KAMU
Adaletin Kazası Olmaz
Kamu çalışanlarınca da bilineceği üzere 15/03/1999 tarihli ve 99/12647 sayılı bakanlar kurulu kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikde; yülürlüğe girdiği tarihten itibaren sürekli değişikliklere gidilerek , söz konusu yönetmelik revizyona uğratılmıştır. İlk haliyle bakıldıgı zaman 657 SDMK’nunda belirtilen liyakat,kariyer ve sınıflandırma ilkelerine uygun olarak hazırlanmış ve liyakati, objektif kriterlere bağlayarak hakkaniyet ölçüsüne dikkat edilerek hazırlanmış bir yönetmelikti ta ki mülakat düzenlemesinin getirilmesine kadar.
MÜLAKAT DÜZENLEMESİYLE ASIL DİKKATE ALINMASI GEREKEN LİYAKATI,ORTADAN KALDIRILMIŞTIR
Danıştayın Mülakatla ilgili karar ve mütalaalarına bakıldığında, İdarenin mülakat düzenlemesini hukuka aykırı bulmamakla birlikte belirli objektif kriterlere baglama zorunluluğu olduğunu değerlendirmektedir. Buna göre tercih edilenin tercih edilmeyene göre liyakat anlamında objektif veri olan sorulara verilen cevapların kaydı, kamera ve bant kaydı gibi nesnel verilerin varlığını zorunlu tutmuştur. En son Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği yönetmeliğinde yer alan şube müdürü ve benzer kadrolara geçişte idarenin başarı puanı olarak belirleyıci unsurun sözlü puanı degilde yazılı puanı olması gerektiği yöndeki kararınarağmen, Milli Eğitim bakanlığı başta olmak üzere SGK, bu kararı görmezden gelmiş objektiflikten uzak sözde mülakatla boş bulunan tüm şube müdürlüğü kadrolarına atama yapmıştır. Diger taraftan Danıştay’ın bu kararı neticesinde çerçeve yönetmelikte mülakatla ilgili ikinci bir düzenleme yapılmış ve “Görevde yükselme suretiyle ilan edilecek boş kadro ve pozisyon sayısı kadar atama yapılmasında başarı puanı esas alınır. Başarı puanı Şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki kadrolara atanacaklar için yazılı ve sözlü puanların aritmetik ortalaması alınmak suretiyle tespit edilir” diyerek yeniden düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemede geçen aritmetik ortalama,Danıştay’ın başarı puanına esas belirleyici unsur yazılı olması ve sözlünün ise tamamlayıcı unsur olması gerektiği gerekçesiyle iptal ettiği hususu karşılamadığı açıktır. Kamu çalışanlarının büyük bir kısmının istemediği mülakat sisteminde neden ısrar edildiğini ve yetkili sendikanın ise bu husus da neden sessizkaldığı kafalarda soru işareti olarak kalacaktır. Bugün bu sistem gerçek liyakat sahibi donanımlı çalışanların kariyer planlamalarını bitirmiş ve kurumlarda pasif durumlarda bırakılmalarına neden olmuştur. Çünkü mevzuatı bilmenin kurumsal hafıza ve birikime sahip olmanın önemini yitirdiği, sendika ve siyaset ikilisinin belirleyici unsur olduğuaçık bir şekilde yazılı sınavını kazanan adayların torpil arayış çabalarından herkesçe bilinmektedir. SGK. Merkez Müdür yardımcısı kadrolarına ve şube müdürlüğü kadrolarına atamaları yapmış ve akabinde tartışmalar devam etmiştir. Şube müdürlüğü yazılı sınavında yüksek puan alıp da, mülakat sonucu yedeklere kalan mevzuata hakim, temsil yeteneğine haiz bir çok arkadaşımız, yedeklere bırakılarak çalışma azmi ve şevki kırılmıştır. Bütün vicdanlarca doğru karşılanan tek sınav Merkez Müdür Yardımcılığı sınavı olmuştur. Şaibeden uzak ve hakkaniyetli bir şekilde ataması yapılan Merkez Müdür Yardımcılığı atamalarıyla ilgili olarak derneğimize şaibe anlamında bir tek şikayet bile gelmemiştir. Umarım en kısa zamanda Merkez Müdürlüğü ve şube müdürlüğü atamalarında da aynı yönteme geçilerek kurum şaibe ve torpil suçlamalarına maruz bırakılmaz
ADALETİN KAZASI OLMAZ
Yüzlerce liyakatli çalışanın umutlarını söndüren ve kul hakkının yendiği bu sistemde daha fazla ısrar edilmesinde asla kamu yararı düşünülemez. Mülakatta ısrar edenlere ve buna sessiz kalan sendikaya seslenmek istiyorum. Devletin bu kurumları kendinize ait şirketler olsa bu usulle yönetici olarak atananların yüzde kaçını şirketlerinize yönetici yaparsınız veya şirketlerinizde yöneticiyi yapmayı bırakın şirketlerinizin önünden geçirilmesine müsaade edersiniz? Bilinmelidir ki söz konusu vatan oldugunda bu halkın tüm renkleri gözünü kırpmadan vatan savunması için cepheye koşturacaktır. T.C. Devletini bu halkın tüm renkleriyle birlikte omuz omuza canları pahasına kurulmuş ise, hiçbir ayrımcılığa gitmeden Devletin tüm nimetlerinden yararlanmak her Türk vatandaşının anasının ak sütü gibi helal olduğu kadar, Devletin kurumlarında çalışanlarında kariyer planlaması yaparak hak ettiği noktaya gelmesi en doğal hakkıdır. Bilinmelidir ki devleti kurumlar, kurumları ise çalışanlar yüceltir. Ve yine bilinmelidir ki hayatta birçok şeyin telafisi ve kazası vardır; namazın,orucun oldugu gibi ama asla adaletin kazası yoktur. boynuzsuz keçinin boynuzlu keçiden hakkını alacağınıbildiğimiz bir gerçek ortadaykentüm yetkililerimizi kul hakkını gözetmeye davet ediyorum
Emir KAZAK
Kamu Şefleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı