KAMU
Arınç'tan Toplu Sözleşme ve İş Güvencesi Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Arınç, İnşallah sonunda çalışanların lehine bir karar vereceğiz. Şapkayı havaya fırlatacağız inşallah" dedi.
13 Mart 2014, Perşembe
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AA yönetimi ile kurumda toplu iş sözleşmesini imzalama yetkisini alan Medya İşçileri Sendikası'nın (Medya-İş) yönetimi arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerine ilişkin "Anadolu Ajansı'nda toplu görüşmelerimiz devam ediyor. Kıran kırana... İnşallah sonunda çalışanların lehine bir karar vereceğiz. Şapkayı havaya fırlatacağız inşallah" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve AK Parti Milletvekilleri Mine Lök Beyaz, Cuma İçten, Galip Ensarioğlu ve Süleyman Hamzaoğulları ile Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç'ı makamında ziyaret etti. Arınç, burada yaptığı konuşmada, Diyarbakır'ı sevdiğini, yapılan çalışmaları da takdir ettiğini söyledi.
Hükümetin bütün gücüyle Diyarbakır'da vatandaşların daha mutlu ve güvenli yaşaması için hizmetlerine devam ettiğini ifade eden Arınç, Başbakan Erdoğan'ın 27 Mart'ta Diyarbakır'ı ziyaret edeceğini, Diyarbakır'ın da Başbakan Erdoğan'ı büyük bir sevgi ve özlemle kucaklamasını ümit ettiğini kaydetti.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyet (GGC) Başkanı Veysi İpek'in gazeteciler için toplu konut ve cemiyetlerinin kamu yararına dernek statüsüne alınmasına yönelik talebi üzerine Arınç, İpek'e teşekkür ederek, arkalarında Medya-İş Sendikası'nın bulunduğunu bildirdi.
"Sendika Başkanı Gürsel Eser de hemşehriniz. Biz onu da sendikasını da çok seviyoruz. Her zaman destek oluyoruz. Gerçi masanın bir tarafında biz bir tarafında o var ama Anadolu Ajansı'nda toplu görüşmelerimiz devam ediyor. Kıran kırana... İnşallah sonunda çalışanların lehine bir karar vereceğiz. Şapkayı havaya fırlatacağız inşallah" diyen Arınç, toplu konut konusunun da önemli olduğunu aktardı.
Toplu konutla ilgili gazetecilere yönelik Bursa'da bir çalışma yapıldığını, TOKİ'nin bütün meslek gruplarına yönelik anlaşma sağlandığı takdirde konut yaptığını dile getiren Arınç, Diyarbakır için de gayret edeceklerini, basın çalışanlarının şartlarını çok iyi bildiklerini kaydetti.
"Herkes 20-30 bin dolara köşe yazarlığı yapmıyor"
İş güvencesi olmadan, çok düşük ücretlerle çalışanların bulunduğunu ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
"Basının bir gerçeği. Herkes 20-30 bin dolara köşe yazarlığı yapmıyor. Herkes 1 milyon dolarla transfer ücreti alıp, televizyonlarda anchormanlık yapmıyor. Diyarbakır'ın çalışanları bizim gibi kendi yağıyla kavrulan arkadaşlarımız hamdolsun. TOKİ ile işinizi başlatın. Biz de takip edelim. Amacımız sağlıklı konutlarda basın çalışanlarının en iyi şekilde yerleşmesidir. Uzun vadeli ödeme planları yapılabilir. Duruma göre belki ücretler daha da düşük olabilir. TOKİ'nin ihale bedelinin de uygun olması lazım. Ona biz karışmayız."
Arınç, GGC'nin kamuya yararlı dernek statüsü olma yönündeki talebiyle ilgili olarak da, Maliye Bakanlığı'nın uygun görmesi durumunda Bakanlık Kurulu ile imzaya açıldığını ama esas sorunun Basın İlan Kurumu'nun kendi kanununda değişiklik yapmak olduğunu söyledi.
Bazı ayrıcalıklı cemiyetlerin bulunduğunu, o cemiyetlerin 20-30 yıl önce tek başına oldukları için onlara ayrıcalık tanındığını anlatan Arınç, şöyle devam etti:
"Mesela TGS'nin çok az üyesi kalmış olmasına rağmen o ayrıcalığı devam ediyor bazı yerlerde. Oysa daha çok temsil hakkı olan ve yerine göre de adaletli bir dağıtım olması lazım. Bu dağıtımı sadece 3 cemiyet kendi cebine indirirse o adaletsizlik olur. Sizin de ayakta durmanız için maddi bir desteğe ihtiyaç var. Çok sayıda gazete çıkarmak yerine nitelikli gazete çıkarmak asıl olan budur. O patron arkadaşlarımız 3-5 gazeteciyi çıkaracaklarına adam gibi gazete çıkartmalı. Bizim muhatabımız da o olmalı. Yoksa sadece reklam için çıkılırsa bu bize karşı da yurttaşa karşı da bir haksızlıktır. Sadece valiliğe gelir o gazeteler, vatandaşın eline geçmedikten sonra. Biz ona gazete gözüyle de bakmıyoruz. Çünkü ona göre baskısı olacak, kaliteli eleman çalıştıracak. Şimdi boğaz tokluğuna bir şeyler yaptırıyor, çizdiriyor gazete çıkardığını zannediyor."
Gazetelerin denetlenmesi
"Denetlemeler doğru yapıldığı zaman cinayetler çıkıyor. Orada çok fazla konuşturmayın beni. Çok acı bir olaydır. Adam güya gazete çıkarıyor, karısı gazetenin patronu, sekreteri çalışanı, şoförü yazarı görünüyor" diyen Arınç, satılan bir tek gazetesinin bulunmadığını vurguladı.
Arınç, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Maalesef bunu suistimal edenler var. Biz bir imkan veriyorsak, bunu layık olanlara vermemiz lazım. Çünkü iyileri saf dışı ediyoruz. Sen oradan bütün gazeteyi bayiden alıyorsun, gazeteyi satılmış gösteriyorsun. Elinizi dokunduruyorsunuz, 5 dakika sonra eliniz simsiyah oluyor. Ayıp denen bir şey var. Gazete gazete olmalı, adam gibi. Biz de o zaman 350 vereceğimize, 400 verelim."