SENDİKA
"Anneler Ağlamasın"
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Berrin Sevil Kazancı, kadınların birçok nedenden dolayı ağladığını ifade ederek, Artık anneler ağlamasın dedi.
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu, Anneler Günü dolayısıyla İçkale Otelde Anneler Ağlamasın konulu bir program düzenledi. Programın açılışında konuşan Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Berrin Sevil Kazancı, kadınların birçok nedenden dolayı ağladığını belirterek, Artık anneler ağlamasın diyoruz. Bunu sadece anneler için istemiyoruz. Çocuklarımız ağlamasın, erkeklerimiz ağlamasın, toplum ağlamasın dediğimiz için diyoruz. Ancak bunun için toplumun tüm kesimlerinin ortak bir duruş ve hareket sergilemesi gerektiğini düşünüyoruz. Biliyoruz ki bu toplumda, konusu farklı da olsa, kaygısı insan olan, barış ve uzlaşı olan birbirinden değerli sivil toplum kuruluşları bulunmaktadır. Evet, bu yüzden bu kuruluşlara da, toplum da bugün gelin ortak dilimiz üzerinden, barışın dili üzerinden, adil ve müreffeh Türkiye ve dünya hedefi üzerinden hep beraber anneleri ağlatmayalım diyoruz şeklinde konuştu.
Anneler çok şeyden dolayı ağlamakta diyen Kazancı, şunları söyledi: Engelli anneler; engelleri dolayısıyla yaşam içinde var olma mücadelesi verdikleri için ağlamakta. Bu yüzden, Engelleri hep beraber engel olmaktan çıkaralım, engelli anneler ağlamasın diyoruz. Şiddet mağduru anneler, olumlu birçok yasal adıma rağmen, halen zihinlerdeki vahşet önlenemediği için ağlamakta. Gelin ortak bir pozitif zihniyet platformu geliştirelim, şiddet mağduru anneleri artık ağlatmayalım diyoruz. Emeği ucuz taşeron işçi veya kayıt dışı işçi olarak sömürülen anne modern köle olarak ağlamakta. Anneler modern köle olarak ağlamasın diyoruz. Başörtülü çalışan anneler, başörtüsü zulmünden dolayı ağlamasın, artık gereken yasal düzenleme yapılsın diyoruz. Suriyedeki, Arakandaki gibi birçok yerdeki kadın din ve mezhep ayrımının yürekleri de, bedenleri de parçalaması dolayısıyla ağlamakta. Bugün birçok anne, savaşın ve terörün hain pençelerinde evladım diyerek ağlamakta, tacize, tecavüze uğrayarak namusum diyerek ağlamakta. Barışın, uzlaşma kültürünün mimarları kadınlarımız-erkeklerimiz, gelin hep beraber bir uzlaşı kültürü geliştirelim. Bu hedefi gerçekleştirmekte kadınlarımızın doğuştan gelen meziyetleri görmezden gelinemez. Bu meziyetleri gelin beraber değerlendirelim. Aksi takdirde yine en fazla çocuklar ve anneler ağlamakta. Terör, savaş bitsin anneler ağlamasın diyoruz. Ve kadınlar mobbing dolayısıyla ağlamakta. Bunun en yakın örneği yakın vakitte Bakanımız Fatma Şahin'e yönelik yapılan çirkin benzetme ile açıkça kendini göstermekte. En kariyerli kadınlar bile mobbingin sinsi ağları arasında çırpınarak ağlamakta... Mobbing ya ispatlanamaz ama hissedilir olarak kendini göstermekte ya da ispatlanabilir olsa da, mobbingin pasif aktörü olan kadın-anne hakkını savunurken bile rencide olmakta. Kadın, durumun çirkinliğiyle daha fazla muhatap olmamak için, ya kendini savunmadan gerçekleri kapatma yoluna gitmekte ya da belli belirsiz ifadelerle olayı geçiştirmeyi tercih etmektedir. Görünmekteki kadın ne kadar başarılı ve kariyerli olursa olsun mobbingin nesnesi olmaktan kurtulamamaktadır. Dolayısıyla, bizler bu talihsiz benzetmeyi de, diğer mobbingleri de esefle kınamaktayız. Anneler mobbingin savunmasız kurbanları olmasın, bu yüzden de ağlamasın diyoruz.
Etkinliğe, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalakın eşi Zübeyde Kamalak, Memur-Sene bağlı sendikaların genel başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.
MEMUR-SEN KADIN KOMİSYONU BAŞKANI BERRİN SEVİL KAZANCI'NIN YAPTIĞI KONUŞMANIN TAM METNİ:
Nerde bir yolcuyu görsem aklıma sılam geliyor
Ben ne zaman bir of çeksem hatrıma anam geliyor
Kızım diyor, gözüm diyor, ağlama sus kuzum diyor...
Değerli Genel Başkanımız, Sayın Vekillerimiz, Saygıdeğer Sendika Genel Başkanlarımız, Sendikalarımızın Değerli Kadın Komisyonları Başkanları, çok değerli konuklarımız hepinize hoş geldiniz diyor, bu anlamlı günü sizlerle beraber idrak etmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Değerli konuklarımız, aramızda yabancı uyruklu konuklarımız da bulunmakta. Müsaadenizle kendilerine de kısaca seslenmek isteriz...
Dear Friends... We're glad to share this organisation with you. This is not only an ordinary programme of just only having a dinner or sharing some opinions. Here are also some groups from different NGO's. We invited you and them for the name of peace and for the sake of mothers. Because, we think that if we are sincere about peace, we have to come together despite whole differences. And also, there is a reallity that, we have to see the way of peace passes from the soothing arms of mothers. :) By the way, there is no translater because you didn't want a translater. Because, you consider Turkey as a homeland. As I see some of you can understand Turkish. And I beg from you to help each other. So, we say: "WELCOME TO MOTHERS DAY and NO MORE TEARS FOR MOTHERS".
