SENDİKA
Çözüm Sürecinde Âkil'ler ve Divaneler
Yunus Emre'nin
Ne âkilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Dizelerinde ifade ettiği gibi bira yanda âkiller, bir yanda bir yanda devletine aşkından divaneler ile ne âkil, ne divanelerden oluşan bir süreç yaşıyoruz.
Kanayan bir yara var, ilk ateşin yandığı günden bugüne yaklaşık 30 yıla yakın bir süredir devam eden
40 bin vatan evladını toprağa verdiğimiz bir süreç
Hükûmet akan kanın durmasına yönelik olarak 30 yıldır denenmeyen tek yolu, çözüm sürecine yönelik olarak uygulamaya koydu. Sürecin işlemesine yönelik tüm toplum kesimlerinisürece katkı vermeye davet etti. Sorunun çözümünden yana taraf olanlar gövdelerini hatta başlarını taşın altına koyma pahasına, süreç kendilerine ne getirir? Ne götürür? Kaygısı taşımadan bu davete icabet ettiler. Sorunun çözümüne farklı bakış açılarından yaklaşanlar da oldu. Olması da doğaldı
Ancak bazı toplum kesimlerinin, sivil toplum örgütlerinin açıklamaları soruna dar bir siyasi parti gözlüğüyle baktıkları algısını oluşturdu.
Sorunu çözmeye çalışmaktan ziyade sorunun bir parçası olma gayreti olarak gördüğümüz açıklamalar daha ziyade Âkilliğe İzin Alamayan Zat'tan geldi.
Âkilliğe İzin Alamayan Zat'ın;
'Güzel sloganların arkasına sığınarak ülkemizin bölünme sürecinde 40 bin kişinin katilleri ile uzlaşılmasını kabul etmiyoruz.'' Türünden açıklamalarını elbette anlamak mümkün
Eminiz ki, Âkilliğe İzin Alamayan Zat 28 Şubat postmodern darbe sürecinde 40 sivil toplum kuruluşunun yer aldığı 'Ulusal Birlik Platformu''nda hangi sivil toplum örgütlerinin yer aldığını bilse mutlaka onları da kınar, 'Yuh olsun'' der ve asla öyle bir örgütün çatısı altında bulunmazdı.
Çünkü; Âkilliğe İzin Alamayan Zat, dürüst, vatansever, şerefli bir insandır.
Eminiz ki, Âkilliğe İzin Alamayan Zat; Cumhuriyet tarihinin en geniş kapsamlı terör ve darbe sürecini içeren Ergenekon isimli yapılanmanın sivil unsuru olarak çalışması planlanan "Lobi"sini de duymamış olmalıdır.
Eğer duysa idi mutlaka hatırlardı. Mutlaka bunu da kınar, 'Yuh olsun'' derdi.
Çünkü; Âkilliğe İzin Alamayan Zat, dürüst, vatansever, şerefli bir insandır.
Âkilliğe İzin Alamayan Zat; eminiz ki 40 bin kişinin katili ile masaya oturmama olarak algıladığı çözüm sürecinde gösterdiği hassasiyeti, yeni 40 binlerin ölmemesi konusunda da gösteriyordur.
Yoksa; 40 bin vatan evladının daha ölmesi konusunda elbette ki duyarsız olamaz.
Çünkü; Âkilliğe İzin Alamayan Zat,dürüst, vatansever, şerefli bir insandır.
Âkilliğe İzin Alamayan Zat;
Başlangıçta bunlar başörtüsünü istismar ediyorlar dediği eyleme sonradan taban baskısıyla konjoktür gereği mecburen destek olma durumuna da düşmezdi.
Çünkü; Âkilliğe İzin Alamayan Zat, dürüst, vatansever, şerefli bir insandır.
Âkilliğe İzin Alamayan Zat;
Eğer haberi olsaydı,TANGRAM Raporu ile ilgili iddialar karşısında susmayı tercih etmezdi. Haberi olsaydı, mutlaka bu konuda şeffaflığın bir gereği olarak bildiklerini kamuoyuna açıklar ve iddialar karşısında da gereğini yapardı.
Çünkü; Âkilliğe İzin Alamayan Zat, dürüst, vatansever, şerefli bir insandır.
Âkilliğe İzin Alamayan Zat;
'Onlar yandaş sendika, biz ise demokratız, vatanseveriz. Onlar âkil, biz değiliz
'' Açıklaması yaparken, Kendi örgütünün eski genel başkanının devletlilerinin emriyle hangi günahından ya da ihanetinden dolayı yaka paça indirdiklerinn hesabını da mutlaka o emri verene sorardı
Çünkü; Âkilliğe İzin Alamayan Zat, dürüst, vatansever, şerefli bir insandır.
Âkilliğe İzin Alamayan Zat;
Eğer bilse idi, kendilerinin üye olduğu uluslar arası örgütlere üyeliği bulunmayan bir örgüte karşı,
kökü dışarı da ifadesini kullanırken meseleyi şeref meselesi olarak addetmezdi.
Çünkü; Âkilliğe İzin Alamayan Zat, dürüst, vatansever, şerefli bir insandır.
Âkilliğe İzin Alamayan Zat'a tavsiyemiz;
'Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil"
Emin ENGİN
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 5 Nolu Şube Başkanı