KAMU
‘Aile paketi’ çalışanın kariyerini ve istihdamı etkileyecek mi?
Başbakan tarafından açıklanan aile paketi, kısa süre içinde meclise geldi. Paket kapsamında getirilecek düzenlemelerin, kadın istihdamını nasıl etkileyeceği konusundaki tartışmalar ise sürüyor. Daha yasalaşmadan tartışma yaratan pakette üzerinde durulması gereken özellikle iki nokta var. Bunlardan ilki, pakette yer alan ve doğum sonrasında kadın çalışana ilk doğumda 2, ikinci doğumda 4, üçüncü doğumda da 6 ay süreyle yarı zamanlı çalışmasına rağmen tam ücret ödeneceğine ilişkin düzenleme. Söz konusu hak, engelli çocuk sahibi olunması durumunda 1 yıl olarak düzenlenmiş.
Ayrıca, çoğul doğumlarda bu sürelere 30 gün eklenecek ve evlat edinme halinde de bu haktan yararlanılabilecek.
Bu düzenlemeye göre; 4857 sayılı İş Kanunu’nda tanımlanan haftalık çalışma süresinin (45 saat) yarısı kadar süreyle çalışan kadın işçilerin çalıştıkları sürenin ücreti ve sigorta primleri işveren tarafından ödenirken; çalışmadıkları sürenin ücret ve primleri ise İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.
Memurlar avantajlı
Bununla birlikte, söz konusu hak kadın memurlara da tanınmış durumda. Yani, doğum yapmaları halinde kadın memurlara da birinci doğumda 2, ikinci doğumda 4, üçüncü doğumda da 6 ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar çalışma imkânı getiriliyor.
Diğer taraftan, söz konusu sürelerde iş sözleşmesi ile çalışan kadınlardan farklı olarak, kadın memurların mali ve sosyal haklarından herhangi bir kesinti yapılmayacak. Bu durumda, kadın memurların kadın işçilere göre avantajlı olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır.
Tam ücret yok
Doğum sonrası yarım çalışma ödeneği, ücret düzeyine bakılmaksızın herkes için aynı tutar üzerinden belirlenmiş. Bununla birlikte, ödenecek ücretin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak kısmı için bir sınırlama olduğu ortaya çıktı. Ödenecek ücret, işsizlik sigortası uygulamasında olduğu gibi, günlük asgari ücretin brüt tutarının yüzde sekseni ile sınırlanmış. Bu rakam, evli, eşi çalışan ve 3 çocuklu işçi için tespit edilen günlük asgari net ücret tutarına denk geliyor. Yani, günlük olarak yaklaşık 31.8 TL.
O halde, şöyle kabaca bir hesap yaparsak;
3.000 TL net ücretle haftalık 45 saat çalışan bir kadın sigortalının ilk çocuğu için doğum sonrası 2 ay yarı zamanlı çalışması durumunda; her ay için ücretinin yarısı, yani 1.500 TL işveren tarafından ödenecek ve bu süreye ilişkin sigorta primi de işveren tarafından yatırılacak. Söz konusu kadın çalışanın çalışmadığı süreye tekabül eden ücreti aslında 1.500 TL olmasına rağmen, devlet tarafından İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödenecek tutar sadece yaklaşık 476 TL ile sınırlı olacak. Dolayısıyla, söz konusu kadın çalışanın yarı zamanlı çalıştığı dönemde eline geçen para 1.976 TL olacak. Başka bir ifadeyle, kadın çalışanın cebinde yaklaşık 1.000 TL’lik bir kayıp var.
Bu durumda kadınlar yarım zamanlı çalışıp karşılığında tam ücret almış olmayacaklar. Oysaki daha önce kamuoyuna açıklanan tam ücret alacakları şeklindeydi. Kanun tasarısı ortaya çıkınca görüldü ki, ortada bir hesap hatası var. Öte yandan, söz konusu kayıp asgari ücretle çalışan kadın için daha düşük düzeyde kalacak. Ücret düzeyi yükseldikçe, kayıp oranı da artacak.
Herkes yararlanmıyor
Bu haktan tüm kadın çalışanların yararlanması mümkün olmayacak. Çünkü yasa tasarısında bu haktan yararlanılabilmesinin, kadın çalışan için doğum tarihinden önceki son 3 yılda 600 gün işsizlik sigortası primi bildirilmiş olmasına bağlı olduğu ifade ediliyor.
Büyümeye destek
Kadın istihdam oranlarını erkek istihdam oranları seviyesine yükseltmek GSYH üzerinde önemli bir etkiye sahip. Dünya Bankası etkinin Mısır’da yüzde 34, Güney Afrika’da yüzde 10 veJaponya’da yüzde 9’a kadar ulaştığını gösteriyor. Dolayısıyla, büyük bir potansiyele sahip Türkiye’nin nüfusunun “diğer yarısı”nı da “iş”in içine katmak için elinden geleni yapması şart.
Çalışma barışı zedelenebilir!
Taslakta yer alan ve kadın çalışana doğum sonrası çocuğu okul çağına gelene kadar yarı zamanlı çalışma hakkı tanıyan düzenleme geçici iş ilişkisini yeniden gündeme getiriyor.
Taslakta yer alan haliyle geçici iş ilişkisi, askerlik, süt izni, doğum izni, analık ve ücretsiz izin ile doğumdan sonraki kısmi süreli çalışmalarda ve 6 ayla sınırlı kalmak kaydıyla mevsimlik tarım işlerinde kurulabilecek.
İş bulmasını bekleyecek
Buna göre bir işçi özel istihdam bürosuna kayıt olarak bu büronun kendisine iş bulmasını bekleyecek. Saydığımız haller çerçevesinde bir işverenin işçiye ihtiyacı olduğunda özel istihdam bürosu kendisine kayıtlı olan işsizi bu işverene yönlendirecek ve altı aylık geçici iş ilişkisini kuracak.
Özel istihdam bürosu işçisini işverene ödünç vermek karşılığında işverenden bir para talep edebilecek, ancak işçiden herhangi bir para alamayacak. Geçici iş ilişkisi ile işverenin işyerinde çalışmaya başlayan işçiye 6 ay boyunca işverenin aynı pozisyondaki kendi işçilerine verdiği ücretten düşük olmayan ücreti özel istihdam bürosu tarafından ödenecek. İşçinin sigortası da özel istihdam bürosu tarafından yatırılacak. Dolayısıyla işverenin sigorta ve ücret ödeme gibi bir yükümlülüğü olmayacak.
Geçici iş ilişkisi 2 kez uzatılabilecek. Yani işçi 1.5 yıla kadar geçici iş ilişkisi ile aynı işverene bağlı olarak çalışabilecek. Sürenin sonunda işveren işçiyi işe almayarak yeniden özel istihdam bürosuna geri gönderebilecek. Dolayısıyla işçilerin aynı işverene bağlı olarak çalışma karşılığı elde ettiği yıllık izin, kıdem tazminatı gibi hakları hiç ortaya çıkmayabilir.
Özel istihdam bürolarının işçilerini kiralayarak işverenlere hizmet sağlaması, işçilerin sürekli bir istihdam imkanına kavuşmasını engellediği gibi ellerine geçecek ücretin de çok düşük olması sonucunu doğurabilir. Ayrıca işçiler özel istihdam bürosuna kayıtlı olup geçici iş ilişkisi ile bir işverenin işyerine gönderilmedikleri durumlarda ücret alamayacakları için yoksulluk riski ile karşı karşıya kalacaklar. cem kılıç milliyet