Evet...
Anne: Yol, arkadaş
Anne: Yoldaş
Anne: Telaş, anne uğraş
Anne: En zor anında güç veren sırdaş
Anne: Merhamet, bilinmez keramet ama bilinen o ki onunla son selamet...
Anne: Aşk, Gözyaşı, Sevinç
Anne: Uzlaşı, o yüzden de baş tacı
Anne: Can ..... Anne: Canan ve biliriz ki onsuzluk "hüsran"...
Anne: Anne... Görüyoruz ki tanımlar yetersiz... Tanımların yetersizliği, yaşam içindeki anneye yüklenen sayısız tecrübeden mi kaynaklanmakta?... Yoksa anne olmayla ilgili fıtri kodlarımızdan mı? Bu bilinmez ama şu bir gerçek ki, dünyanın neresinde olursa olsun, anne anlamına gelecek her sesleniş yürek titretmekte. Bu bilinçle bizler, Memur-Sen Kadın Komisyonu olarak, annelerimizin bu günü ve her günü kutlu olsun diyoruz.
Bu mutlu ve kutlu günde annelerimizle ilgili bazı gerçeklere değinelim diyoruz. Çünkü anneleri ağlatan çok gerçekler olduğunu biliyoruz. Ve ARTIK ANNELER AĞLAMASIN diyoruz. Bunu sadece anneler için istemiyoruz. ÇOCUKLARIMIZ AĞLAMASIN, ERKEKLERİMİZ AĞLAMASIN, TOPLUM AĞLAMASIN dediğimiz için istiyoruz.. Ve bunu tek başımıza Memur-Sen olarak, Memur-Sen Kadın Komisyonu olarak söylemiyoruz. Aramızda konusu farklı da olsa, kaygısı İNSAN olan, BARIŞ ve UZLAŞI olan birbirinden değerli Sivil Toplum Kuruluşları bulunmakta. Evet, değerli STK gönüllüleri ve değerli konuklarımız... Bugün gelin ortak dilimiz üzerinden, BARIŞIN DİLİ üzerinden, ADİL ve MÜREFFEH TÜRKİYE ve DÜNYA HEDEFİ üzerinden hep beraber ANNELERİ AĞLATMAYALIM diyoruz.
Anneler çok şeyden dolayı ağlamakta...
Engelli anneler, Başörtüsü mağduru anneler, Şiddet mağduru anneler, Emeği taşeron işçi veya kayıt dışı işçi olarak sömürülen modern köle anneler ağlamakta,
Suriye'deki, Arakan'daki gibi birçok yerdeki kadın din ve mezhep ayrımının, yürekleri de bedenleri de parçalaması dolayısıyla ağlamakta,
Bugün birçok anne, savaşın ve terörün hain pençelerinde "evladım" diyerek ağlamakta, tacize, tecavüze uğrayarak "namusum" diyerek ağlamakta... Barışın, uzlaşma kültürünün mimarları kadınlarımız- erkeklerimiz... Gelin hep beraber bir uzlaşı kültürü geliştirelim. Bu hedefi gerçekleştirmekte kadınlarımızın doğuştan gelen meziyetlerini beraber değerlendirelim. Aksi takdirde yine en fazla çocuklar ve anneler ağlamakta...
Ve kadınlar mobbing dolayısıyla ağlamakta. Bunun en yakın örneği yakın vakitte Bakanımız Fatma Şahin'e yönelik yapılan çirkin benzetme ile açıkça kendini göstermekte En kariyerli kadınlar bile mobbingin sinsi ağları arasında çırpınarak ağlamakta... Mobbing ya ispatlanamaz ama hissedilir olarak kendini göstermekte... Ya da ispatlanabilir olsa da, mobbingin pasif aktörü olan kadın-anne hakkını savunurken bile rencide olmakta. Kadın durumun çirkinliğiyle daha fazla muhatap olmamak için, ya kendini savunmadan gerçekleri kapatma yoluna gitmekte, ya da belli belirsiz ifadelerle olayı geçiştirmeyi tercih etmekte.. Görünmekteki kadın ne kadar başarılı ve kariyerli olursa olsun mobbingin nesnesi olmaktan kurtulamamakta. Dolayısıyla bizler de bu talihsiz benzetmeyi de, diğer mobbingleri esefle kınamaktayız.
İşte değerli konuklarımız... Bizler, sizler bugün bu gözyaşlarını dindirmek için buradayız. Beraber bu atmosferi paylaşmamız bile hepimiz için umut verici... Çünkü bu bile başlı başına geleceğe dönük bir adımdır. Bireysel ve toplumsal bu kadar yüksek değerlere sahip annelerimizin gözyaşını dindirerek daha müreffeh bir Türkiye, daha barış içinde bir dünya ancak ve ancak bizlerin avuçlarından filizlenecektir. Dert bizde ama derman da bizde... O halde merhem için gelin hepimiz birer LOKMAN HEKİM olalım diyoruz. Gelin yarınlar için hepimizde var olan iyi niyet, samimi duruşla birlikte adım atalım, bu organizasyonu bu yolda bir adım olarak görelim diyoruz.
Evet değerli konuklarımız, sözlerimizin sonunda bizler şöyle diyoruz:
Gelin GÜLEN ANNELERLE, GÜLEN BİR DÜNYA çizelim diyoruz.
O tabloyu bir şaheser olarak ebediyen koruyalım, seyredelim diyoruz...