KAMU
Başbakan, önce kamunun diskotek işletmesini sonlandırmalıdır
Sayın Başbakan, Maliye Bakanlığına sosyal tesislerle ilgili bir çalışma başlatması yönünde talimat vermişti. Bize göre bu işe, öncelikle sosyal tesislerdeki ayrımcılıkların kaldırılmasıyla başlanmalıdır. Çünkü, her kamu kurumu elindeki sosyal tesislerle ilgili kendi çalışanı için çeşitli ayrıcalıklar sağlamaktadır. Ancak, bu ayrıcalık Maliye Bakanlığı tarafından meşru hale getirilerek zorunlu ayrımcılığa dönüştürülürse bu durumun doğru olduğunu kabul etmek doğru bir yaklaşım olmasa gerektir.
İşte bu yüzden işe, 18.01.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Sosyal Tesislerine İlişkin Tebliğdeki (Sayı: 2014-3) kurum personeli ile kurum dışı personel ve sade vatandaş ayrımını meşrulaştıran hükümlerin kaldırılmasıyla başlanmalıdır.
Bu Tebliğin 8'inci maddesinde yer alan; 'Bir kurum veya kuruluşun eğitim ve dinlenme tesisleri, misafirhane, kreş ve çocuk bakımevlerinden yararlanan diğer kurum ve kuruluşların personeli ve emeklileri ile bunların eşleri, üstsoy ve altsoylarına, kurum personeli için belirlenen tarifenin % 25 fazlası uygulanır' hükmünün 2014 yılında da aynen devam ettirilmesi kabul edilebilir bir durum değildir.
Konunun daha da vahimi ise eğitim ve dinlenme tesisleri ile misafirhanelerden kamu personeli dışında yararlandırılanlara yani vatandaşlara kurum personeli için belirlenen tarifenin % 50 fazlasının uygulanacağını, ayrıca, tesislerden yararlanmada önceliğin o kurum personeli ve emeklisi ile bunların eşleri, üstsoy ve altsoylarına verileceği ifadesine yer verildiğini görüyoruz. Bir kamu kurumunun uhdesinde bulunan sosyal tesis, o kurumun çalışanlarının değildir. Ancak, sosyal tesisin ilgili kurumun personelinin malı gibi bir algı oluşturularak mevzuat düzenlenmesi yapılarak başka kurum personeline ikinci sınıf memur muamelesi, sade vatandaşlara ise üçüncü sınıf muamelesi yapılması doğru değildir ve bu durum mevzuatla meşrulaştırılamaz.
Ayrıca, bu Tebliğde yer alan sosyal tesislerin diskotek işletilmesine de el atılması gerekiyor. Kişisel görüşüm farklı olsa da kimsenin diskoteğe gitmesi bizi ilgilendirmez, ancak benim vergilerimle toplanan paralarla kamu kurumları diskotek işletiyorsa buna da rıza gösteremem.
Tebliğin (Sayı: 2014-3) ekinde yer alan ifadeleri görünce demek ki kamu kurumları diskotek de işletebiliyorlarmış diye düşündüm. Tebliğin ekinde kamu kurum ve kuruluşlarınca işletilen eğitim ve dinlenme tesislerinde bulunabilecek özellikler aşağıda belirtilmiştir denildikten sonra belirtilen özellikler arasında diskotek ve plaj ifadelerini görünce hayret ettim. Bunda hayret edilecek ne var denilebilir. Ama bu işi yapan kamu kurumları olunca ve buraların giderleri 77 milyon ülke vatandaşının cebinden çıkıyorsa o zaman sormamız doğal hale gelir.
Kamunun artık bu işlerden çekilmesinin zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir. Yapılması gereken en temel konular arasında bu tür sosyal tesislerin 77 milyon ülke vatandaşının hizmetine açılması yani özel sektöre devredilmesidir. Bundan önce de bu tesislerin ücretinin kamu personeli ile vatandaşa eşit hale getirilmesidir.
Ayrıca, Tebliğde kurum ve kuruluşların bu tebliğ kapsamındaki tesislere ilişkin olarak 2014 yılında uygulayacakları tarife ve yararlanma bedelleri, kendi internet sitelerinde yer alacak ve daima güncel tutulacaktır denilmekte ancak, buna çok fazla riayet edilmemektedir. İsterseniz kamu kurumlarının internet sitelerine girerek test edebilirsiniz. Hatta bazı kurumların sosyal tesislerinin üst düzey personelin dinlenme tesisi olarak adlandırılması daha doğru olacaktır. Ayıp olmasın diye daha ilerisine gitmeyelim. Sonuç olarak düğmeyi doğru iliklerseniz tekrar düzeltmek zorunda kalmazsınız.
EK GÖSTERGEMDE YANLIŞLIK VAR MI?
Üniversite bünyesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaktayım. Atanma işleminden sonra kadro ile ilgili bilgilerim: Kadro derecesi :1, Memuriyet derece/kıdem: 6/3, Emekliliğe Esas derece/kıdem: 8/3, olarak personel bilgi formumda yazmaktadır.
