SENDİKA
9 Adımda Başkan Devirme Tekniği
Günümüzün neoliberal politikalarının kuşattığı dünyasında gözü kararan medya baronlarının tekelindeki medya sektöründe artık 25.kare, gri propaganda gibi izleyiciye gizliden gizliye mesajların verildiği tekniklere, subliminal mesajlara pek itibar edilmiyor.
17 Ağustos 2013, Cumartesi
Günümüzün neoliberal politikalarının kuşattığı dünyasında gözü kararan medya baronlarının tekelindeki medya sektöründe artık 25.kare, gri propaganda gibi izleyiciye gizliden gizliye mesajların verildiği tekniklere, subliminal mesajlara pek itibar edilmiyor.
Saflar netleşti, safını seçenler müttefiklerine yönelik beyaz propagandalarını da, hasımlarına yönelik kara propagandalarını da hiçbir etik kaygı duymaksızın rahatlıkla açıktan açığa pervasızca yapabiliyorlar.
Nasıl mı?
Varsayalım Patagonya denilen bir ülke var ve siz o ülkede yaşıyorsunuz. Bir medya kuruluşunun başındasınız, bu ülkede yasama, yürütme, yargı var ama dördüncü kuvvet olarak bir de ben yani medya var dediniz. Gücünüzü ölçmek istediniz, bir milletvekilini, bir bürokratı ya da bir oda başkanını, bir STK yöneticisini veya bir sendika başkanını kafaya taktınız.
‘’Yüz binlerce hatta milyonlarca üyesi olabilir, demokratik seçimle iş başına gelmiş olabilir ama ben bunun tipinden hoşlanmadım, zaten telefonuma da çıkmadı, bu gitsin başkası gelsin.’’ Dediniz.
1) Öncelikle akıllı bir adamsanız ‘’götürmeye’’ karar verdiğiniz kişinin mensubu olduğu camiayı karşınıza almazsınız.
2) Doğrudan o kişiyi hedefe koyarsınız. ''Efendim bizim o camiayla işimiz olmaz, bizim derdimiz o camianın başındaki kişi ile...'' dersiniz. O zaman camia rahatlar, bir ‘’oh’’ çeker. ''Bizimle bir derdi yokmuş der.'' siz adamla baş başa kalırsınız.
3) Sonra başlarsınız ‘’götürmeye’’ karar verdiğiniz kişinin varsa yanlışlarını, açıklarını manşetten çakmaya…
4) Eğer gözle görülür yanlışları yoksa ‘’götürmeye’’ karar verdiğiniz kişinin sektöründeki en yakın rakiplerini bulur onlardan ‘’tüyo’’lar alırsınız. Onlar zaten sabırsızlıkla sizden böyle bir daveti bekliyor olacaklardır. Hem zaten o kişiyi götürdüğünüzde yerini alacak olan kişi de bu şekilde size tabiri caizse ‘’gebe kalacaktır.’’ Bir sonraki hamleyi düşünmeden hareket etmek de olmaz zaten, değil mi?
5) Baktınız yinede adamın dişe dokunur bir yanlışı yok, o zaman siz onun adına yanlışlar üretmelisiniz... Yapmadığını yaptı yazın, söylemediğine söyledi deyiverin, olmayanı olmuş gösterin, olsun bitsin. Birine kırk gün deli desen herkes deli der nasıl olsa değil mi? Zaten siz işe başladığınızda onun yanlışlarının ortaya çıkmasını bekleyen bir kitleyi hazır bulursunuz.
6) Ayrıca adamın mümkünse ağzı açıkken çekilmiş bir fotografını yayınlamayı ihmal etmeyin. Bu zaten mesleğin olmazsa olmazlarındandır.
7) Sonra manşetten istediğiniz gibi manipüle edebileceğiniz anketler yayınlayın. Zaten o anketlerden siz ne isterseniz garanti o sonuç çıkacaktır.
8) ‘’Ben senden korkmuyorum, erkeksen gel.’’ deyin.
9) Bütün bunlara rağmen adam erkek çıkıp, meydan okursa da milyonlarca takipçimiz adına ‘’hakkımızı helal etmiyoruz.’’ Deyin.
Bu yöntem size de tanıdık geldi ise ben zaten biliyordum, geçen gün bir yerde görmüştüm diyorsanız, benden bu kadar gerisi size kalmış.
Yarın da tavuk suyuna çorba tarifi vereceğim ilgilenenlere duyurulur.
Kemal DAĞDEVİREN