KAMU
657 sayılı kanundaki değişiklik talebi artıyor
Bu çalışmada reformun çıkış sebepleri ile şuan hangi aşamaya geldiğimiz ve sancılı bir süreç yaşanmadan reformun nasıl gerçekleştirilebileceği hususunda bazı açıklamalarda bulunacağız.
İstihdam Yapısı ve bu Yapıyı düzenleyen temel düzenlemeler
Kamu kesiminde nasıl bir istihdam şekline yer verilmesi gerektiği 1982 Anayasasının 128 inci maddesinde yer verilmiştir. Bu maddede; Devletin, KİT'lerin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle gördürüleceği ile memurlar ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin yasa ile düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
Genel İdare Esasları, asli ve sürekli kamu hizmetleri ile diğer kamu görevlilerinin ne olduğuna ilişkin herhangi bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Bu tanımlar literatürde açıklığa kavuşturulmuştur.
1982 Anayasasına göre, kamu kurum ve kuruluşlarındaki istihdam biçimlerine baktığımızda; * Memurlar, * Diğer Kamu Görevlileri; -Askeri Personel, -Hakim ve Savcı, -Akademik Personel, * Sözleşmeli Personel; -657 Sayılı DMK 4/B, - 4924 Sayılı Kanuna göre istihdam edilen sözleşmeliler, -KİT Personeli (399 Sayılı KHK), -Diğer Sözleşmeli Personel(Teşkilat Kanunlarında yer alan), * Geçici Personel ve * İşçilerin istihdam edilmekte olduğunu görüyoruz.
Kamu Personel Rejimini Düzenleyen Temel Kanunları ise aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
-657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, * 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, * 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, * 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, * 2451 Sayılı Kanun, * 2477 Sayılı Kanun, * 4924 Sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, * 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname.
Ayrıca, çok sayıda Kanun ve KHK'de de personelin mali ve sosyal hakları ile istihdam şekillerine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Genellikle de bu düzenlemelerin kurumların teşkilatlarını düzenleyen mevzuatta yer aldığı görülmektedir. 666 sayılı KHK ile mali düzenlemeler büyük oranda tekleştirilmiştir.
Personel Sistemimizin Temel Sorunları nelerdir?
Personel sistemimizin bilinen temel bazı sorunlarından müzminleşenlerini aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:
-Mevzuatın dağınıklığı ve karmaşıklığı.
-Yapılan değişikliklerle sistemin temel mantığının bozulması.
-Personel dağılımının dengesizliği.
-Aynı görevi yürüten personel arasındaki statü ve maaş farklılıkları.
-Şeffaf ve katılımcı yönetimin sağlanamaması ve gelişen şartlara uyum sorunu.
-Çalışanla üst yönetici arasındaki ani geçişlerin rutin hale gelmesi.
-İşportacı yöneticilerin çoğalmasına yönelik zeminin yaygınlaşması.
-Personel sistemini, verimliliğe bağlamaya çalışan düzenlemelerin başarılı olamayışı ve verimlilik unsuru olarak düşünülen maaş kalemlerinin sabit hale getirilmesi.
-Personel sisteminin verimliliği teşvik edici yönünün olmayışı.
-Kurumsal düzenlemelerle genel sistemin dışına çıkma eğilimi.
-Maaşların hesaplanmasında aynı veya farklı niteliklerde ve değişik adlar altında düzenli veya düzensiz çok fazla ödeme unsurunun bulunması.
-Alınan maaş ile emekli aylığı arasında ek göstergedeki dengesizlik nedeniyle ciddi farkların oluşması.
-Sözleşmeli personel uygulamasındaki yanlış yaklaşımların bu sistemi başarısız kılması.
-Memur tanımının çok kapsamlı olması. Hatta yardımcı hizmetler sınıfının dahi 10 hizmet sınıfı içerisine alınması.
-Asli ve sürekli kamu hizmeti tanımının yapılmamış olması.
-Hizmet alımı usulü ile yaptırılacak birçok hizmetin memurlara yaptırılması.
-Sınavsız personel alımının sınırlarının iyi tespit edilmemesi.
-Gerek olmadığı halde birçok memur kadrosuna atamanın müşterek kararname ile yapılması.
-Müktesep hak kavramının açık bir şekilde kanuni tanıma kavuşturulamaması.
-Yargının idare yerine geçerek verdiği kararlardan dolayı sistemin içinden çıkılamaz hale gelmesi.
-Oluşan kamu zararının sendikalara fatura edilmemesi nedeniyle memurların fiili grevinin önüne geçilemeyişi.
-On binlere ulaşan bankamatik memurlarının oluşturduğu sorunun çözülemeyişi.
-Yöneticilerin görev sürelerinin sınırlı olmayışı. Yönetici güvencesinin yargısal kararlarla memur güvencesine dönüşmesi.
-Memur güvencesi ile maaş dengesi arasındaki ters orantının ısrarla orantıya döndürülme çabaları. Yani hem maaş yüksek olsun, hem de iş güvencesi olsun ısrarının oluşturduğu çıkmaz.
-Kamu personel yönetiminin sahipsizliği ve milyonlara ulaşan kamu personel sayısının dahi net olarak bilinemeyişi.
-Personel konularındaki ikincil mevzuatın çoğunun 1980 askeri darbesinden sonra yürürlüğe girmiş olması ve halen değiştirilmemesi.
-Olmazsa olmaz eğitimler yerine gereksiz eğitimlerin ön plana geçmesi.
-Öğretim elemanlarının ücretlerini ve çalışma esaslarını düzenleyen mevzuatın demode olması.
Çalışmaya nereden başlanmalıdır?
Fazla uzatmadan konu uzmanlarından oluşturulacak bir uzman heyetine hazırlatılacak bir kanun taslağının bir an önce hayata geçirilmesi elzemdir. Daha önceki yıllarda hazırlanan birçok çalışma, yapılacak çalışmayı daha da kolaylaştıracaktır.
Yukarıda da belirtmiş olduğumuz üzere, kamu personelinin yaşadığı sorunlar ve çözümleri net olarak bilindiği için işin çok fazla uzayacağını düşünmüyoruz. Bu çerçevede, atılacak yanlış adımların sorunu içinden çıkılmaz hale getireceğini de açıkça ifade etmek isteriz. Özellikle çalışmanın başında iş güvencesi ve paralel yapıyı tasfiye saikiyle hareket edilmesi gibi gereksiz yere panik oluşturacak algılardan uzak durulması oldukça önemlidir. Konu uzmanı olmayanların gereksiz müdahalelerine fırsat verilmemelidir. Aksi takdirde konu başlamadan çıkmaza girecektir.
Ayrıca, bütün kamu personelinin tek bir çatı altında toplanması gibi gereksiz karmaşaya gidilmemelidir. Bu durum gereksiz bir karmaşaya zemin oluşturacaktır. Yani benzeşmeyen personel gruplarının tek çatı altında toplanması ciddi bir karmaşa oluşturacaktır. ahmet ünlü yeni şafak