SENDİKA
Çağdışı Yönetmeliği Tanımıyoruz, Tanımayacağız
Çağdışı Kılık-Kıyafet Yönetmeliği Kaldırılıncaya Kadar Eylemimiz Sürecektir.
Memur-Sen Konfederasyonu tarafından 14 Ocak-14-Şubat 2013 tarihleri arasında“Özgürlük
İçin 10 Milyon İmza” kampanyasında toplanan 12 Milyon 300 Bin İmza kamu görevlilerinin
kılık-kıyafetlerini özgürce seçmeleriniengelleyen ve başörtüsünü yasaklayan 16.7.1982
tarihli Kılık ve Kıyafet Yönetmeliğinin değiştirilmesi yada iptal edilmesi
amacıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde hükümet adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Sayın Faruk Çelik’e teslim edilmiştir.
Ancak verilen süre içinde yasak kaldırılmadığı için Memur-Sen
Konfederasyonuna bağlı sendika üyeleri tarafından yasak kaldırılancaya kadar 18
Mart 2013 tarihinden itibaren yönetmelik hükümlerine bağlı kalmadan hizmet sunulması
kararı alınmıştır.
Çağdışı Yönetmelik
Hükümlerine Uymamakta kararlıyız.
Hukuki
dayanağı olmayan çağdışı Kılık-Kıyafet Yönetmeliği sebebiyle başörtülü
oldukları için görevden uzaklaştırılarak mağdur edilenlerin mağduriyetlerini
giderici yasal düzenlemeler yapılmak suretiyle görevlerinegeri dönmelerinin
yolu açıldığı halde onları mağdur eden yönetmeliğin hala hükümsürmesi son derece
düşündürücü ve manidardır.
Anayasa’da
teminat altına alınan temel hak ve özgürlüklere, ülkemiz tarafından imzalanarak
usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası anlaşmalara, evrensel hukukun temel
ilkelerine aykırılık ihtiva eden çağdışı yönetmelik hükümlerine uymamakta
kararlıyız.
Sendikal Eyleme
Katılanlara Soruşturma Açılamaz, Ceza Verilemez.
Bilindiği
üzere 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 5198 sayılı Kanun’la
değişik 18. maddesinde, “Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin
izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu kanunda
belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tabi
tutulamaz ve görevlerine son verilemez” hükmü yer almaktadır.
5237 Sayılı
TCK’nin 118.Maddesinde de ; ‘bir kimseyi karşı bir sendikaya üye olmaya veya
olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya
sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit
kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ayrıca cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla
bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur’ ifadesine yer verilmektedir.
Ayrıca
Anayasa’nın 90. Maddesi gereğince “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş
Milletlerarası Antlaşmalar kanun hükmünde sayıldığından sendikal faaliyetleri
güvence altına alan “Sendikal Örgütlenme ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına
İlişkin 87 Sayılı İLO Sözleşmesi ”, “Kamu Hizmetlerinde Örgütlenme Hakkının
Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151
Sayılı Sözleşmesi”, “Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına
İlişkin Sözleşmenin 5. Maddesi ” usulüne göre yürürlüğe konulmuş iç
hukukumuzdan kabul edilmiştir.
Eyleme katılanlara soruşturma açılamaz,
disiplin cezası verilemez.
Danıştay ve
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de sendikal faaliyetlere katılanlar hakkında
disiplin soruşturması açılamayacağı ve disiplin cezası uygulanamayacağına dair
kararları bulunduğu gibi, MEB’in 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika
eylemi konulu yazısında, sendikal faaliyetlere katılımın özür olarak kabul
edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu
sebeple kamu kurumlarında başlattığımız sivil itaatsizlik eylemimiz disiplin
suçu teşkil etmeyen bir eylem şekli olup haklarında soruşturma açılamaz ve
disiplin cezası uygulanamaz.
Gerek iç,
gerekse evrensel hukuktan kaynaklanan haklarımıza istinaden 18 Mart 2013
tarihinden itibaren başlattığımız sivil itaatsizlik eylemi yasak
sonlandırılıncaya kadar kesintisiz sürecektir. İsteyen erkek üyelerimiz
kravatsız, isteyen bayan üyelerimizde başörtülü olarak kamu hizmeti sunmaya
devam edeceklerdir.
Sivil
itaatsizlik göstererek üyesi bulunduğu sendikanın Genel Merkezinin aldığı yasal
eylem kararına uymak suretiyle onurlu bir duruş sergileyen üyelerimizin
azarlanması, arkadaşları arasında küçük düşürücü ifadeler kullanılarak rencide
edilmesi, haklarında tutanak tutulması, ifadelerinin alınması, soruşturma
açılması gibi yöntemlerle sindirilmek suretiyle eyleme katılmaktan men edilmeye
çalışılması açıkça suç teşkil etmektedir.
Haklarımız yasal ve anayasal güvence
altındadır. Yönetmelikle gasp edilemez
Oysaki eylemin
öznesini teşkil eden kamuda çalışan kadınların başlarını örtme talepleri inandıkları
dinin gereğini yerine getirme arzusundan kaynaklanmakta olup, temel hak ve
hürriyetler kapsamındadır. Temel hak ve hürriyetler ise Anayasa ve everensel
hukuk belgeleri ile koruma altına alınan doğal bir haktır. Özellikle ara rejim
dönemlerinde iç tüzük, yönetmelik ve genelge gibi hukuki dayanaktan yoksun
düzenlemelerle özgürlüklerin askıya alınması ve alanlarının daraltılması
yüzünden kadınlarımız ve kızlarımız eğitim, öğretim, seçilme, çalışma ve sosyal
güvence hakları ellerinden alınmıştır. Yasal ve anayasal açıdan güvence altına
alınan haklarımızın yönetmeliklerle gasp edilmesine asla müsaade
edilmeyecektir.
Ne yazık ki
demokratik bir hak olan eylem kararını destekleyen üyelerimize sayıları az da
olsa bazı okul ve kurum yöneticileri tarafından, yapılan eylemin yasal olmadığı
gerekçesiyle haklarında tutanak tutulmak, ifadeleri alınmak, soruşturma açılmak
gibi caydırıcı yöntemlerle mobbing uygulandığı yönünde duyumlar alınmıştır.
Eylemi engellemeye
kalkışanlar hakkında suç duyurusunda bulunulacaktır.
İç
hukukumuz ve evrensel hukuk hükümleri, yargı kararları ve bakanlığın söz konusu
yazısı birlikte değerlendirildiğinde kamu çalışanlarının üyesi bulundukları
sendikanın kararına uygun olarak eyleme katılmalarının yasal, anayasal ve
evrensel bir hak olduğu ve bu hakkın kullanılmasının engellenemeyeceği
özellikle eyleme katılanların cezalandırılamayacağı gibi ifadeler doğrultusunda
sendikal eyleme katılmanın değil tam tersiyapılaneyleme mani olmanın suç olduğu
açıkça ortadadır.
Her ne
sebeple olursa olsun sendikal eylemin engellenmesi yönünde bu tür davranış
içinde olan okul ve kurum yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulacağı üyelerimizin,
halkımızın okul ve kurum yöneticilerinin bilgisine sunulur.