SENDİKA
Cumhur'dan Cumhurbaşkanı Adaylarına Sorular
Müthiş bir buluş, güzel bir buluşma yeridir sandık. Aynı zamanda adaylarla seçmenlerin yüzleştiği acımasız bir platformdur. Bu yönüyle de kimi adayların kâbusudur sandık.
Bu kâbusu yaşayanlar genelde milleti küçümseyenler, O’nun değerleriyle kavgalı olanlardır. Bunlar milli iradenin tecelli yeri olan sandıktan fena halde korkarlar. Bunlar, sandığa da sonuçlarına da şaşı bakarlar, hor davranırlar.
Bu bakış ve bu korku sahipleri tarafından sandık defalarca taciz edilmiş, itibarı rencide edilmiştir. Sandıkta seçilenler klasik ve post modern darbelerle, muhtıra vb. operasyonlarla alaşağı edilmek istenmiş, hatta edilmiştir. Milli iradenin temsilcileri, kimi zaman bu operasyonlar sonucu zindanlara atılmış, darağaçlarına yollanmıştır. Ve maalesef yığınla akla ziyan zulüm, haksızlık ve ahlaksızlıklar yapılmıştır ülkemizde.
Çok şükür, yıllarca iradesi çiğnenen, yemediği dayak kalmayan millet, iradesine saygılı, değerlerini benimseyen siyasi kadrolarla el ele vererek makûs talihini yenebilmiş; sandık, itibarına kavuşmuş/kavuşturulmuş; 10 Ağustos 2014 Pazar günü sandığa bir kez daha huzur, güven ve kararlılıkla gitme imkânı yakalanmıştır. 10 Ağustos’ta Cumhur, başkanını seçmek için ilk defa sandığa giderek; referandumda, Cumhurbaşkanımı ben seçeceğim; bana, yukarılardan Cumhurbaşkanı dayatılamaz diye el koyduğu meseleyi halledecektir inşallah.
Acımasız bir yüzleşme platformu olan sandığa üç adayla gidiyoruz. Cumhur, aday olanlarla da aday bulanlarla da şu sorular ışığında yüzleşecektir.
Ülkemizde otuz yıldır can yakan terörün bitirilmesi, kayıpların durdurulması; acıların, kanın, kinin, gözyaşının sona ermesi için kim ne yapmış; kim, hangi risk ve sorumluluğu üslenmiş, hangi yürekliliği ve kararlılığı göstermiştir? Kim barışı, kardeşliği, huzuru, esenliği bu ülke insanına yeniden yaşatmak için uğraşmıştır?
Kim, terörist devlet İsrail’in yüzüne karşı sen işgalcisin, çocuk katilisin, öldürmekten zevk alıyorsun diye haykırmış; işgalci, katil, Müslüman düşmanı bir devlete, başkanı nezdinde kim haddini bildirmiş; kim mazlum yüreklere su serpmiştir?
Mavi Marmara hadisesinde, kimi çevreler zulmü otorite olarak kabullenirken bu aziz milletin haktan başka otorite tanımadığını, tanımayacağını kim söylemiş; sonuçta zulme kim diz çöktürmüş, zalime kim özür diletmiştir?
Suriye’de zalim diktatörle birlikte saf tutan kim olmuştur; mazlumdan, Müslüman halktan yana kim olmuştur?
Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı, darbeciler tarafından alaşağı edilirken kim, hangi tarafta yer almış; kim darbeye darbe, darbeciye darbecidir diyebilmiş; kim, bu beni aşar, bu işler bana göre işler değil diye saklanmış, sıvışıp kaçmıştır?
Cumhurbaşkanının millet tarafından seçilmesi için yapılan referandumda kim evet, kim hayır demiş; kim milletten yana olmuştur?
Ülkemizde yıllarca süregelen katsayı adaletsizliği hakkında kim ne yapmış, kimler kılını kıpırdatmış; kim bu adaletsizliğe kaldırmıştır?
Kahir ekseriyeti Müslüman olan ülkemizde yıllarca uygulanan başörtüsü zulmüne karşı kim ne yapmış; kim milletin yanında yer almış; bu zulmü kim sonlandırmıştır?
28 Şubat post modern darbesinin ürünü olan kesintisiz eğitim dayatmasına kim son vermiş; kademeli eğitime geçişi kim sağlamış; din eğitimine getirilen engelleri kim kaldırmış; İHL’lerin orta kısımlarının yeniden açılmasını, Kuran-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatını seçmeli ders olarak tüm okullarda okutulmasını kim sağlamıştır?
Mesele ağaç meselesi değil diyerek milli iradeyi gasp etmek isteyen gezi zekâlılara, faiz lobisine, kim ne demiş, ne diyebilmiştir? Bu ülkeye yol yapmayacaksın, havaalanı yapmayacaksın, hızlı tren yapmayacaksın, kanal yapmayacaksın, boğaza köprü yapmayacaksın; köprüye ecdadımız Yavuz Sultan Selim’in adını koyamayacaksın diyen şebekeye kim ne demiş diyebilmiş, kim ne yapmıştır? Kim bu işlere üç beş çapulcu değil, millet karar verecektir demiş, diyebilmiş ve bunun gereğini yapmıştır?
Küresel derin yapılar, yerli işbirlikçileriyle birlikte 17 Aralık ve 25 Aralık’ta ülkeme operasyon düzenlerken kim vesayete boyun eğmiş, rıza göstermiş; kim, milletle bir olup şer şebekeleri tepelemiştir?
MİT Tırlarına operasyon yapılıp, devletin sırları şer şebekelere servis edilirken kim hangi tutumu sergilemiştir?
Devlet içerisinde paralel yapılanma yoluyla oluşturulmak istenen vesayeti kim deşifre etmiş; kurulan tuzakları kim bozmuş, adeta alt-üst etmiştir; kim milletle birlikte vesayetin her çeşidine karşı mücadele vermiştir?
Vesayetçiler, darbeciler, ittihatçılar şantajcılar ve çapulcular, kimin kazanmasını kimin kaybetmesini; tüm unsurlarıyla aziz milletimiz kimin kazanmasını kimin kaybetmesini istemektedirler?
Millete kim daha çok güveniyor, millet daha çok kime güveniyor; kim sandığı bayram yeri, kim kâbus olarak görüyor?
Bakalım kimler nelerle yüzleşecek, yüzleşmelere nasıl tepki verecek bir hikâyeyle bitirelim.
Adamın biri ölür. Görevli melekler adamı Cehennem’e götürürler. Adam, nereye götürüldüğünü önce bilemez. Cehennem’in avlusuna gelince durumun hiç de hoş olmadığın anlar. Avluda bekleyenlerin, genelde namaz kılmayan tanıdıklar olduğunu görünce, adamı Cehennem korkusu sarar. Adam bilge, dünya işlerinde olduğu gibi belki bir referans bulurum da kurtulurum diye sağa sola bakınır ama nafile. Dünyevi referansların orada işe yaramadığını kısa sürede anlar. Ama adam boş değil, zeki. Bu kez meleklerin görmesini de istercesine sağa sola gidip gelmeye; başka bir şeyler aranmaya başlar. Adamın telaşını tebessümle seyreden meleklerden biri, hayırdır bey, ne arıyorsun diye sorur. Adam, mescit arıyorum der. Orada sonuç malum, ya burada:
Cumhur, başkanı, 10 Ağustos’ta, nitelikli oy çokluğuyla, seçmiş olacak inşallah.
Esat Tektaş / Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı