SENDİKA
4C’ li personellere iş güvencesi geliyor
Kontv de yayınlanan Ankara konuşuyor programına konuk olan Tonbul, Türkiye’nin enerji politikaları, özelleştirme, yeni anayasa ve çalışma hayatına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
‘’ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI YAYGINLAŞTIRILMALI’’
Türkiye’nin, enerji kaynakları yönüyle kendi kendine yetmeyen bir ülke konumda olduğunu söyleyen Tonbul, Ülkemiz enerji kaynakları yönüyle kendi kendine yetmiyor. Türkiye’nin enerjide öz kaynaklarına dönmesi gerekiyor. Ülkemiz ham madde yönüyle fakir bir ülke konumunda bulunuyor. Enerji ise hayatın her alanında kullanılıyor. Hayatımızı enerji kolaylaştırıyor. Enerji bu kadar önemli iken yerel kaynaklarımıza dönmemiz de o kadar önem arz ediyor. Enerji üretimimizin %56’sını dış kaynaklardan elde ediyoruz. %44’ünü de öz kaynaklarımızdan elde ediliyoruz. Bunların içinde 2003 ten buyana hızla yaygınlaşan HES’ler ve son yıllarda hızla artan rüzgar enerjisi yer alıyor. Bu tarz alternatif enerji kaynaklarının hızla yayılması gerekiyor. Rüzgar ve güneş enerjisi ile ilgili Enerji Bakanlığı çalışıyor. Bunlarla ilgili teşviklerin ve teşebbüslerinin artırılması gerekiyor’’ dedi.
''YENİ PROJELER DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTACAK’’
Enerji de dışa bağımlılığın azalması noktasında linyit kömürü ve nükleer projelerin devreye sokulması gerektiğini söyleyen Tonbul, ‘’ Linyitte hala eski santralleri kullanıyoruz. Yeni termik santrallerin kurulması gerekiyor. Konya Karapınar ve Şırnak’ta büyük rezervlerimiz var. Buralara yeni termik santraller kurularak hem enerji ihtiyacımızı azaltabilir, hem de istihdam yaratabiliriz. Mevcut santrallerin kapasitelerinin de artırılması gerekiyor. Yeni santrallerin kurulması için de mevzuatın kolaylaştırılması gerekli. Bunun yanında dışa bağımlılığı bir nebze olsun azaltacak, Sinop ve Mersindeki nükleer santral projelerinin de bir an önce bitirilmesi gerekiyor. Bu projelerin tamamlanması için var gücümüzle çalışmalıyız. Enerji üretim tesisleri de doğayı ve ekolojik dengeyi gözeterek inşa edilmelidir’’ ifadelerini kullandı.
’’ÖZELLEŞTİRMELERLE HUZURSUZ İNSAN TOPLULUKLARI ÜRETİLDİ’’
Enerji hizmet kolunun özelleştirmelerin en yoğun olduğu hizmet kolu olduğunu söyleyen Tonbul, ‘’ Enerji hizmet kolunda özelleştirmeler yoğun yaşanıyor. Fakat; bunlarla ilgili sosyolojik çalışmalar yapılmıyor. İnsan unsuru dikkate alınmıyor. Bu yıl TEDAŞ özelleştirildi. Burada çalışan memurlar diğer kurumlara dağıtıldı. Memurların özelleştirmeden diğer kurumalara gönderilmesiyle kurumsal hafıza boşaltılıyor. Farklı kurumlara atanan personel, mesleğinde uzak işlerde görevlendiriliyor. Yetişmiş insanımızı heba ediyoruz. 2008 yılındaki Toplu Görüşmelerde özelleştirme ile ilgili, taraflarıyla bir araya geldik. Fakat hiçbir sonuç alınamadı. Binlerce insan diğer kamu kurumlarına gönderilerek, huzursuz insan toplulukları üretildi ve üretilmeye devam ediyor. Bu huzursuz insan topluluğunun başında da 4C’li diye tanımlanan personel geliyor. Bu arkadaşlar için en fazla mücadeleyi Memur-Sen veriyor. Memur-senin mücadelesiyle çalışma süreleri 11 ay 28 güne çıkarıldı. Yine aile yardımı da Memur-Sen’in çabalarıyla elde edildi. Yeni Torba Yasa ile tam yıl çalışacaklar. Yine Torba Yasayla 4C’ li personellere iş güvencesi geliyor. Toplumda huzurun sağlanması için 4C’li personele kadro verilmesi gerekiyor’’ diye konuştu.
‘’SOSYAL PAYDAŞLAR KARAR MEKANİZMASININ İÇİNDE YER ALMALI’’
10 Ağustos seçimlerinde halkın oyuyla Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan ve yeni Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’na başarı dileyen Tonbul şöyle devam etti: Yeni hükümetin programı insan onuruna yaraşır bir program. Memur-Sen olarak bunu önemli buluyoruz. Çalışanların İnsan onuruna yaraşır bir iş ve insan onuruna yaraşır bir ücreti olmalı. Bunun içinde iş güvencesi de var. Çalışma hayatı ile ilgili noktada paydaşlarla hareket edilmeli. Karar mekanizmasının içine sosyal paydaşların alınması gerekir’’
‘YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI HEMEN BAŞLAMALI’’
Memur-Sen olarak 2015 yılında göreve gelecek hükümetin önceliğinin yeni anayasa olması gerektiğini vurgulayan Tonbul, ‘’ Memur-Sen olarak, yeni bir anayasa istiyoruz. Bizim anayasamız 1924’ten buyana hep birileri tarafından yapıldı. 1960 ve 1980 yasaları askeri darbelerin ürünü. Milletten uzak bu anayasanın bir an önce yenilenmesi gerekiyor. 2010 yılında bir adım atıldı. Askeri vesayetin kaldırılmış olduğu yeni bir anayasa yapılması lazım. 2015 yılında parlamentoya milletvekili adayı olmayı düşünenlerin, yeni anayasa için şimdiden kafa yorması gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve sendikalarda yeni anayasa için paydaş olmalı. Biz Memur-Sen olarak bunda her zaman varız. Ülke bizim, bu anayasadan da biz faydalanacağız’’ dedi.