SENDİKA
Bayraktutar; 'Akil İnsanlar Din Görevlileri Olmalı'
Bayraktutar burada yaptığı konuşmada şöyle konuştu ; Sizlerde evlatlarımızsınız, bu ülkenin selametine çomak sokmaya çalışanlara inat sizler Kur’an ve din sevdalısı olarak bu ülkenin selameti için bir tuğla koyan, karınca misali ateşe su taşıyorsunuz. Bu erdemli duruşunuzu takdir ediyor hak aramanın diyalog ve kardeşlikle olacağını bir kez daha göstermiş oldunuz. Erdemli hareketin her bir neferinin yanında olmak bizim için şereftir ifadeleri kullandı.
AKİL İNSANLAR DİN GÖREVLİLERİ OLMALI
Vekil Din görevlilerinin sorunlarını dinleyen Bayraktutar şöyle konuştu; Bu ülkede din görevlilerine gereken önem verilmedikten sonra asla hedeflere ulaşılamaz. Ülke selameti için din görevlilerine büyük görevler düşmektedir. Çözüm süreci çalışmalarında akil insanların din görevlileri olması daha sağlam bir barış getirecektir. Biz Diyanet-Sen olarak çözüm sürecinde din görevlilerinin daha aktif rol almasını, bunun devlet politikası haline getirilmesini, akil insanların din görevlileri olmasını istiyoruz ifadelerini kullandı. İslam ülkelerinde devletlerin sokakta yıkılmak istendiğinin altını çizen Bayraktutar konuşmalarını şöyle sürdürdü, Mısır’da demokrasi sokakta linç edildi, Suriye’de sokakta kıyımlar başladı ve devam ediyor. Ülkemizi sınamaya çalışanlar 17 Aralık Gezi parkı olaylarında yine sokakta bir kavga başlattı. Ülke selameti açısından daha sağlam yarınlar için, taş atan değil, gül atan bir nesil için imamların mahallelerde manevi eğitim vermelerinin şart olduğunu düşünüyoruz. Bu konuların detaylı görüşülmesi için de en kısa sürede din görevlilerinin sayın Cumhurbaşkanımızla bir araya gelmesi için çalışmalar yapıyoruz.
Akil olmak sadece tanınmak değildir ifadelerini kullanan Bayraktutargönüllerin tanınanıislam dinidir, ümmet birliği açısından tek yolun din görevlilerinin vereceği telkin ve mücadeleler sonucunda hangi dil, mezhep farklılığı olursa olsun, kavuşturucu tek unsurun din olduğunu ve bununda temsilcilerinini din görevlileri olduğu unutulmamalıdır dedi.
VEKİL VE FAHRİLERİ SON KEZ DEĞERLENDİRİN
Vekil İmamların sorunlarına da değinen Bayraktutar şöyle konuştu; Her platformda vekil kardeşlerimizin kadro talebini hatırlatıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığımızın aile saadetleri altüst olan, psikolojik çöküntülere sebep olan bu beklentiye son bir kez cevap vermesini istiyoruz. Israrla son bir kez ifadesini kullanırken bundan sonraki alımlarda emsal teşkil eden, vekil olursak kadroya da geçeriz beklentisin artık olmayacağı şartını son bir kez kadro verin ifadesiyle noktalıyoruz. Başkanlığımızın bu konuda duyarlı olacağına inancının tam olduğunu söyleyen Bayraktutar konuşmasını söyle sürdürdü ‘ din görevlisi olarak verilen görevi yerine getirmeye çalışan, daha iyi hizmet vermek için uğraş veren bu kardeşlerimiz için gerekli çalışmaların başlatılmasını istiyoruz. Vekillerden istenilen niteliklerin neler olduğunu iyi bildiklerini söyleyen Bayraktutar yetersizlerse vekil ya da Fahri olarak görev verilmemesi gerektiğini, görev verilmişse verim alındığını, verim alınamıyorsa kaliteden yana elemelerin yapıla bileceğini söyleyen Başkan Bayraktutar eğer ki çalıştırılıyorsa ihtiyaç var ki çalıştırılıyorlar, sırf x cami boş kalmasın diye oraya bir imam göndermeyeceğimize göre, istenilenlere cevap veren bu kardeşlerimize son bir kez kadro verilmesini arzu ediyoruz dedi. Başkanlığımızın bu evlatlarımızın çağrılarına kayıtsız kalmayacağını, son bir kez onları kucaklayacağına olan inancım tamdır şeklinde konuştu.
İMAMLAR BAŞKANLIK SİSTEMİ İSTİYOR
Yeni Anayasa ve Başkanlık sistemi hakkında konuşan Bayraktutar konuşmalarını şöyle sürdürdü; Türkiye Osmanlının devamı olarak büyük bir vakıf, büyük bir sivil toplum devletidir. Bu devletin bütün kademeleri ülke ve halkının menfaatleri doğrultusunda şekillenmektedir. Başkanlık sisteminin farklı bir ülkeyi model alarak uygulanması değil, Türkiye’nin hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak hayata geçirilmesi gerekiyor. Din görevlilerinin Başkanlık sistemi istediğini buradan ifade ediyorum şeklinde konuşan Bayrakturar ‘ Vicdan yoksunu bir Başbakan ya da Cumhurbaşkanı bu ülkenin başına bir diktatör kesile bilir, bunun örneklerini farklı ülkelerde gördük. Fakat ülkemizde 2002’den bu yana insanca yaşamanın, kardeşliğin, mazlum coğrafyaların sesi olmanın, diktatörlere karşı durmanın en büyük örneklerini veren liderler bütün devletlere rağmen Türkiye’deki liderler olmuştur.
MAYASI HAKİKİ İSLAM OLANIN İHANETİ OLAMAZ
Hakiki İslam ve ülke sevdası olanlardan ihanet değil feraset görürüz, zulüm değil paylaşım görürüz. Bu sebeple bu ülkenin imam hatipleri olarak daha sağlam yarınlar adına ülkemize has bir başkanlık modelini savunuyoruz . Mayası hakiki İslam olanın ihaneti, diktatörlüğü olamaz. Bu ülkenin gelişmesini istemeyenlerin tek silahı Başkanlık geliyorsa Diktatörlük gelir telkinlerinde yatan gizli tehdittir ifadelerini kullandı.