Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 24'üncü dönem toplu iş sözleşmesi için işçi temsilcileriyle iki kez bir araya geldiklerini ve üçüncü görüşmenin 19 Temmuz'da yapılacağını söyledi.

Tarafların daha önce karşılıklı teklifler sunduğunu belirten Çelik, "Karşılıklı değerlendirmeler sürüyor. Toplu iş sözleşmesinin gereği olarak karşılıklı memnuniyetsizlikler de oluyor. Bazen beklentiler yüksek tutuluyor. Oysa bir taraftan işçimizi, çalışanımızı düşünürken diğer taraftan da ülke ekonomisinin sağlıklı bir şekilde geleceğe yürümesi açısından popülizmden uzak ama talepleri dikkate alan bir yöntem izliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Görüşmelerin üçüncüsünde sağlıklı bir noktaya gelip 200 bin işçiyi ilgilendiren sözleşmeyi tamamlamak istediklerine dikkati çeken Çelik, ramazan ayının ayrı bir özelliğe sahip olduğunu anlattı.

Bakanlık olarak uzlaşı konusunda zorlanması gereken son noktaya kadar çaba gösterdiklerini vurgulayan Çelik, "Ramazan ayı milletimiz, İslam alemi açısından son derece önemli bir ay. Bu ay içinde toplu sözleşme neticelerini bekleyen işçilerimize bunun bir müjdeye dönüşmesini biz de sevinçle karşılarız. Bu bir masa. Masa etrafında farklı tartışmalar oluyor. Umarım uzlaşmayla sonuçlanır" ifadesini kullandı.

Çelik, kamu işçilerinin yılda 4 ikramiye aldığı ve aylık ücretlerinin ikramiye dahil bin 600-bin 700 lira arasında değiştiği bilgisini vererek, bin 500 liranın altında maaşa sahip çok az sayıda işçi bulunduğunu belirtti.

Hükümet olarak bin 800 lira brüt aylık alan işçilere 150 lira seyyanen destek vermeyi uygun gördüklerine işaret eden Çelik, bu yılın ilk 6 ayında yüzde 4, ikinci 6 ayında yüzde 3 maaş artışı ve sosyal yardımların enflasyon oranında artırılmasını önerdiklerini bildirdi.

"Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik" diyen Çelik, 19 Temmuz'daki görüşmede sözleşmeye son şeklini vermeye çalışacaklarını dile getirdi.

Türk-İş Konfederasyonunun ilk 6 ay yüzde 10, ikinci 6 ay yüzde 5 teklif ettiğini ancak bunun izah edilemeyeceğini anlatan Çelik, şöyle devam etti:

"Enflasyonun yüzde 4 olduğu bir ortamda ortalama işçi ücretleri de bugün belli bir düzeye çıkmış bulunmaktadır. Dolayısıyla bu yüksek bir oran. Kendileri de aslında bunu pazarlık alanı olarak önümüze koymuş bulunuyorlar. Biz de gerçekçi hareket etmek durumundayız. 2013 yılında 3+3, yani yüzde 6 düzeylerinde bir enflasyon beklentisiyle yola çıkmıştık ama gerek dünyada gerek bölgede yaşanan hadiselerden dolayı enflasyonun yüzde 3 değil, yüzde 4 gerçekleştiğini gördük. Bu 1 puanı da zaten 2013 yılı enflasyon farkı olarak hemen ücretlere yansıtmış bulunuyoruz."

Faruk Çelik, sözleşmeli personelin kadroya alınmasıyla ilgili geçmişten beri yoğun talepler geldiğini ve hükümetin 2011'deki seçim öncesi 205 bin sözleşmelinin kadroya geçişini sağladığını hatırlattı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, 72 bin 4-B'li, 3 bin 500 kurumsal sözleşmeye tabi, 23 bin de yerel mahalli idarelerde çalışan personelin kadroya alınmasıyla ilgili çalışmaları tamamlayıp Meclise sunduklarını ve bunun yasalaştığını vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın onayından sonra kadroya geçişler hızlı bir şekilde tamamlanacak. Böylece yaklaşık 100 bin personelimiz daha kadrolu personel haline gelmiş bulunuyor. Bunların dışında yine sözleşmeli personelin kadroya alınmasıyla ilgili talepler çok. Kamu personel sistemimizdeki personel istihdam statüleri çok farklılık arz ediyor. Birçok kesimin talepleri var. Bunlarla ilgili bugün itibarıyla bir çalışmamız yok. Zaten TBMM tatile girdi. Özellikle 4-C'lilerin talepleri var. O toplu iş sözleşme masasında ele alacağımız bir konu. Bunun dışında taşeron işçilerimizin talepleri var. Onların maruz kaldığı sıkıntıları gidermeye dönük çalışmalarımızı da yeni yasama yılına inşallah yetiştireceğiz. Bunların dışında belediyelerde işçi olarak çalışanlar, mevsimlik çalışanlar var. Bunlar saygıdeğer taleplerdir ama ülke yönetiminde de kurallar tabii ki işlemeli. Bu kurallar çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İhtiyaç olursa hükümet olarak, bakanlık olarak değerlendirmelerimizi yaparız."