görüş belirttik. Bu konuyu, Meclis’te yaptığımız görüşmelerde de, Meclis Milli Eğitim Komisyonu’na yapmış olduğumuz sunumlarda da dile getirdik. Ancak daha sonra, dershanelerin ciddi anlamda bir bahane olarak kullanılarak, ülkenin karıştırılmasında, kaosa sürüklenmesinde adeta zemin ve bahane oluşturabilecek bir pozisyona geldiğini de hep beraber maalesef görmüş olduk. Dershane, artık dershane olmaktan çoktan çıkmış durumda. Bu yüzden de bunun savunulacak, ele alınacak bir tarafının da kalmadığı aşikârdır. Şu anda çıkarılan kanunlarla da bu yönde adımlar atılmış durumdadır” değerlendirmesinde bulundu.
Ümitlerin Solmasına İzin Veremeyiz
Sendika olarak hiçbir vesayeti kabul etmediklerini ve etmeyeceklerini söyleyen Özer, “Öğretmen ihtiyacının karşılanması, okulların fiziki şartlarının iyileştirilmesi, 28 Şubat’ın getirdiği meslek liselerini bitiren, genel liseleri artırıp vasıfsız kişi sayısını çoğaltarak üniversite kapılarında yığan, dershanelere mahkûm eden sistemin değiştirilmesiyle normalleşmenin zamana yayılmasını savunduk. Ülkemizin menfaatlerini ve kazanımlarımızı kimsenin kişisel çıkarlarına kurban etmelerine de göz yumamayız. Türkiye olarak dünya üzerinde birçok ülkenin ümidiyiz. Bu ümidin solmasına da izin veremeyiz” dedi.
Yolsuzluk Ambalajına Sarılmış Küresel Operasyonları Reddediyoruz
17 Aralık operasyonuna da değinen Ahmet Özer, şöyle konuştu: “Bunun bir küresel operasyon olduğu, Türkiye’nin gidişatını durdurma operasyonu olduğu; özellikle Gezi olaylarından sonra başlatılan sürecin bir devamı olduğu noktasındaki kanaatimizi her platformda dile getirmeye devam edeceğiz. Ambalajı süslü. Rüşvet ve yolsuzluk ambalajına sarılmış olan bir küresel operasyon. Bu ambalajın ne olduğunu, hangi anlama geldiğini artık millet biliyor. Yakın geçmişte birçok örneğine şahit olduğumuz bu tür oyunları, kumpasları Eğitim-Bir-Sen camiası olarak reddediyoruz.”
YÖK Kanunu Bir An Önce Çıkarılmalıdır
Eğitim-Bir-Sen Erzurum 1 No’lu (Üniversite) Şube’nin işyeri temsilcileriyle de bir araya gelen Özer, akademisyenlerin ücretlerinde iyileştirme yapılmasını, görevde yükselme yönetmeliğinin çıkarılmasını, geliştirme ödeneğinin tüm personele verilmesini, YÖK Kanunu’nun bir an önce çıkarılmasını istedi.
Özer, ikinci öğretim ücretlerinin eskiden olduğu ödenmesi için dava açtıklarını hatırlatarak sözlerini tamamladı.