Kadro derecesinin 1 olmasından dolayı yeşil pasaportu aldım, kafama takılan soru ek gösterge belirtilen dereceler hangisini kastetmektedir. Şuan 2300 ek gösterge üzerinden maaş almaktayım. Tabloda 1. derece öğretim görevlisi ek gösterge oranı 3600 olarak yer almaktadır. Bu farklılıkta bir hata var mıdır? Yani tahakkuk birimimiz ek gösterge oranını doğru giriyor mu sizden onu öğrenmek istiyorum. Dr. S. METE
Öncelikle belirtmek gerekir ki tahakkuk birimleri bazen maaş verilerini yanlış girebilmekte, maaş programlarında da yapılan yanlışlıkları kontrol edecek kısıtlar bulunmamaktadır. Bu açıklamadan sonra, 2914 sayılı Kanunun ekinde yer alan ek gösterge cetveline göre 1 inci dereceli öğretim görevlisinin ek göstergesi 3600'dür. Ancak, bordronuzu inceleme imkanımız olmadığı için vermiş olduğunuz bilgiler ışığında maaşınızda bir yanlışlık olduğu görülmektedir. Yine, hakkınızda 2914 sayılı Kanunun 20 nci maddesi çerçevesinde 657 sayılı Kanunun 68/B maddesi uygulanmışsa ve 1. Dereceli kadroya atanmışsanız bu durumda da ek göstergenizin 3600 olması gerekmektedir. Konunun incelenmesi için kurumunuza müracaat etmenizi öneririz.
666 SAYILI KHK SONRASINDA MAKAM TAZMİNATINI NASIL ALIRIM?
666 sayılı KHK çıktıktan sonra Bakanlık Merkezde 1. Dereceli Daire Başkanlık kadrosuna atandım ve 2 yıldır bu görevdeyim, bu görevden alındığımda Görev ve Makam Tazminatının tarafıma ödenir mi?
666 sayılı KHK ile bazı kamu personelinin maaş hesabı kökten değiştirilmiştir. Bunlardan birisi de daire başkanlarıdır. 666 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen ek 10 uncu maddeye göre ödenecek ücretin detayları verilmiştir. Buna göre (II) ve (III) sayılı listelerde unvanlar gruplar halinde yer almakta olup, bu unvanların alacakları ücret göstergeleri ve tazminat göstergeleri bulunmaktadır. Ücret göstergeleri ve tazminat göstergelerinin maaş katsayısı ile çarpımından oluşan tutarın toplamı personelin alacağı brüt tutarı oluşturmaktadır.
Tazminat göstergesinin maaş katsayısı ile çarpımından oluşacak tutardan sadece damga vergisi kesilmektedir. Ücret göstergesi ile maaş katsayısının çarpımından oluşacak tutardan ise gelir vergisi ve damga vergisi kesilmektedir. Emekli kesenekleri ise daha önce hangi kalemlerden oluşuyorsa yine o kalemler üzerinden kesilmektedir. (Konuyla ilgili daha fazla detaya ulaşmak için önceki yazılarımıza bakmanızı öneririz)
Diğer yandan, 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci maddesi hükümleri çerçevesinde 2 yıldır makam tazminatı ödenen bir görevde bulunmuş olmanız nedeniyle emeklilikte makam ve görev tazminatı almanıza hiçbir engel yoktur. Yani aldığınız ücretin farklı hesaplanması ve içerisinde makam tazminatı olmaması emeklilikte makam tazminatı almanıza engel değildir. Önemli olan o görevlerde bulunmaktır.
AİLE YARDIMI ÖDENEĞİ ALABİLİR MİYİM?
657'ye tabi memur olarak çalışmaktayım. Eşim bulunmuş olduğumuz ilçedeki müftülükte fahri Kur'an Kursu Öğreticisi olarak yılın Eylül-Mayıs ayları arasında çalışmaktadır. Eşim için çalışmış olduğu kurum ortalama ayda 10 gün olarak sigorta primi yatırmaktadır ve ben bu aylar arasında beyanname verip aile yardım ödeneği almıyorum. Eşimin bu şekilde ayda 10 gün sigorta primi yatırılması ile Aile Yardım Ödeneğini alma hakkımı kaybeder miyim?
657 sayılı Kanunun Aile yardımı ödeneğini düzenleyen 202 nci maddesine göre; Bu yardım, memurun her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eş ve çocuklar için ödenmektedir. Dolayısıyla eşinizin menfaat karşılığı çalıştığı aylarda sigorta süresi bir gün dahi olsa eşiniz için aile yardımı ödeneği alamazsınız.
TORBA KADROYA ATANMAK İÇİN BAŞVURABİLİR MİYİM?
Milli Eğitim Bakanlığında memur olarak 2007 yılında atandım ve şuan 7 yılım doldu. Kamuya atanmadan önce vekil öğretmenlik yapmıştım 1 yıl kadar. Çalıştığım bu süreyi saydırarak hizmet birleştirmesi yaptım görevde yükselme sınavını kazandım 4. dereceye başvurabilir miyim?
Torba kadro uygulaması olarak biline 657 sayılı Kanunun 68/B maddesine göre; Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı ile Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı hariç, sınıfların 1, 2, 3 ve 4 üncü derecelerindeki kadrolarına, derece yükselmesindeki süre kaydı aranmaksızın, atanmasındaki usule göre daha aşağıdaki derecelerden atama yapılabilmekte olup, 3 üncü ve 4 üncü dereceli kadrolar için de en az 8 yıl hizmet ve yükseköğrenim görmüş olması şartı aranmaktadır. Dolayısıyla bu madde çerçevesinde 4. dereceli kadrolara atanmanıza hukuken hiçbir engel bulunmamaktadır. Ahmet Ünlü Yeni Şafak