KAMU
Başbakandan Memurlara Mesai Çağrısı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ekonomi Bakanlığı ticaret müşavirleri toplantısında konuştu.
Davutoğlu özellikle ticaret dış ticaret üzerien vurgu yaptığı konuşmasında memurlara seslendi; 'klasik memur mantığıyla hareket etmemelerini, gerekirse kapıdan girip bacadan çıkmalarını, girişken olmalarını' tavsiye etti.
"MESAİ KONUSUNDA DEVRİM YAPTIK"
Başbakan, 'mesai konusunda devrim yaptıklarını' ifade ettiği konuşmasında, memurlara ve özellikle müşavirlere alanda çalışmalarını, mesai saatleri içinde hapsolmamalarını şöyle ifade etti:
"5-7 saatini ofiste geçiren müşavir vazifesini yapmıyor demektir, alanda olacaksınız. (...) Ankara'yı yönlendirecek olanlar sizlersiniz. Zaman farkları göz önüne alındığında biz yurt dışındaki mesai saatleri anlayışında devrim yaptık ve bunu yapmaya da kararlıyız. Bize mazaretle gelmeyiniz. 24 Saat yetmiyorsa 25 saati bulacaksınız ama mutlaka geçmişte kaybedilen zamanları telafi etmek üzere gece ve gündüz fiilen bu işi yöneten ekip olarak çalışacaksınız."
İşte o konuşmadan çarpıcı satırlar:
Türkiye'nin makrostrateijik hedeflerini anlamak önemlidir. Bunu anlamadan bulunduğunuz ülkenin konumunu bilmeden görev yürütmeniz çok zor. Bu konferansın en büyük hedeflerinden birisi o değişimi ve Türkiye'nin hedeflerini bulunduğunuz ülkeye empoze etmek belirtmek göstermek. Resmin bütününü görmek. Küresel alanda resmin bütdününü gördükten sonra üçüncü misyonunuz Türkiye'deki özel sektörle iş dünyası ile yakın temasta olmak. Türkiye serbest piyasasının hakim olduğu bir ülke olarak hedeflerini iş dünyasına dikte etmez, aksine iş dünyası ile bunu tanımlar ve hayata geçirir.
MESAİ KONUSUNDA DEVRİM YAPTIK
Hiç bir tereddüt göstermeden iş dünyamız ile çalışmalara ağırlık vereceksiniz. Oradaki iş dünyası ile de yakın ilişkiler içerisinde olacaksınız. Büyükelçilik'te oturup talimat beklemek ticaret müşavirinin yapacağı iş değildir. Klasik memur mantığını değiştirin. Memursunuz ama memur gibi davranmayacaksınız. O ülkeyi tanıdıktan sonra bu resmin içindeki en önemli aktörler olarak yapacağınız diğer önemli ayak oradaki iş dünyası ile iş dünyasının tamamlandığı bürokrasi ile ilişkileri en iyi şekilde tutmak. Her kapıyı çalmak, kapı kapalı ise bacadan girmek. 5-7 saatini ofiste geçiren müşavir vazifesini yapmıyor demektir, alanda olacaksınız. Türkiye ile temas halinde olacaksınız. Oradaki ticaret odaları ile iş dünyası ile temas halinde olacaksınız. Belli mesai saatleri içinde rapor yazmak değil, alanda ilişkileri geliştirmek resmi bütüncül hale getirmek ve resmin bütününü farklı tonlarda okuyabilmek ve bizi yönlendirebilmek.
"24 SAAT YETMİYORSA 25 SAATİ BULACAKSINIZ"
Ankara'yı yönlendirecek olanlar sizlersiniz. Zaman farkları göz önüne alındığında biz yurt dışındaki mesai saatleri anlayışında devrim yaptık ve bunu yapmaya da kararlıyız. Bize mazaretle gelmeyiniz. 24 Saat yetmiyorsa 25 saati bulacaksınız ama mutlaka geçmişte kaybedilen zamanları telafi etmek üzere gece ve gündüz fiilen bu işi yöneten ekip olarak çalışacaksınız.
KOMŞU ÜLKELER RAKİBİMİZ DEĞİL
Önümüzdeki dönemde AB ile ilişkiklerde yeni bir dinamizm bekliyoruz. Her birinizin bulunduğunuz ülke ile değişimi şimdiden planlamanız ve doğru analizi şimdiden bize vermeniz lazım. 20 yıl önce Gümrük Birliği anlaşmasının imzalandığı dönemdeki şartlar çok değişti. Artık rekabet gücüne sahip bir Türk sanayi var. Pazarda ciddi etki gösteren belli sektörel alanlarımız var. Hem AB hem diğer alanlarda son dönemde açıklanan sektörel dönüşüm programlarını takip edin. Nasıl özel avantajlara sahip olabileceğimizi de etüd ediniz. Son 12 yılda komşu ülkelerle ilişkilerimize büyük önem verdik. Komşu ülkelerle yeni mekanizmalar geliştirdik. Sadece geçtiğimiz Aralık ayında Yunanistan, Irak ve Rusya ile işbirliği konseyi toplantıları yaptık. Bunları yakından takip ediniz. Türkiye komşu ülkelerle ilişkilerini geliştirmek için kararlıdır. Ekonomik ilişkiler geliştirmek bizim için stratejik öneme sahip bir konudur. Türkiye ile Irak ekonomik açıdan birbirini tamamlayan ülkelerdir. Birbirine rakip ülkeler değildir. Bütün komşularımızda da bu şekilde bir yol izlemenizi istiyorum. Dünyanın ilk on ekonomisi arasına girebilmemiz için mutlaka kendi siyasi sınırlarımız sabit kalmakla birlikte ekonomik sınırlarımızın yayılması ve derinleşmesi lazım. Aksi takdirde Türkiye ölçeğinde bir ülkenin bu yarışı sürdürebilmesinde ciddi problemler var. Diğer ülkeler her biri Türkiye'nin 10 misli olan ülkelerden bahsediyoruz. Bunların ekonomik ölçeği yüzölçümü nüfus olarak kıta ölçeğinde ülkeler. Mutlaka ekonomik sınırlarımızı genişletmemiz lazım.