KAMU
Bütün sözleşmeliler kadroya geçirilmeli mi?
Çok çalışana çok ücret, performansa dayalı ücret sistemi ve memurlara rotasyon derken öyle bir noktaya gelindi ki şimdi de bütün sözleşmeliler memur kadrosuna geçirilsin denilmeye başlandı. Uzun yıllar sözleşmeli personel istihdamı ön plana çıkarılmış ve bunların sayıları yüzbinleri geçmişken yaşanan sıkıntılar neticesinde 4/B'li sözleşmeliler memur kadrosuna geçirilmişti. Neticede ise sözleşmeli personel statüsünden ne bu statüyü isteyenler ne de bu statüde çalışanlar memnun kalmadı. Şuan ise bütün sözleşmeli personelin memur statüsüne geçme istekleri yüksek sesle dillendiriliyor.
Habere göre memurların Hükümetten 20 talebi var ve bunlar arasında ortak talep bütün sözleşmeli personelin kadrolu memur yapılmasıdır. Aşağıda KİT'lerde çalışan sözleşmeli personelin memur kadrosuna geçirilmesinin bütün boyutları izaha çalışılacaktır.
KİT'lerde çalışan sözleşmeli personel memur olmak ister mi?
KİT'lerde çalışan sözleşmeli personelin çalışma şartlarını düzenleyen 399 sayılı KHK incelendiği takdirde iş güvencesi açısından memurlardan hiçbir farkının olmadığı görülecektir. Daha önce bu köşeden 'KPSS adayları için TMO özelinde örneklerle KİT personel maaşları' başlıklı yazımızda KİT'lerde çalışan sözleşmeli personel maaşlarının diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel maaşlarından daha yüksek olduğunu örneklerle açıklamıştık. Merak edenlerin bu yazımızı okumalarını tavsiye ederiz.
Kim ne derse desin memur veya sözleşmeli personel için (tek belirleyici olmamakla birlikte) ücret önemli bir unsurdur. KİT'lerde çalışan sözleşmeli personelin tamamı memur kadrosuna geçirilsin denilmesinin bu personellerin ücretleri düşürülsün demekten başka bir anlamı yoktur. Biz böyle bir teklifin kesinlikle yanlış olduğunu düşünüyoruz. Kaldı ki böyle bir teklif karşısında Hükümet hiç tereddüt etmeksizin teklifi kabul edecektir. Çünkü, bu teklifin bütçeye hiçbir ilave yükü olmadığı gibi bütçeye katkısı dahi olacaktır. Bu durumda, bu işin sözleşmeli personele sağlayacağı katkıyı ise birilerinin izah etmesi gerekecektir.
KİT'lerde çalışan sözleşmeli personelle memurun emeklilik açısından kıyası
KİT'lerde çalışan sözleşmeli personelle diğer kamu kurum ve kuruluşlarında memur statüsünde çalışanların emeklilik açısından kıyası yapıldığında hiçbir fark olmadığı görülecektir. Yani 15.10.2008 tarihinden önce her ikisi de 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olarak görev yapmaktaydılar. Bu tarihten sonra ise her ikisi de 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi kapsamında sigortalılar. Dolayısıyla aralarında hiçbir fark yoktur.
KİT personelinin yaşadığı sıkıntılar
Yukarıda anlattıklarımızın yanında KİT personelinin yaşadığı sıkıntılardan da bahsetmemiz gerekecektir. En temel sorun izinlerde ve nakillerde yaşanmaktadır. Bu sorunun çözümü ise sözleşmeli personelin memur kadrosuna geçirilmesi değildir. Yapılacak çok basit bir iki düzenlemeyle sıkıntı yaşanan sorunlar kökünden çözülecektir.
Ayrıca, KİT'lerde çalışan sözleşmeli personelle yıllık sözleşme imzalanmakla birlikte bu sözleşmelerin hangi hallerde imzalanmayacağı hususu 399 sayılı KHK'de açıkça hükme bağlanmıştır. İdarenin kafasına göre sözleşme imzalamaması gibi bir durum söz konusu değildir ve olmamıştır da. Bu noktada sağlanan güvence memurlara sağlanan memuriyet güvencesi kadar sağlam esaslara dayanmaktadır.
KİT'lerde oluşturulan sözleşmeli personel statüsünün mantığı neydi?
KİT personel rejimini düzenleyen 399 sayılı KHK, 1990 tarihinde yürürlüğe girmiş ve kısmen performansa dayalı ücret sistemini oluşturmaya çalışmıştır. Yani oluşturulan sistemle çok çalışana çok, az çalışana az maaş sistemi öngörülmüştü. Bunun yöntemi de temel ve başarı ücreti üzerinden oluşturulmaya çalışılmıştı. Ayrıca sistem, çok ücret az güvence esasına dayanmaktaydı. Ancak, yaşanan süreçte siyasi ve yargısal müdahaleler sistemi mantığından saptırmış ve sonuçta da yüksek ücret ve yüksek güvence esas alınmıştır. Yaşan bu süreçlerden ders alınması gerekirken hala eski söylemlere kapılması ya geçmişte yaşananların bilinmemesinden ya da gündem oluşturmaktan kaynaklanmaktadır.
Özetle bize göre KİT'lerde çalışan sözleşmeli personelin memur kadrosuna geçirilme yönündeki talebin tek nedeni olabilir o da bizde liman isteriz hikayesinde yatmaktadır.
En temel konular varken başka konularla gündem oluşturmak
Türkiye'de gündem oluşturmak çok kolay hale gelmiştir. Özellikle popülist konularda yapılacak bir iki açıklamayla milyonları peşinizde sürükleyebilirsiniz. İşte bunlardan biriside emekli olabilmek için yaşı bekleyenlerin durumudur.
Günlerce kamuoyu erken emekli olacaklara müjde vermekle meşgul edildi. Yıkılan hayaller ise kimsenin umurunda değil. Sosyal Güvenlik Reformunu daha yeni yapan bir ülkede erken emeklilik yönündeki bir düzenlemenin hayal olduğunu izaha dahi gerek yokken sayın Faruk Çelik, ilgili bakan olarak talepleri karşılama adına gereksiz ve popülist bir açıklama yaptı. Hem Maliye Bakanı hem de Başbakan Yardımcısı bu konuda son noktayı koyarak defteri kapattı. Peki, böyle bir durumda vatandaşın güveni kalır mı? Elbette kalmaz. İlgili bakan gerekli altyapı oluşturulmadan bir beyanatla olur diyor, Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı ise ciddi bir duruş sergileyerek ve oluşacak hasarı hesap ederek net açıklamalarla kötü adam olma pahasına olmaz diyorlar. İnanın bu ülkenin babadan ziyade baba canlara ihtiyacı var.
Yeni Şafak / Ahmet Ünlü